Yunanistan’da bugün (25 Ocak) başlayan parlamento seçimlerini yerinde takip eden Sendika.Org yazarı E. Ahmet Tonak, izlenimlerini yazdı
Yunanistan’da bugün (25 Ocak) yapılan parlamento seçimlerini yerinde takip eden Sendika.Org yazarı E. Ahmet Tonak, izlenimlerini yazdı
Atina’da 25 Ocak güneşli başladı. Bir kafedeyiz, içi ağzına kadar oyunu kullananlarla dolu, herkes yoğun tartışma içinde. Önümüzden çiftler geçiyor, tek tek insanlar, onlar da koşar adımlarla oy kullanmaya yetişir gibi.
***
Dün akşam Eleni ve Kostas’ın evinde yemekte idik.
Kostas tam 42 yıllık arkadaşım, New York günlerinden. Türk Öğrenci Birliği-New York’ta beraberdik. Kostas aslen İstanbullu, liseyi Robert Kolej’de bitirdikten sonra İngiltere’de fizik doktorası yaptı. Yollarımız, State University of New York-Stony Brook’ta kesişti; ben yüksek lisans yapıyordum, o da araştırma. Ailesi Yunanistan’a göç edince Kostas da oraya yerleşti. Şu sıralar Atina Üniversitesi’nin Tarih ve Bilim Felsefesi bölümünde bilim tarihi profesörü. Bilimlerin Geçmişinden Tarih Üretmek adlı kitabı türkçe olarak da basıldı, tavsiye ederim. Kostas’ın eşi Eleni ile dün akşam tanıştık, çocuk kitapları yayınlayan bir yayınevi var.
Yemekte, Valia Aranitou (Girit Üniversitesi-Siyaset Bölümü) ve Michalis Spourdalakis (Atina Üniversitesi-Siyaset Bölümü) de vardı. Spourdalakis, yakında türkçe olarak da yayınlanacak Socialist Register – 2013’teki Yunan Kazanında Sol Strateji: Syriza’nın Başarısını Açıklamak’ın yazarı. Herkes Syrizacı, şu ya da bu şekilde partide aktif olduğu için gece boyunca partinin nasıl geliştiğini, neler yapabileceğini vs. konuştuk durduk.
Derin mevzuları bir başka yazıya bırakarak, kısaca bazı izlenimlerimi aktarayım:
Bizim yerli medyanın Syriza’nın yaygın desteğine ilişkin haberlerde anektotlara pek rastlamıyoruz. Yemekte aktarılan ve beni etkileyen iki anekdotu aktarayım. İlki Kostas’tan: geçtiğimiz Perşembe, Syriza’nın seçim öncesi yaptığı son Atina mitinginden gece geç saatlerde dönerken, metro istasyonunda elinde poşeti, yaşlı emekçi bir kadınla karşılaşıyor. Kadın, Kostas’a yaklaşarak mitingten gelip, gelmediğini soruyor, Kostas “evet” deyince, “hayatımda ilk defa bir mitinge katıldım. Tarihi bir mitingti, destekliyorsun, değil mi?” diye ekliyor.
Diğeri Michalis’ten: ağabeyinin üst katında oturan 95 yaşlarında bir başka kadınla ilgili. Kadınla yıllardır dostluk geliştiren Michalis’in ağabeyi seçim konusu açılınca ilkin şaşırıyor. Kadın eski dönemlerde sol partileri desteklerken memelerinin arasında taşıdığı bildirilerden dem vuruyor. Komünistlere oy verdiği belli olmasın diye yaklaşık 20 kilometre yol yürüyerek kendi mahallesinden çok uzaklarda oy verdiğini söylüyor. Sonra, sağ yumruğunu kaldırarak artık kaybedecek bir şeyi kalmadığını, seçimlerde korkmadan gidip oyunu Syriza’ya vereceğini, zaten yaşlandıkça diriliğini kaybeden memelerinin de artık işe yaramayacağını söylüyor.
Gece ilerledikçe, telefonlar geliyor, mesajlaşmalar sürüyor. Saat geceyarısını geçtiğinde, son kamuoyu yoklamalarının Syriza’yı 6-12 puan ilerde gösterdiği haberleri geliyor. Kostas 1974’te Yunan solunun yaşadığı hayal kırıklığını hatırlatıyor – kamuoyu yoklamalarının gazına gelmememizi tavsiye ediyor. “Yarın, 9:30’a kadar bekleyin” temkinliliği içinde.
Tartışmalarda en çok vurgulanan Syriza’nın toplumsal hareketlerle ilişkisi. Malum, bu ilişkinin muhtevası gri alan. Kimilerine göre Syriza kısmen başarılı, yani bu hareketlere oldukça açık, hareketler parti içinde olabildiğince otonom. Kimilerine göre ise Syriza hareketlere yeterince açık değil, hatta dışlayıcı. Bu bağlamda, iktidarı hedeflemenin partileşmeyi gerektirdiği, öte yandan modern zamanların toplumsal hareketliliğinin parti disiplini ile yaşadığı ikircikli gerilim sürekli gündemde. Biricik bir çözümü yok tabii bu sorunun, hayatın içinde sorunun varlığını kabul etmek ve duyarlılıkları canlı kılmak gerekli.
Syriza’nın oy desteği bulacağı kimi kesimlerin halen uygulanan Enfia adlı gayrimenkul vergisinden duyduğu rahatsızlık da sık sık dillendiriliyor. Her ne kadar Syriza bu verginin “başını sokacak tek göz evi olanlar”ı hedeflemeyeceğini söylese de, sağ partiler Syriza’nın mülkiyet düşmanı bir parti olduğunu söyleyerek etkin bir karşı propaganda yapmışa benziyorlar.
Bu akşam ilkin Kostas’larla ilk sonuçları TV’den izleyeceğiz. Ardından, ben muhtemelen Zappion Basın Merkezi’nde Aleksis Çipras’ın “balkon konuşması”na geçeceğim. Sonra kutlamalar için hep birlikte sokaklarda olacağız.
Ertesi gün de Michalis’a göre sosyalizm başlayacak!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.