Kürtlerin bulunduğu her yerde bayram coşkusu yaşanıyor. 134 gün süren büyük direnişin ardından Kobanê’nin kurtarılması büyük kutlamalara vesile oluyor. Bu arada ilginç bir şey göze çarpıyor. Kobanê’de IŞİD’i yenen Kürtler ısrarla ve yığınla Türk devletine, AKP hükümetine, Erdoğan ve Davutoğlu’na göndermeler yapıyorlar, zaferlerini IŞİD ve halifesi Bağdadi’den daha çok Erdoğan, Türk devleti, AKP ve Davutoğlu’nun […]
Kürtlerin bulunduğu her yerde bayram coşkusu yaşanıyor. 134 gün süren büyük direnişin ardından Kobanê’nin kurtarılması büyük kutlamalara vesile oluyor. Bu arada ilginç bir şey göze çarpıyor. Kobanê’de IŞİD’i yenen Kürtler ısrarla ve yığınla Türk devletine, AKP hükümetine, Erdoğan ve Davutoğlu’na göndermeler yapıyorlar, zaferlerini IŞİD ve halifesi Bağdadi’den daha çok Erdoğan, Türk devleti, AKP ve Davutoğlu’nun gözüne sokuyorlar. İnternet ortamı, televizyonlar, gazeteler ve radyo yayınlarına bir göz atan bunu hemen fark edebilir.
Aslında bu nedensiz değil, Davutoğlu pişkince ”Kobanê’deki Kürt kardeşlerimi selamlıyorum” benzeri sözler edip, dünü unutturmaya ve Kürdün sevincinden nemalanmaya çalışsa da buna fazla itibar edilmediği ortada. Kürtler Davutoğlu’nun bu açıklamalarını dikkate almamış görünüyor.
Davutoğlu’nun gençlik mecmualarındaki Kara Murat öykülerini aşmayan tarih bilgisiyle kendini çok derin sandığı, hatta Türk devletine strateji yazacak kadar bunu abarttığı bilinmiyor değil. Bu haliyle alay konusu olduğu ve bir süre daha bunun süreceği de anlaşılıyor. ”Davutoğlu’nun kendini çok derin bir tarihçi ve stratejist görmesinde ne sorun var” denilebilir. Bizce de bunda bir sorun yok, sorun kendini böyle görmesi değil, dışındakileri aptal yerine koymasıdır. Kobanê’deki ”Kürt direnişçi kardeşlerimi kutlarım” açıklaması bunun bir örneğidir.
Gerçekten bu bir halkı aptal yerine koymadır. Bir halkın acılarıyla dalga geçme, genç kızları ve oğullarının tatlı kanlarıyla yarattığı zaferden nemalanmaya çalışmadır.
AKP Kürtlere karşı elinden gelen her şeyi yaptı
IŞİD’i Kobanê’ye saldırtan AKP’dir, dünyanın dört bir yanından derlenen çeteleri Suriye’ye geçiren AKP’dir, petrol ve para akışını sağlayan AKP’dir, teçhizat ve mühimmatıyla birlikte silahlandıran AKP’dir, YPG-YPJ savaşçılarının mevzilerini IŞİD çetelerine bildiren AKP’dir.
Uzun bir süre dünyaya rağmen IŞİD’i terör örgütü olarak tanımlamayan, dahası onunla yoğun ilişkisini normalleştirmeye çalışan, ötekileştirilmiş Sünni Arapların meşru tepkisi olarak yutturmaya kalkan, dünyanın tepkisi ve zoruyla IŞİD’e terör örgütü diyen bunu dillendirirken de “Bizim için İŞİD’le PKK arasında hiçbir fark yoktur” yalanını söyleyen AKP’dir.
Kobanê’nin boşalması için elinden geleni yapan, ”Kobanê düştü düşecek” açıklamalarıyla IŞİD’in propagandasına soyunan, Kobanê’ye tek bir fişek, tek bir iğne, tek bir ekmek gitmemesi için sınırları tutan, oğulları ve kızlarına, kardeşleri ve amcalarına yardıma koşan Kürtleri sınır boylarında yaşlı, kadın, çocuk demeden coplayan, gazlayan, kurşunlayan AKP’dir.
Bu süreçte tüm dünya Kobanê ve Kürt halkıyla dayanışma içine girer dünyanın dört bir yanından destek mesajları ve yardımlar yağarken Kobanê’de IŞİD Türkiye’de AKP Kürtlerin kanını akıtmıştır. Gençlerine ve kadınlarına, yaşlı ve çocuklarına kıymıştır.
YPG ve YPJ savaşçıları sınır kapılarında günlerce bekletilmiş IŞİD’in öldüremediği yaralı savaşçılardan onlarcası bu biçimde katledilmiştir. Onlarcası yakalanıp PYD terör örgütü üyesi olarak zindanlara atılmıştır. Hala bu insanlar yaralı ve tutsaktırlar.
Türk ordu güçleri kameraların önünde IŞİD çeteleriyle oynaşmakta beis görmemiştir. Kendilerine her tür destek sunulmuştur. ”Kürtlerin canları kadar malları da çetelere helal” anlayışıyla Kürtlerin arabaları malları Türk askerinin gözetiminde çetelerce talan edilmiştir. Kapılar açılmıştır, imkanlar sunulmuştur, sofralar kurulmuş Kürtlerin kanı üzerine kadehler kaldırılmıştır.
6-8 Eylül’de buna tepkisini ortaya koymak için sokağa çıkan Kürtlere kurşun yağdırılmış, panzerler yetmediğinde tanklar ve zırhlı araçlar devreye konulmuş, sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş, Hüda Par ismiyle beslenen zebaniler devreye konulmuştur. 50 insanımız devlet güçlerinin ve Hüda Par’lı katillerin kurşunlarıyla katledilmiş, ardından “Kürtler Suriye’de IŞİD ile Türkiye’de Hüda Par ile çatışıyor bizim alakamız yok” denilerek, bütün insanlığın aklıyla alay edilmiştir. Türk kardeşleri Kürtlerin yarasını sarmaya koşarken AKP’nin coplu, gazlı, silahlı saldırısına maruz kalmışlardır. Aydınları, yazarları, sanatçıları başta olmak üzere emekçi, onurlu kardeş insanlar AKP polisinin hedef tahtasına yerleştirilmiştir. AKP’nin örgütlediği ve IŞİD’e paralel hareket eden dinci-faşist güruhlar Türkiye’de Kürt avına çıkarken; AKP ve Türk devletinin aksine Kürt halkıyla kardeşliğe inanan ve bunun gereğini yerine getirmeye çalışanlar Kader Ortakaya gibi canlar bilinçli ve hedef gözetilerek katledilmiştir.
Kürt halkı Türk devletinin tavrını asla unutmayacaktır
Bu örnekler daha da çoğaltılabilir ama gerekli değildir. Kürt halkı PKK ile kaybettirilen hafızasını, ulusal değerlerini yeniden kazanmıştır. İyi ya da kötü kendilerine dönük hiçbir şeyi unutmadıklarını ve yeri geldiğinde gereken tavrı ortaya koyduklarını bilen bilmektedir.
AKP şahsında Türk devleti Kürtlerle barışma fırsatını heba etmiştir. Kobanê’ye dönük AKP ve Türk devletinin tavrını Kürtler bin yıl geçse de unutmayacaktır. Dünyanın lanetlediği çeteleri Kürt halkına saldırtan, bin yıllık kardeşlikten bahsederken sapık ve cani IŞİD çetelerini Kürtlerin üzerine salan dört aydır Kürtlerle savaştıran AKP’nin bu düşmanlığını Kürtler asla unutmayacaktır.
IŞİD Kobanê’de Türk devleti için savaşmıştır. Bunu tüm dünya bilmektedir. Birçok yorumcu IŞİD’in Kobanê’ye akıttığı gücün beşte birini Bağdat’a akıtsa Bağdat’ı düşürebileceğini dile getirmektedir. İŞİD Kobanê’de Türk devleti ve AKP için savaşmıştır. Erdoğan ve Davutoğlu için, onların talimatlarıyla ve destekleriyle savaşmıştır. Kürt direnişi IŞİD’i yenmiştir ama Türk devletiyle ilişkilerini de deşifre etmiştir. Tüm dünya basını IŞİD-Türkiye ittifakını işlemektedir ve Türk dış politikası bu nedenle hiç olmadığı kadar yalnızlaşmış durumdadır.
O yüzden Kürdün sevinci Türk devletine ve AKP’ye karşıdır. Erdoğan ve Davutoğlu’na karşıdır. Çünkü IŞİD şahsında bunlar yenilmiştir. Ve Kürtler bu sevinçlerini AKP’nin, Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun gözüne sokmakta sonuna kadar haklıdır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.