Diye sezinliyorum. Ülkemizin nüfusu gün geçtikçe azalıyor. Yeteri kadar kaynaklarımız sosyal devletimiz, okullarımız, sağlık, altyapı gibi bir insan dünyaya geldiğinde-yalnızca kısmeti açık olmasa ya da diyelim nasibi kapalı olsun-gerekecek tüm olanaklar ortada iken nüfus küçüldükçe büzüşüyor; ortadan yitmek üzere. Ne yapabiliriz?

Bu ülkenin büyümesini istemeyenler var. Ona rota çizmeye çalışanlar. Şunu al gerisine dokunma; buradan sağa dön dümdüz yürü yolda bir şeyler derlerse aldırma; herkese selam verseydim asla varamazdım amacıma.

Dolayısıyla, Lobiler var aman onlara dikkat. (Şimdi adlarını burada sayamayacağım kadar çoklar bunlar. Yeri geldikçe ben sana söylerim sen merak etme.)

Düşünebiliyor musunuz çocuklarınızı doğurmanıza engel oluyorlar. Kimse bizim sabrımızı sınamasın. Herkes sussa; herkes gözünü yumsa biz bu lobinin işini bozacağız. Çünkü biz; büyümek istiyoruz bazı lobilere rağmen.

Doğal olarak, bu işin kolay olmadığının farkında değil miyiz sanıyorsunuz? Milletin iradesi bunun da üstesinden gelecektir şüpheniz olmasın. Fitne odakları işlerini düzegörsünler biz bu oyunu, inlerine girip bozacağız.

O yüzden, bakanıma söyledim, gereği neyse yapacak. Bizzat telefonla aradım. Bu işin peşini bırakmayacak. Peşin peşin söyleyelim. Çünkü biz büyük bir devletiz. Ecdadımızdan aldığımız ilhamla, inşallah, bu işi de nihayetine erdireceğiz.

Verimli bir toprak olmalıdır kadın. Doğurgan olmalı. Bu doğurganlık tıkanmamalı; devlete nur topu gibi evlatlar vermeli. Düzenli. Bu çocukların içerisine fıtrat devlet bizzat kendi elleriyle yerleştirecektir; yeri geldiğinde.

Uysal olmalı ses çıkarmamalı. Hanım hanımcık olmalı. Geleneksel aile yapımıza uygun vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirmeli; güzel yemekler pişirmeli.

***

Erkek egemen toplumun temel motifi kadının toplumsal yaşamda ücretli emekten pay alamaması ile anılır. Ekonomik yaşamdan dışlanmışlık özgürlük deneyiminin sınır taşlarını örer; onu annelik, kutsallık, evinin hanımı, sevecen ve güzellik gibi yumuşatıcı ve okşayıcı kavramlarla uyuşturup emeğini alıp olay yerinden uzaklaşır. Boşanmak isterse eğer ikna edilmeye çalışılır bunu devletin kurumları bile üzerine görev olarak alır.

Ekonomik olarak etkisizliği kimi yörelerde onu örtüler arasında tamamen karartıp varlık ile yokluk arası bir yere sürgün eder. Aynı ailenin çocuklarından kadın olanı örtülerek aslında babasına erkek kardeşine benzemediği ve böylelikle aslında onların o kırılgan erklerini yıpratmadığı düşüncesi biliklerden uzaklaştırılır.

Kadın emeğinin bu görünmezlik dünyası olan eve sıkıştırılması kutsallık cilasından geçtikten sonra her türlü olası sömürünün emsali konumuna yükseltiliyor.

Hedef Avrupa’nın Çin’i olmak. Yalnız biz bunu Çinli dostlarımız gibi tek çocuk yasasıyla değil, üç çocuk yasası ile gerçekleştirebiliriz ancak.

Yukarıdan otoriterlik kılığında görünürleşen gerginlik/zaman-mekan sıkışması “kutsal” ailenin yumuşaklığı tarafından emilmeli ki ülke kalkınabilsin. Burada hanımlar en büyük görev size düşüyor bu gerginliği soğurmalısınız. İşçi bedeni daha fazla kasa kesip gerilmeli. Daha az uyku; daha çok kredi; daha çok güçlü sinirler bekliyorum sizden. Öğrenciler sizden enerjinizi boş yere harcamamanızı istiyorum, lütfen.

Kendi payıma insanlar sizden daha fazla iletişimsizlik ve anlaşmazlık bekliyorum. Aman, sokaklarda birbirlerinizle karşılaşmayın, sakın birbirinizi anlamaya çalışmayın; mümkünse kendi kesimlerinizde birbirinizden alabildiğine uzak yaşayın.

Yeni çelişkiler bekliyorum; olası kötülük yuvalarını kızıştırmam ve rant yaratmam için özgün politikalarıma. Çelişkilerden beslenen felaketimsi bir ivme ile hızlanan bir ilerlemeyim ben. Peşim sıra her türlü sürtüşmeyi sürüklüyorum. Bu yüzden yeni hisse senetleri yükseldi size müdahale edecek araçların. Hanımlar evlerinde soğuramadıysa stresi ya da henüz devletimiz evlendiremediyse sizi yüreklendirici cazip koşulları ile.

Toplum kesimleri arası iletişim kurulduğunda benim de işim bitmiş olacak. Bu yüzden özeleştirimi başarılı bir operasyonla aldırmıştım yıllar önce. Yalnızca suçlayarak yıllardır iktidardayım. Halkımızın ezici bir çoğunluğunun kulakları çoktandır alıştı bu orkestra şefinin ezgilerine; karşısında gerginlikler ve çelişkilerden örülü kocaman bir orkestra.

Her gün gündemöldüren bomba gibi iddialar ile karşınızdayım. Aldırsanız da aldırmasanız da her sabah kalkar gündemi istediğim renge boyarım. İşim gücüm budur benim. Siz gazeteciler ve muhalifler bir sürede bunlarla oyalanın.