Lapseki’nin Şahinli Köyünde Batı Anadolu Madencilik’in planladığı altın-gümüş madeni işletme ve zenginleştirme tesisinin ÇED toplantısına katılım, şirket tarafından engellendi
Lapseki’nin Şahinli Köyünde Batı Anadolu Madencilik’in planladığı altın-gümüş madeni işletme ve zenginleştirme tesisinin ÇED toplantısına katılım, şirket tarafından engellendi
Çanakkale Lapseki’de yapılan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısına katılmak, maden işletmesinin yöreye ve doğaya vereceği zararları konuşmak, köylüleri bilgilendirmek için köye giden Çanakkale Çevre Platformu üyeleri toplantıya giremedi. Toplantının yapıldığı köy meydanındaki kahvehanenin iki kapısı da maden şirketi çalışanı olduğu iddia edilen kişilerce kapalı tutuldu. Pencereler gazete kağıtları ile kaplandı.
Öte yandan toplantıya alınmadıklarını, maden çalışanlarından çekindikleri, baskı altında hissettikleri için kahvehanenin önüne dahi yaklaşamadıklarını söyleyen köyün kadınları; toplantı boyunca cami avlusunda, evlerinin önünde bekledi. Herkesin katılımına açık olması gereken ÇED toplantısının bu şekilde yapılmasına karşı çıkan Çanakkale Çevre Platformu adına açıklama yapan Hicri Nalbant: “Bu sözde ÇED toplantısı yasa dışıdır, kesinlikle tanımıyoruz. ÇED’i ve işletme ruhsatını iptal ettirene kadar sürdüreceğimiz hukuk mücadelesini başlatıyoruz” dedi.
Çanakkale’nin Lapseki ilçesi, Şahinli ve Kocabaşlar köyü mevkiinde Batı Anadolu Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan Kestanelik Altın-Gümüş Madeni ve Zenginleştirme Tesisi projesinin Şahinli köyünde düzenlenen ÇED toplantısında şirket çalışanları toplantıya katılan köylüleri kameraya çekerken kadınları ise toplantıya yaklaştırmadı.
Şahinli köyüne giden Çanakkale Çevre Platformu üyeleri, toplantının yapılış şeklini, katılımın engellenmesini protesto ederek platform adına kahvehanenin önündeki meydanda basın açıklaması yapan Hicri Nalbant;“ÇED toplantılarına sadece yöre insanları değil, dileyen herkes katılabilir. Ancak burada Çanakkale’den ve çevre köylerden gelen bizler, kapılar tutulduğu için içeri girip toplantıya katılamıyoruz. Bu ÇED toplantısı yasa dışıdır, kesinlikle tanımıyoruz. Çanakkale Barosu’ndan gözlemci avukatlarla birlikte ÇED toplantısına katılımın engellendiğini tutanaklara geçirip dava açacağız. Yasa dışı ÇED’i iptal ettirene kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Şahinli’de altın – gümüş madeni projesinin bundan 3 yıl önce başlayan sondaj çalışmaları esnasında köyün içme suyu ana damar hattı zarar görmüş, çeşmeden su yerine çamur akmıştı. Çevre köylerin daha önce su doldurmak için geldiği köy, susuz kalmıştı. Köylüler sularının kirlenmesine tepki göstermiş; Çanakkale Belediyesi köye tankerlerle su taşımıştı. ÇED toplantısı yapılan maden işletmesinin kapasitesinin üç yıl öncekinden 700 kat büyük olduğunu ifade eden Ziraat Yüksek Mühendisi Hicri Nalbant, söz konusu projenin hayata geçmesi halinde köyü ve Çanakkale’yi bekleyen ekolojik tehditlere karşı uyardı;
“3 yıl önce yaşanan felaketin boyutları büyüyor. Madenin açık işletme olması ve siyanür kullanılması planlanıyor. Ağaçların hepsini kesecekler. Patlatma yapacaklar. Onlar patlatma yaptıkça bu köyde deprem yaşanacak, bütün evlerin duvarları çatlayacak. Tarihe not düşmek için söylüyoruz; daha önce sularını kirlettikleri insanların şimdi de evlerini başlarına yıkacaklar. Tozunma esnasında çıkacak tozlar Bayramdere, Umurbey barajlarını, Adatepe köyünün meyvelerini kirletecek. Maden için kullanacakları suyu temin edecekleri bir yer yok. On binlerce ton siyanür kullanacaklar. Bu siyanürü arıtacaklarını söylüyorlar ama biz Kızılelma’dan, Kirazlı’dan, Ağı Dağı’ndan, diğer köylerden biliyoruz ki bu bir yalan. Milyonlarca ton atık bırakacaklar, hepimiz bu atıklarla yaşayacağız.” dedi.
ÇED toplantısı kapalı kapılar ardında sürerken, toplantıya katılmayarak kahvehanenin dışında kalanların sayısının oldukça fazlayken köyün kadınları, içme sularından ve çocuklarının geleceğinden yana endişeli olduklarını ifade ettiler. Birlik beraberlik kuramadıklarını, madende çalışanlardan sayıca az olduklarını düşündükleri için çıkıp konuşmaya cesaret edemediklerini söyleyen kadınlar isimleri saklı kalmak koşuluyla kendilerini ifade etti.
Bu köyde yaşıyorsak savunmamız lazım her şeyi, madene gidenler kovalıyor toplantıdan bizi. Çocuklarımız banyo yapınca kaşınıyor. Kanser olacağız, yazık değil mi bize? Sularımız madenden kirlendi. Önceleri bizim köyümüzden su alırlardı, şimdi dışarıdan getiriyoruz. Aracı olan getiriyor, olmayan madenli suyu içiyor. Sularımızı görün, çıkarsalar ya buraya! Ne meyvemiz, ne fidanlığımız oluyor. Ürettiklerimizi artık almayacaklar. Zehirli şeyler kullanmasınlar, suyumuz çamur gibi akıyor. Dinleyen kim, gidip konuşanları dinliyorlar mı? Madenci çok. Köyde birlik beraberliğimiz yok. Çeşmeden su içemiyoruz, satın alıyoruz ama yemeklerimize mecburen çeşmeden koyuyoruz. Başa çıkar mı?
Kaynak: Kuzeyormanlari.org