Rojava, Rojava Devrimi, özerk halkçı yönetimi, bunun yönetimi altında olan Kantonlarına yönelik saldırılar her dönemde çeşitli biçim ve yöntemlerle sürdü. Bu saldırılar bazen parçalı oldu bazen de her üç kantona eş zamanlı ve topyekün oldu. Son bir yıllık süre içinde ise bu saldırıların merkezi Kabonê oldu. Uluslararası güçler ile başta Türkiye olmak üzere bölgesel güçlerin […]
Rojava, Rojava Devrimi, özerk halkçı yönetimi, bunun yönetimi altında olan Kantonlarına yönelik saldırılar her dönemde çeşitli biçim ve yöntemlerle sürdü.
Bu saldırılar bazen parçalı oldu bazen de her üç kantona eş zamanlı ve topyekün oldu. Son bir yıllık süre içinde ise bu saldırıların merkezi Kabonê oldu.
Uluslararası güçler ile başta Türkiye olmak üzere bölgesel güçlerin aktif, açık desteğini alarak Kobanê’ye saldıran IŞİD orada büyük bir hezimeti yaşayınca onun yerine ikame edildiği Cephet El Nusra yeniden Idlıp, Halep tarafından devreye sokuldu. Nusra’nın yeniden devreye sokulması, adeta Türkiye Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla oldu. Zira Erdoğan çeteler Kobanê de ağır darbeler almaya başlayınca Erdoğan çıkıp Qamişlo, Hesekê, Efrîn’i hedef göstererek, Kobanê’de olanlar yarın bu yerlerde de olur demişti. Erdoğan’ın bu açıklamalarından hemen sonra çeteler Hasekê’de bombalı bir saldırı gerçekleştirdi. Cêzîre taraflarında çetelerin saldırı amaçlı hareketlilikleri başladı.
Asıl büyük gelişme ise Idlıp, Halep çevresinde Nusra’nın harekete geçirilmesiyle oldu. Nusra’nın bu bölgeden harekete geçirilmesinin temel nedeni ise Efrîn’e yönelik saldırıların planlamasıydı. Zira Nusra Idlıp tarafından Efrîn’in Cindires nahiyesine sınır olan Atmê’ye kadar geldi. Halep çevresinden Azaz’ın bazı köyleri ile Efrîn’in Şêrava nahiyesine sınır olan Dêrcêmêl, Tıl Rıfat, Kaptan Cepel gibi alanlarını ele geçirerek Efrîn’le şimdi sınırına dayandı. Bu hareketin birkaç amacı vardı.
Amaçlarının başında gözden düşen, uluslararası güçler tarafından tamamen artık bir terörist yapı olarak kabul edilen IŞİD’in yerine Nusra’yı yeniden ikame etmektir. İkinci ve önemli amaçlarından biri de Suriye halkları nezdinde lanetlenenIŞİD’in yerine Nusra eliyle Müslüman Kardeşleri yeniden şirin göstermektir. Üçüncü diğer önemli nedeni ise IŞİD’in aldığı darbelerle yitirdiği prestiji kaybını Nusra şahsında yaşatmaktır. Dördüncü konu ise Kürtlerin Kobanê’ye yönelik gelişen hassasiyet ve sahiplenme duygusunu dağıtmak, yine YPG güçlerinin Kobanê’ye yönelik olan yoğunlaşmalarını parçalamak içindir.
Bu amaçları doğrultusunda Efrîn sınırına dayanan Nusra Efrîn’e saldıracak mı sorusunu yakıcı bir biçimde gündeme getirdi. Bir anda gözler Efrîn’e çevrildi. Nusra’nın önüne bu planı koyan Türkiye’nin amacı Nusra’nın Efrîn’e saldırması içindir. Ancak El Kaide kökenli grupların birde kendi plan, hedef ve stratejileri var. IŞİD şahsında bölge ve uluslararası alandı Kobanê direnişinde yitirilen prestiji Nusra da Efrîn bölgesinde kaybetmeyi göze alacak mı acaba. Bilindiği gibi Kobanê direnişi uluslararası terörist bir gruba karşı verilen mücadele oldu. Nusra’nın Efrîn’e yönelik olası bir saldırısı onun açısından da böyle bir sonuç doğuracağı için Nusra göze alabilir mi acaba diye bir soru sormadan geçemiyor insan.
O yüzden Nusra Efrîn’e yönelik bir saldırı gerçekleştirmekten çok daha devrimin başından beri uygulanan kuşatma, göç ettirme, yolları kapatıp halkı kendi sistemlerine karşı getirme, ekonomik ambargo uygulama gibi daha çok siyasi saldırılar gerçekleştireceğe benziyor.
Zira daha şimdiden bu yönlü adımlar attı. Bu adımları aslında kendi etrafında oluşturduğu ve savaş ekonomisine göre düzenlediği bazı tacirlerle ekonomi sağlamak amacıyla da uyguluyor. Zira bu tacir ve tüccarlarla ekonomik gelir sağlıyor.
O yüzden Nusra Efrîn’e yönelik bir askeri saldırıdan çok siyasi ve ekonomik bir saldırı gerçekleştirecek. Ancak bunun fırsatı bulması durumunda askeri saldırı da başlatmayacağı anlamına gelmiyor. Ancak şimdilik görünen askeri bir saldırıdan çok siyasi, ekonomik saldırıları gerçekleştireceğini gösteriyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.