O “Gezi”de bir direnişçi, Kobane’de sıkı bir YPG savaşçısı olarak kurulması gereken ittifakın en somut en güzel hali oldu. Bu sözcükler birer methiye değil, gerçeğin tam da kendisi olarak daha da fazla işlenerek genel siyasal ortama kazandırılması gereken gerçekliklerdir Kader’in aramızdan ayrılışı şüphesiz arkadaşlarını ve yoldaşlarını aşan, geniş bir toplamı ilgilendiren ve etkisi altına alan […]
O “Gezi”de bir direnişçi, Kobane’de sıkı bir YPG savaşçısı olarak kurulması gereken ittifakın en somut en güzel hali oldu. Bu sözcükler birer methiye değil, gerçeğin tam da kendisi olarak daha da fazla işlenerek genel siyasal ortama kazandırılması gereken gerçekliklerdir
Kader’in aramızdan ayrılışı şüphesiz arkadaşlarını ve yoldaşlarını aşan, geniş bir toplamı ilgilendiren ve etkisi altına alan bir olaya dönüştü.
Dönüştü ve esas önemli yanı ise karşılığını bulması idi ve buldu.
Kader, kendisi için yapılan anmalar, ziyaretler ve törenler ile geçen günlerin ardından şimdi artık akıllarda bıraktığı sorularla, net bir biçimde koyduğu siyasi hat ile değerlendirilmeyi hak ediyor.
Şimdi herkes bu sarsıcı ve etkileyici gelişmenin ardından kendi çıkarımlarını yapıp, kendi devrinin muhasebesine girişecektir. Elbet artık Kader’in açtığı bu yolun ardından herkes kendi “Kader”ini yorumlayıp, tariflediği kendi “Kader”i üzerinden çıkarımlar yapacaktır. Nejat’ta en güçlü hali ile somut karşılık bulan bu durum Kader şahsında daha da yayılarak etki alanını arttırmış durumda.
Başta kendi kuşağına, içinde bulunduğu akademik alana, içinden çıkıp geldiği kendisini yetiştiren hareketine, onu tamamı ile hapsetmeye çalışan aileye ve geneli itibari ile siyasi ortama bıraktığı güçlü mesajlar etkisini uzun süre devam ettirecektir.
Tarihin akışını hızlandırdı
İçine girdiğimiz genel konjonktür kısa süre içerisinde sonuçlanıp bitmeyecek, zamana yayılan yer yer kaos halini alan çalkantılı bir konumda seyir alıyor. “Gezi” ayaklanması ile devreye giren, Ortadoğu merkezli gelişmelerin bize yansımaları ile yüksek ve gerilimli boyutlar alarak gelişen süreç olanca sertliği ile sürmekte. Sürecin ilerleyişi tarihin bu yöne akışı misali hızlıca sürerken yaşanan gelişmelerin bizlere dönütü ezberleri bozan-eskiyle hesaplaşmayı gerektiren bir seyir içerisinde. İçinde bulunduğun kalıpları sorgulatan, her seferinde kendinle yeni bir hesaplaşmayı önüne koymanı gerektiren bir gerçeklikte akışını sürdüren bu dönem işte böylesi gelişmelere açık ve açık olmaya da devam edecektir.
Bununla da sınırlı değil, aynı zamanda buraya yaslanarak her bir gelişmeye ağır anlamlar katarak derinleşerek ilerlemekte.
Bugün sınıf hareketinde yaşanan bir gelişmeyi, Kobane direnişinden, Validebağ’daki mücadeleyi Rojava devriminden ayrı kılmanın mümkün olmadığı, kaderleri ve kurtuluşları iç içe geçen bu olgularla ilişkilenmenin her seferkinden daha önemli ve kritik olduğu bir evreyi yaşamaktayız. Görmezden gelerek, susarak, zamana yayarak veya askıya alarak yapılan tüm siyasi yaklaşımların ömrünün her geçen gün giderek daha da kısaldığı bu evre işte tüm yakıcılığı ile önümüzde.
İşte böylesi bir evrede oynaması gereken rolü hakkıyla yerine getiren Kader, bu iç içe geçen çelişkilerin bir sonuca ulaştırılabilmesi için böylesi bir bedeli göze aldı. O, Torunlar’daki iş cinayeti sonrası ortaya çıkan öfkeyi Suruç’taki direnişe taşımak, Validebağ’da verilen direnişin Kobane’de gösterilen mücadeleden bağımsız olamayacağını göstermek için oradaydı.
Bu durumun sözde değil, somutta olabileceğinin en güzel örneğini bizlere göstermiş oldu. O “Gezi”de bir direnişçi, Kobane’de sıkı bir YPG savaşçısı olarak kurulması gereken ittifakın en somut en güzel hali oldu. Bu sözcükler birer methiye değil, gerçeğin tam da kendisi olarak daha da fazla işlenerek genel siyasal ortama kazandırılması gereken gerçekliklerdir.
Kader bunu yaptı; “Gezi”ye güçlü bir selam gönderdi bizlere o günlerin büyüsünü hatırlatacak derecede hem de. Ortadoğu haklarına ve başta Kürt halkının mücadelesine omuz vererek enternasyonalist duruşu bir kez de kendi cephesinden böyle yükseltti. “Gezi”de sahne alan kentli gençliğe Kürdistan’ı anlattı, Kürdistan gençliğine “Gezi”ci gençlerin mesajını taşıdı. Tüm bunları yaparken hiçbir ikbal kaygısı gütmedi ve esasında bu işin nasıl yapılması gerektiğine dair gösterdiği bu duruş ile de en güçlü mesajı gönderdi.
Bizler için Kader
Böyle süreçler bizim devrimciliğe adım attığımız o durgun yıllarda hayalini kurduğumuz, o günlerdeki sınırlı öngörümüzle süreci bu noktaya nasıl vardırabiliriz’in tartışmalarını yürüttüğümüz günlerdi ve şimdi geldi. Böylesi günlerde yaşayamadığımız için hayıflanan bizler için o günlerden bu günlere bir dönemin kapsamlı muhasebesi şart. Nejat ve Kader’in bizim kuşağımıza bıraktığı ilk görev bu olsa gerek.
Ayrıca onlar bu hatta ilk adımı atanlar olarak sadece yaptıkları eylemin niteliği ve değeriyle ölçülebilecek bir iş yapmadılar. Aksine eğer anlam biçilecekse yaptıkları eylemin verdiği mesajlara odaklanmalı, yaptıkları bu güçlü çağrıya önce kendimiz olarak durduğumuz yerden yani kendimizi ele alarak değerlendirmeye ve yol almaya başlayabiliriz.
Nasıl bir devrimcilik ve nasıl bir duruş öngörüyor ve bu hedef için çabalıyor isek, tüm bunlara ulaşmak için yürüdüğümüz yolda bize engel olan süreçlerle hesaplaşmamız için birer rehber oldular. Onlar gösterdikleri bu cesaret ve özgüven ile bir ani çıkış veya basit herhangi bir öfke patlamasından ziyade nerede ne yapılması gerektiğine dair en güzel örneği gösterdiler. Şimdi bizlere öncelikle kendimizde bulunan ve bizi geriye çeken zaaflarla hesaplaşabilmemiz için çok güçlü bir ortamı var ettiler. Hesaplaşılması gerekilen her şey için bizlere güç oldular, bıraktıkları mesajları doğru okuyabilir isek sağlıklı sonuçlara ulaşabiliriz diye düşünmekteyim.
Son olarak; işçi sınıfı mücadelesinin soğukkanlılığı ve bir sınıf militanının yapması gerektiği gibi davranan Kader, mücadelenin hangi evresinde ne yapılması gerektiğine dair aldığı bu tutumla sanırım yapabileceği en iyi şeyi yaptı. Yazının başında da belirttiğim gibi şimdi herkes kendi durduğu yerden kendi “Kader”ini ve ileriye dair kendine en yakın ve uygun sonuçları çıkaracaktır. Tarihin bu önemli evresinde rol oynayan, hepimizden önce ve hepimizden daha mütevazi ve daha kararlıca çıktığı bu yolda Kader yoldaş üzerine yazılabilecek birçok şeyden sadece bazılarını kaleme almak istedim.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.