Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, adaylık döneminde vaat ettiği gibi, ‘iş takibi’ne devam ediyor. Katıldığı Kadın ve Adalet Zirvesi’nde, yıllardır ısrarla ihale etmeye çalıştığı Galataport Projesi’nden bahsetti, projeye durdurma kararı veren mahkeme üyelerini suçladı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, adaylık döneminde vaat ettiği gibi, ‘iş takibi’ne devam ediyor. Katıldığı Kadın ve Adalet Zirvesi’nde, yıllardır ısrarla ihale etmeye çalıştığı Galataport Projesi’nden bahsetti, projeye durdurma kararı veren mahkeme üyelerini suçladı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, adaylık döneminde seçim meydanlarında söylediği gibi ‘iş takibi’ne devam ediyor. Erdoğan, cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanmasının ardından ilk mitingini yaptığı Samsun’da “Bazıları ‘Cumhurbaşkanlığı makamı yol yapma, köprü yapma makamı değildir’ diyebilir. Kusura bakmasınlar Cumhurbaşkanı yolları da havaalanlarını da milletin birliği ve üstünlüğünü de takip ederler. Şimdiye kadar nasıl yaptıysak bundan sonra da yapacağız” demişti. Bugün (24 Kasım), Kadın ve Demokrasi Derneği ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın İstanbul’da düzenlediği KADEM 1. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nde yaptığı konuşmada konu başlıklardan biri, Galataport ihalesiydi.
“Kadın ve Adalet”ten anladığı kentsel rant
“Kadınların karşı karşıya kaldıkları sorunların çözümünde yegane başvurulacak yol hiç kuşkusuz adalettir” diye söze başlayan Erdoğan “hukuk” ve “adil yargıçlar” arayışına örneğini bu alandan değil, AKP’nin rant projelerinden birini seçti.
Bilindiği gibi, ihalesini Doğuş Holding’in kazandığı, ‘Galataport’ olarak bilinen Salıpazarı Kruvaziyer Liman Alanı’na ilişkin projede TMMOB’un başvuru üzerine Danıştay 6. Dairesi, yürütmenin durdurulmasına karar vermişti. Bu karara değinerek, “Bir örnek olsun diye veriyorum. Başbakanlığım döneminde biz meşhur Tophane’deki Galataport’un ihalesini yaptık. İhale bitti, kazananı belli hepsi belli. Bakın ihaleden sonra iki yıl geçti. Şimdi yargı karar veriyor yürütmeyi durdurma. Böyle bir anlayış olabilir mi? Siz iki yıl sonra karar veriyorsunuz. Bu yatırımcı projelerini yapmış her şeyini yapmış, milyonlarca dolar harcamış. Ee, bu yatırımcı bundan sonra yatırım yapabilir mi?” diyen Erdoğan, kararı veren mahkeme heyetini de vatana ihanetle itham etti.
“Dev projeyi nasıl engellersin?”
“Ben ülkemde bu yargıya nasıl güveneceğim, inanacağım? Cumhurbaşkanı hıyaneti vataniye içinde olursa suçludur. Peki yargıç hıyaneti vataniye içinde olursa nedir? Bakın iki yıl geçiyor siz böyle bir karar vermiyorsunuz, iki yıl sonra veriyorsunuz. Bu nedir? Vatanperverlik midir? Bunu konuşmak dertleşmek zorundayız. Böyle gittiği zaman biz ülkemizi ayağa kaldıramayız uçuramayız. İşte burada bu proje neredeyse 1 milyar dolarlık proje. Böyle bir dev projeyi ne kadar rahat engelleyebiliyorsun ya, böyle bir şey olabilir mi?” diyerek bundan sonraki olası yürütmeyi durdurma ya da iptal kararlarına karşı mahkeme üyelerini açıkça tehdit eden Erdoğan, beğenmediği kararla ilgili olarak mahkeme heyetinin rüşvet almış olabileceğin de ima etti: “Bir yargıç söylemişti, vicdanıyla cüzdanı arasında diye. Herhalde böyle bir şey var burada. Birileri cüzdanı bir yerde unutmuş. Vicdanda olmayınca böyle şeyler doğuyor.”
Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği karara rağmen projenin ortaklarından Serdar Bilgili de, bu ay başında bir açıklama yaparak Galataport projesinin Şubat 2015’te başlayacaklarını söylemişti.
Erdoğan, ilk günden bu yana projenin takipçisi
2006 yılında Sami Ofer’e verilen ihalede, imar değişikliğini onaylayan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kararı İstanbul Şehir Plancıları Odası tarafından mahkemeye götürülmüş, Danıştay 6. Dairesi, dava konusu olan imar değişikliğinin daha önce de yine kendilerince iptal edildiğini, dolayısıyla işlemin dayanaksız olduğunu belirtmişti. Daire ayrıca özelleştirme bölgesindeki imar planı değişikliğini yapma yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda değil, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda (ÖİB) olduğuna kanaat getirmişti. Bunun üzerine dönemin Başbakanı Erdoğan’ın yardımcısı Abdüllatif Şener, Danıştay’ın aldığı yürütmeyi durdurma kararını gerekçe göstererek Galataport’un Ofer’e devrine olanak tanıyacak olan ve ‘uygunluk sözleşmesini’ bir hükümet kararına dönüştürecek Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararını imzalamamıştı.
“İhaleden vazgeçmeyiz”
O dönem, YPK’da onay makamının kendisi olduğunu belirten Erdoğan, “Galataport ihalesi ben onay verirsem yürürlüğe girer, ben onay vermezsem yürürlüğe girmez. Dışımda bir arkadaşın vereceği karar değildir” diyerek Şener’e de göndermede bulunmuştu. “Galataport’la ilgili ihaleyi biz şu anda iptal etsek bile ihaleden biz vazgeçmeyiz. Yeni bir şekliyle bunu ihale ederiz. Yani bu yeniden ihale edilecektir, en kötü ihtimalle” diyen Erdoğan, 2009 yılında yaptığı bir açıklamada yine Şener’i kast ederek “Galataport’u engelleyenleri tarihe havale ediyorum” demişti.
Sendika.Org