Yeni Türkiye (YTR) insan aklının alamayacağı tuhaf şeylerle ağzına kadar tıka basa dolmaya başladı. Sağlıklı bir ruh haliyle bunları anlayabilmek oldukça güç. Kimileri üzerinde meyvesi hala duran binlerce zeytin ağacının sökülüp atılması gibi ya da milyonlarca dolara mal olan cumhurbaşkanlığı sarayı… Yeraltında sömürü büyüdükçe yer üstünde ne idüğü belirsiz yapılar yükseliyor. Daha Ermenek’te “kurtarma” çalışmaları […]
Yeni Türkiye (YTR) insan aklının alamayacağı tuhaf şeylerle ağzına kadar tıka basa dolmaya başladı. Sağlıklı bir ruh haliyle bunları anlayabilmek oldukça güç. Kimileri üzerinde meyvesi hala duran binlerce zeytin ağacının sökülüp atılması gibi ya da milyonlarca dolara mal olan cumhurbaşkanlığı sarayı… Yeraltında sömürü büyüdükçe yer üstünde ne idüğü belirsiz yapılar yükseliyor.
Daha Ermenek’te “kurtarma” çalışmaları tamamlanmadan yer altına Yırca Köyü’nde yeni biletler kesilmeye başlandı. Yer üzerindeki geçim kaynağı ellerinden alınan insanların tek çıkar yolu yerin yedi kat dibine inmek.
Madenci eşinin umutsuzluğu tüyler ürpertiyor:
“Madenden sağ çıksa ne olacak?”
Amaç insanların özgüvenlerini kırıp kul köle etmek. 6000 ağacın kesilmesi yeni kurulacak termik santrale ucuz işçi mayalama usulü bir bakıma.
Civar köylerden de boyu uzun aklı kısaları parayla satın alıp “özel güvenlik” yapmışlar.
Her şeyin içeriğinin boşaltıldığı bu anlamsızlık nöbetlerinde erken davranıp ileride oluşturulabilecek Yeni Türkiye Ansiklopedisi’nin birkaç maddesine ben de katkıda bulunmak istiyorum;
Allah ve “Allah”
Şimdi sen de ben de Allah’a inanıyorsak bu iste yanlışlık var arkadaş. Teorik olarak bu tek tanrılı bir din.
He şimdi sen Allah’ın adına yoksulların canlarını, mallarını, oylarını almak için kullanıyorsun. Ben ise dünyadaki acılarıma katlanmak için bir çıkış yolu, bir tutunacak dal olarak görüyorum onu. Umut etmenin mümkün olmasının temeli olarak görüyorum onu. Yarın doğacak güneşin teminatı.
O zaman senin ile ben aynı Allah’a inanmıyoruz. Sen Allah’ı açgözlülüğünün mayası olarak kullanıyorsun etimin kemiğimin kaynadığı kazana çalmak için. Ben ise kazanın içine bir kere düşünce kurtulabilme umudu olarak görüyorum Allah’ı.
Senin Allah’ın senin kesenden sorumlu bir ekonomi bakanı gibi çalışıyor. Bir isim benzerliğinden dolayı bir karışıklık yüzyıllardır acı çekiyorum.
Bugün Allah’a inanan insanın önce anti-kapitalist olması gerekir. Milletin kanından kar eden adam benim Allah’ıma inanmıyor. Kömür dediğin ürüne emek olarak dökülen ömür benim.
Karanlık Gelecek
Karartılan düşük ücretlerle yerin yedi kat dibine itilen madenciler yalnızca ölü bedenler olarak gazetelerde yer ediniyor. Görünür oldukları anda yok oluyorlar; umulmadıkları bir anda parlayıp seçkin belleğin ortasında onlara ayırılmış karanlığın içerisinde yitip gidiyorlar.
Bu karanlıkta 40’lı yıllardan bu yana 3 bin madencimiz yaşamını yitirmiş; yerin altında.
Zola biraz da iyimser bir tavırla Germinal (tohum) adlı romanında yerin altında çalışan madencilerin toprağa gömülmüş, ilerde serpilecek bir gelecek içerdiklerine bizi inandırmaya çalışmıştı. Ülkemizde bu edebiyat tarihine ilişkin bir tuhaflık ya da bilim-kurgu romanı gibi duruyor.
Tutku derecesine varmış kâr ilkesi ile yatırımsız kalkınma sessiz ölümlere gerek duyuyor. Ucuza susuzlukla sarılan kâra bedenler canları pahasına karşı duruyor.
Tohumlar çok derinde yatıyor geleceğe gelemeyecekler neredeyse. Sen geleceğini parlatmaya çalıştıkça onlar yerin altındakiler daha da kararıyorlar. Bu sansür, bu karartma; refahının da, ikiyüzlü sözüm ona masumluğunun da temelinde yatıyor, bunu unutma.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.