3. köprüyü ve 115 kilometrelik bağlantı yollarını yapan ICA Konsorsiyumu, projenin su kaynaklarına etkilerini araştırdı: İstanbul’un suyu kirlenebilir, içme suyu havzaları kuruyabilir, balık göçleri etkilenebilir
3. köprüyü ve 115 kilometrelik bağlantı yollarını yapan ICA Konsorsiyumu, projenin su kaynaklarına etkilerini araştırdı: İstanbul’un suyu kirlenebilir, içme suyu havzaları kuruyabilir, balık göçleri etkilenebilir
İstanbul Boğazı’na 3. köprüyü ve 115 kilometrelik bağlantı yollarını yapan ICA Konsorsiyumu tarafından hazırlanan raporda, projenin su kaynaklarına olumsuz etkileri yer aldı. Cumhuriyet’ten Sertaç Eş’in haberine göre, Ömerli, Elmalı 2 barajları, Pirinççi Baraj Gölü, Gümüşdere Deresi, Riva Deresi ve Poyrazköy Deresi’nin de içinde bulunduğu toplam 18 baraj, göl, gölet ve akarsu projelerden etkilenecek. Yapılacak otoyol bazı bölgelerde akarsuların akış yönleri değişecek. Bu durumda bazı içme suyu havzalarında kuruma meydana gelebilecek.
Projenin, “içme suyunu kirletebileceği”tespitinin yapıldığı raporda “İstanbul Çevre Planı Haritasına göre, proje sahası Alibeyköy, Ömerli ve Elmalı 2 barajlarının besleme havzalarından geçmektedir. Bu nedenle projenin inşaat veya işletme faaliyetlerinin bu rezervuar alanlarının su kalitesi üzerinde dolayısıyla da İstanbul içme suyu kaynakları üzerinde etkileri olabilir” ifadesine yer verildi.
“Otoyol ve köprünün işletilmesi sırasında su kalitesi etkilenecek”
Otoyol ve köprünün işletilmesi sırasında rezervuar alanların su kalitesi üzerine uzun vadeli etkileri olabileceği belirtilen raporda, şu tespitler yapıldı: “Kaplanmış yolların inşa edilmesi, geçirimsiz yüzey alanının artması ve dolayısıyla yüzey su akışı miktarlarının artması anlamına gelmektedir. Yüksek yağmur suyu debileri akış erozyonu ve sellere neden olabilmektedir. Yağmur suları yolun üzerindeki araçlardan salınan yağ ve gres yağları metaller (örneğin kurşun, çinko, bakır, kadmiyum, krom ve nikel), partikül maddeler ve diğer kirleticiler ile yol bakım tesislerinden salınan buz çözücü tuzlar (örneğin sodyum klorür ve magnesyum klorür) ile bunların eşdeğerleri (örneğin kalsiyum magnezyum asetat ve potasyum asetat) ile kirlenebilir.”
Raporda, otoyolların inşası sırasında yapılacak yetersiz menfezlerin balık göçlerine olumsuz etkileri ve erozyona neden olabileceğine dikkat çekildi: “Dünya Bankası’nın 376 numaralı Teknik Belgesinin Su Kaynakları üzerindeki etkiler başlıklı bölümüne göre, su geçişlerinin planama ve inşaatlarında akış rejimleri, balık hareketleri ve insan kulanımı gibi yerel su şartlarının koordine edilmesi gerekmektedir. Planlama yapılmaması ciddi uzun vadeli etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Örneğin gereken boyutlara sahip olmayan bir köprü menfezi taşkınlara ve dolayısı ile balık göçlerinin kesintiye uğramasına, erozyona ve siltasyona (erozyonla taşınan kil, mil gibi ince materlayllerle barajların dolması) neden olabilir.”
“Asıl tehlike kalıcı işler”
Raporun sonuç bölümünde, projenin inşaat, işletme ve geliştirme faaliyetlerinin küçük etkilere sahip olduğu savunulurken, “Su kalitesi üzerinde en büyük riske sahip olan faaliyet, su kaynaklarından geçen proje kısımlarına ilişkin olarak gerçekleştirilecek kalıcı işlerdir” görüşü dile getirildi.
Sendika.Org