Yıllardır kamuoyu araştırması yapan bir şirketin yöneticisi olan bir arkadaşımız “seçmen davranışı” konusunda çok önemli bilgiler aktardı.Önce şu soruyu sordu: “Sen siyasi görüşünü ve oy verdiğin partiyi kolay kolay değiştirir misin?” Bu sorunun yanıtı tabii ki “hayır.”“İşte” dedi, “seçmen de senin gibi, kolay kolay değiştirmiyor.”Şimdi Demirtaş şahsında artan oyumuz, ne kadar zor bir işi başardığımızı […]
Yıllardır kamuoyu araştırması yapan bir şirketin yöneticisi olan bir arkadaşımız “seçmen davranışı” konusunda çok önemli bilgiler aktardı.
Önce şu soruyu sordu: “Sen siyasi görüşünü ve oy verdiğin partiyi kolay kolay değiştirir misin?” Bu sorunun yanıtı tabii ki “hayır.”
“İşte” dedi, “seçmen de senin gibi, kolay kolay değiştirmiyor.”
Şimdi Demirtaş şahsında artan oyumuz, ne kadar zor bir işi başardığımızı gösteriyor.
Bir de seçmenlerin asla oy vermeyeceği partiler var ve BDP ya da HDP gibi partiler söz konusu olduğunda, bu soruya verilen yanıt ortalamanın çok çok üstünde çıkıyor. İşte şimdi “asla oy vermem” diyen bir çoğunluk “düşünürüm” noktasına geldi.
Bu durum da, şimdi bizi asla dinlemek istemeyen kesimlerin bize kulak kesildiğinin göstergesi.
Zoru başarıyoruz. Yıllar içinde mücadeleyle şekillenen ve yıllardır dillendirdiğimiz ama ancak şimdi milyonlara ulaştırma fırsatı bulduğumuz “Yeni Yaşam Önerimiz” ses getiriyor, ses getirmekle kalmıyor, oya da dönüşüyor.
Üç aday var. Üçüne de bir bakın. Üç adaydan biri olan Erdoğan, zaten bildiğiniz Erdoğan. Halk, miting meydanlarında bağırıp çağıran, oyunu asla alamayacağını bildiği milyonlarca kişiyi karşısına almaya devam eden, devletin bütün imkanlarını kullanan bildiğimiz Erdoğan’ı her gün bilmem kaç kanalda canlı yayını, haber bülteni derken defalarca ve saatlerce izlemek zorunda kalıyor.
Erdoğan sağa sola çatmak dışında “yeni” bir iddia koyamıyor ortaya ama sloganı “yeni Türkiye”.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun böyle bir adayla baş etmesi siyasi görüşü, siyasi deneyimi ve alışkanlıkları nedeniyle mümkün değil. Zaten iddiası da “kavga etmemek” ve “tarafsız” olmak”.
Demirtaş ise yeni bir yaşam önerisinin adayı. Doğanın, kadınların, halkların, inançların, emekçilerin haklarını savunan, bu haklarla örülmüş bir yaşamı birlikte kurmayı öneriyor. Gerçek iddia bu.
Demirtaş yeni yaşamın kodlarını anlatmanın yanı sıra, bu iddianın verdiği güvenle de en reel, en yürekli rahatlatan muhalefeti yapıyor. Bize ilk kez oy verecek bir yakınımın deyimiyle “Erdoğan’la bir tek o baş ediyor.”
Kulak kesilmenin de, ilginin de, oy artışının da nedeni bu. Artık “Doğu’yla Batı’nın”, “Kürtle Türk’ün ve diğer halkların” arasına köprü kuruluyor. Bu henüz hemen oya yansımasa da, yarın büyük bir birlikte mücadeleye, birlikte yaşama ve birlikte inşaya dönüşecek.
Hüseyin Çelik de bunun farkında. “Selahattin Demirtaş’ın aldığı oy asla sadece Kürt kökenli vatandaşların oyu olmayacaktır” demiş. Doğru söylemiş. Panikleri de o yüzden. Bugün Kürtlerin sesinin de, tezlerinin de Batı’yla buluşturma çabası belli ki onları ürkütüyor. O yüzden, bu sözlerinin arkasından, Kürt halkının yıllardır verdiği büyük özgürlük mücadelesinin mecbur kıldığı adımları kendi hanesine yazmaya çalışarak, “Demirtaş bugün meydanlarda bangır bangır bağırıyorsa, bir Kürt de cumhurbaşkanı olabilir diyorsa bu AK Parti’nin getirdiği özgürlükler yüzündendir” diye eklemiş.
Demokratik çözüm sürecinin yasasını bile ancak bir buçuk yıl sonra çıkarabilen, her adımı uzun müzakere ve mücadeleyle gıdım gıdım atabilen bir AKP’ye alkış tutmayacağımız açık. Neyin nasıl gerçekleştiğinin herkes farkında.
Dün olduğu gibi bugün de zoru başarıyoruz. Kendimizle ne kadar gurur duysak az.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.