Eskiden, işçi hareketinin güçlü olduğu dönemlerden gelen alışkanlıkla işçi sağlığı ve güvenliği denirdi, Erdoğan bunu değiştirdi: İş sağlığı ve güvenliği denmeye başlandı Erdoğan, her canlı gibi ölümü tadıp musalla taşına boylu boyunca uzandığında, cenaze namazını kılan cemaatten helallik istemek için “mevtayı nasıl bilirdiniz?” diye sorduğunda hoca efendi, lafı dosdoğru söylemek lazım gelir: “İşçi katili bilirdik […]
Eskiden, işçi hareketinin güçlü olduğu dönemlerden gelen alışkanlıkla işçi sağlığı ve güvenliği denirdi, Erdoğan bunu değiştirdi: İş sağlığı ve güvenliği denmeye başlandı
Erdoğan, her canlı gibi ölümü tadıp musalla taşına boylu boyunca uzandığında, cenaze namazını kılan cemaatten helallik istemek için “mevtayı nasıl bilirdiniz?” diye sorduğunda hoca efendi, lafı dosdoğru söylemek lazım gelir: “İşçi katili bilirdik hocam.”
12 yıllık iktidarı boyunca AKP’nin en istikrarlı icraatlarından biri iş cinayetleri olsa gerek. Son 3 yılın istatistikleri yıllık ortalama 1000 işçinin cinayete kurban gittiğini gösteriyor. Ortalama günde 3 kişi… İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verdiği bilgiye göre geçtiğimiz Temmuz ayında 123 işçi cinayete kurban gitmiş. Günde 4 kişi.
Bir seri katil gibi çalışıyor Erdoğan. Öldürmeye doyamıyor… Tıpkı bir seri katil gibi kurbanlarına dönüp bakmıyor, çünkü o bir seri katil, hep bir sonrakini düşünüyor, onu planlıyor! Soma’da bir anda 301 madenciyi öldürdü, hiç umursamadı. “İşin fıtratından” dedi çıktı gitti. Zira daha sıradakiler vardı…
Bizim seri katilimizin şifresi çözülünce görüldü ki; aslında bir zeka pırıltısı yok cinayet kurgusunda. Pespaye bir kapitalist katil. Belki de bütün o karizmasındaki, maharetindeki sır sıradanlık… Bu büyük cinayet listesini görenler başka bir pırıltı bekliyor. Oysa o tıpkı bir kapitalist gibi kendini “iş yapma”ya adamış. İş yapılsın da nasıl yapılırsa yapılsın… Yollar, köprüler, metrolar, HES’ler… Memleket aldı başını gidiyor… Oysa bütün cinayetler bu işleri yapılırken işleniyor.
Peki seri katil neden yakalanamıyor? Çok zeki olmadığını söylemiştik. Bütün mahareti sıradanlığında… Sıradanlık aynı zamanda niteliksiz çoğunluğa içkin olmak anlamına gelir. Yani cinayetleri izleyenlerle katil aynı yerdedir. Cinayetleri aynı yerden izledikleri için katili göremiyorlar… O yer; kan çektiği için Soma’ya gelen Erdoğan’a “suçüstü” yapmak yerine “maden olmazsa biz ne yaparız” diyerek sonraki cinayetlere davetiye çıkarmaktır. Soma’dan bir sonraki ay 146 işçi cinayetlere kurban gitti.
Erdoğan şimdi Cumhurbaşkanı oluyor. Cinayetleri perde gerisinden daha kolaylıkla ve ustalıkla işlemek için makam koltuğunun arkasına geçiyor. 2023 büyük işçi cinayetlerinin zirve yaptığı bir hedef haline geldi bugünden. Şu anda Avrupa şampiyonu olmuş durumdayız. Eminiz Erdoğan’ın 2023 hedefinde dünya şampiyonluğunu yakalamak vardır.
Bu seri cinayet silsilesini nasıl durduracağız? Katili yakalayarak sorunu çözebilir miyiz, mümkün değil. Zira kapitalizm sürekli işçi katili üreten bir bataklık gibidir. Erdoğan’dan önce de iş cinayetleri vardı sonrasında da olacak.
İş cinayetlerini durdurabilmenin yegane yolu katil ile kurbanlarının kesiştiği yolların iyi bilinmesidir. Bu kesişme noktası ekonomik büyümenin kutsanmasıdır. Büyüme olsun da ne pahasına olursa olsun… Bu kesişme noktasında, yani sermaye sınıfı açısından büyüme emekçiler açısından ekmek parası kazanma isteğinin bir cinayete yol açmaması için ne yapılması gerekir. Öncelikle ve kısa vadeli olarak katille mağdurun bu buluşma noktasında katilin elini kolunu bağlamak ve en azından onu etkisiz hale getirmenin bir yolunu bulmak gerektiği açıktır.
Kuşkusuz bunun için öncelikle cinayete kurban gideceklerin bunun gerekliliği hususunda bilinçli, örgütlü ve kararlı olmaları şarttır. Öyle olmayınca tıkır tıkır işleyen bir çarkın içinde ara sıra kırılan ama hemen yenilenen bir dişliden farkımız kalmıyor. İstanbul Tıp Fakültesi’nde çalışırken akıl almaz işlere koşuşturulan, hiçbir eğitim almamışken tıbbi atık tahliyesinde çalıştırılan, sonra tıkanmış lağım temizlemeye gönderilen ve patlayan lağımın altında kalıp hepatite yakalanarak hayatını kaybeden Zafer Açıkgözoğlu gibi…
Kapitalizm önce iş, sonra işçi, der… Eskiden, işçi hareketinin güçlü olduğu dönemlerden gelen alışkanlıkla işçi sağlığı ve güvenliği denirdi, Erdoğan bunu değiştirdi: İş sağlığı ve güvenliği denmeye başlandı. Çünkü böyle denmeye başlandığında işlenen cinayetleri gizlemenin daha kolaylaşacağını çok iyi biliyor, hatta kurbanlarının ve yakınlarının da bu şekilde düşünmeye başlaması sonucu iş cinayetlerinin gerçekleşmesi çok daha kolaylaşıyor.
Sonuç olarak, ölümleri durdurmak için öncelikle ölüm nedeninin bir cinayet olduğunun anlaşılması gerekiyor. Zira ancak cinayet olduğu kabul edildiğinde “katil kim” sorusu akla geliyor!