Forvet hattında Burak Yılmaz oynuyor. Koy onun yerine Erdoğan’ın madenci yakınını tekmeleyen Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel’i, bak nasıl vuracak topa Futbolda yeni sezon Fenerbahçe- Galatasaray Süper Kupa finali ile başladı. Maç Manisa’da oynandı. Ve gelirleri Soma’da katledilen madenci ailelerine bağışlanacak! Maça geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Süleyman Seba için saygı duruşu ile başlandı. Hani […]
Forvet hattında Burak Yılmaz oynuyor. Koy onun yerine Erdoğan’ın madenci yakınını tekmeleyen Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel’i, bak nasıl vuracak topa
Futbolda yeni sezon Fenerbahçe- Galatasaray Süper Kupa finali ile başladı. Maç Manisa’da oynandı. Ve gelirleri Soma’da katledilen madenci ailelerine bağışlanacak!
Maça geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Süleyman Seba için saygı duruşu ile başlandı. Hani Beşiktaş Başkanı olmadan önceki geçmişi şaibeli olan, MİT’in İstanbul’daki yöneticisi iken birçok şaibeli işe karıştığı arkadaşlarının taze anlatımlarıyla da tescillenen insan.
Maça Fenerbahçe daha derli toplu başladı. Aziz Yıldırım’ın topu şike soruşturmasında Cemaat’e atması gibi. E yeni dönem yeni ilişkiler, derli toplu olmazı lazımdı.
Galatasaray’ın da her hattı çökmüş vaziyette. Mesela forvet hattında Burak Yılmaz oynuyor. Koy onun yerine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın madenci yakınını tekmeleyen Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel’i, bak nasıl vuracak topa. Şampiyonlar Ligi’nde gol sıkıntısı çekmezsin.
Galatasaray’ın orta sahası aynı AKP hükümeti. Gösterişi yüksek oyunculardan oluşuyor. Ama icraata gelince sıfır.
Sıfır demişken, “Hızımı alamadım skoru da sıfırladım babacığım” cümlesini duyar gibiyim.
Fenerbahçe kalecisi Volkan’ın bulunduğu kaleye su şişeleri yağdı. Ne var bunda kızacak. Taraftar duyarlılık gösterdi, Volkan’a meydan okudular ALS hastaları için.
Galatasaray Teknik Direktörü aynı Kemal Kılıçdaroğlu gibi. Yasin’i çıkartıyor Yekta’yı alıyor. Sneijder’ı çıkarıyor Bruma’yı alıyor. Akıl almaz değişiklikler. Mansur Yavaş, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi. E ekmek için değilse bile bir gol için tüm ümidi.
Gelelim hakeme. Be insafsız adam böyle mi yönetilir bir maç. Hatalarını görmeyen kalmadı. Hiç mi örnek almadın, yanlışlarını kapatmayı öğrenmek için 12 yıldır izlediklerinden hiç mi ders almadın.
Melo kaleci Volkanın altında kalmış. Ne var bunda! Maden ocaklarında insanların göçük altında kalıyor, bu kadar haber yapılmıyor.
Kupayı Türkiye Fulbol Federasyonu Yıldırım Demirören verdi. Ve tüm gelirlerin Soma’da yaşamını yitirenlerin ailelerine verileceğini söyledi. Yıldırım Demirören, hani babası Milliyet vs. gazetelerinin sahibi. Geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan tapelerde Tayyip Erdoğan ile konuşurken ağlayan, özür dileyen. Bir daha böyle haber yapmayacağım diyen. Düşünün artık gelirlerin akıbetini.
Futbol sezonu başlıyor. Passolig ile birlikte “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” sloganlarını atacak olanların stada alınmadığı, Endüstriyel Fulbol’un takımlarına gönül vermişlere daha fazla saldıracağı…
Eğitim sezonu da başlıyor. AKP’nin kadrolaşmasının had safhaya çıktığı, okulların İmam Hatiplere döndüğü, yüz binlerce öğretmenin atamasının yapılmadığı…
Maçları şeref tribününde izleyecek olanlar, Soma’da yaşamını yitirenlerin katilleridir, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenlerdir, ülkeyi talan edenlerdir. Şeref tribününde ayak ayak üstüne atadursunlar, bizlerin şerefimizle –oturmayacağımız- yürüyeceğimiz sokaklarımız var.
Taraftarı stada girerken fişlediği Passolig uygulamasına karşı, yasakladığı meydanlara giriş iznimiz var bizim.
Onların gündemlerinde trilyonlar ile oynayan futbolcular, bizim kalbimizde her zaman halkının yanında olan Metin Kurt var.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.