Ne güzel günlerdi! Suriye ve Türkiye heyetleri yürüyerek sınırı geçmişlerdi. Devlet Başkanı Beşer Esad ve Başbakan Erdoğan eşliğinde… Sınırlar kalkmıştı! Dostluk egemen olmuştu… Her iki tarafta bayram vardı. Hısımlar, akrabalar vizesiz gelip gidiyordu birbirine. Sınır illerimizde hayat canlanmıştı. Ticari ve insani anlamda… Müslüm Kabadayı’nın “Suriye Günlüğü”nü** okudum. İlgim daha da arttı. Vize de yoktu! Öyleyse? Gezmeli, […]
Ne güzel günlerdi! Suriye ve Türkiye heyetleri yürüyerek sınırı geçmişlerdi. Devlet Başkanı Beşer Esad ve Başbakan Erdoğan eşliğinde… Sınırlar kalkmıştı! Dostluk egemen olmuştu… Her iki tarafta bayram vardı. Hısımlar, akrabalar vizesiz gelip gidiyordu birbirine. Sınır illerimizde hayat canlanmıştı. Ticari ve insani anlamda…
Müslüm Kabadayı’nın “Suriye Günlüğü”nü** okudum. İlgim daha da arttı. Vize de yoktu! Öyleyse? Gezmeli, görmeliydik. Eşimle.
2011’de “Küresel paylaşım projesi devreye sokuldu,” Suriye’de. “Tam anlamıyla bir soykırım yaşanırken” bir kez daha okudum Kabadayı’nın izlenimlerini. İçim yandı. Kahroldum.
* * *
Hamide Yiğit, Sendika.Org’da Suriye konusunda yazmaya 2011’in Haziranında başladı. Anadili Arapça. İlk yazısı: “Suriye Gerçeği; Savaş kapımızda, duyan var mı?” bir işaret fişeğiydi. Okudum. Doğduğu toprakları -Hatay, Samandağ- en iyi bilendi. Tanıklık ediyordu.
Şimdi derleme bir kitapla karşımızda. TEKİN Yayınevi’nin “Dünyayı Anlamak Serisi: Ortadoğu”nun “Dizi Editörü.” Sözün burasında TEKİN Yayınevi’ni kutluyorum. Emaneti bilene teslim etmişler. Dizinin diğer kitaplarını da sabırsızlıkla bekliyorum. İlk okuyan olmak istiyorum. Gerek Hamide Yiğit gerekse TEKİN Yayınevi; “tarihsel ve insani bir görev üstlenmişler” Hüsnü Mahalli’nin deyişiyle.
* * *
“AKP’nin Suriye savaşı Erdoğan’ın yıkılan hayalleri…” dört bölümden oluşuyor. Her bölüm kendi içinde bütünlüklü. Toplam 20 kalem. Ülkelere göre dağılımı şöyle: ABD (1), Suriye (8), Lübnan (5), Mısır (2), Irak (2), Filistin (1), Cezayir (1). Suriyeli Hüsnü Mahalli ile Amerikalı Seymour Hersh’ün katkıları daha bir değerli kılıyor yapıtı. Hersh; dünyada araştırmacı gazeteciliğin önde temsilcilerinden. Pulitzer Ödülü de dahil olmak üzere pek çok uluslararası ödülün sahibi. Mahalli; 2012’deki “Ortadoğu’da Kanlı Bahar” (Acılı Bir Coğrafyanın Uyumlu İslamla İmtihanı) ve 2014’ün başındaki “Diren Suriye Siyasal İslam Projesi Çöktü… Biz Kazandık!” adlı yapıtlarıyla olanları yazmış, olabilecekleri de kestirmişti. Ortadoğu denilince ilk akla gelen uzman gazeteci. Diğer kalemler; araştırmacı-yazar, filozof, jeopolitik araştırmacı, siyaset bölümü profesörü, gazeteci, gazeteci-yazar, siyaset bilimci. Kısacası; her kalem alanında uzman, deneyimli ve başarılı.
* * *
Okumaya önce Hamide Yiğit’in yazısından başlayın. Ardından Seymour Hersh’ün ve Hüsnü Mahalli’nin yazılarını. Artık sırasıyla gidebilirsiniz. 1. Bölüm; “Yeni Ortadoğu Projesi ve Doğalgaz Savaşı Kıskacında Suriye” başlığı altında ezber bozan bir içerikte. “Yeni bir dünya düzeni”nin enerji üzerinden nasıl kurulmakta olduğunu görüyorsunuz. “Gelecek yüzyıl doğalgaz yüzyılıdır” belleğinize kazılıyor. 2. Bölüm; “Kirli Savaş Kıskacındaki Suriye: Savaş Ticareti ve Türkiye’nin Açık Desteği”ni önce bir haritada belgeliyor. Sonra dehşet mafyalarını, El Kaidecileri, komploları, katliamları, cihat nikah fetvalarını çıplak biçimde sergiliyor. “Önümüzdeki süreçte bu bölgedeki Kürtlerinin savaşı, sonuçları itibariyle sorunların çözülmesinde ya da daha fazla derinleşmesinde belirleyici olacağı kesindir” diyerek sonlanıyor. “ ‘Arap Baharı’nın İflası: Suriye Halkı Direniyor!” 3. Bölümün teması. “Yeni Osmanlıcılık” hayallerinin boşa çıkarılışına tanık oluyorsunuz. “Uluslararası solun Suriye savaşını objektif” okuyamadığını “yalnızca Latin sol ile bazı Amerikan ve Avrupalı sol örgütler”in Suriye’nin yanında yer aldığını görüyorsunuz.
* * *
Yazımın başlığı dileğimdir. Gecikmemenizi dilerim…
Suriye’de Üniversite’de öğretim üyesi olan Rima Z.’nin çığlığı, yaşanılanların özeti. Çakılıp kalsın belleğimize diyerek…
“Bize diyorlar ki, yolsuzluk, zulüm ve fesat içinde yaşıyorduk. Şimdi özgürlüğümüzü istedik.
Biz de diyoruz ki, Zulümden kurtuldunuz, iyi yaşayın özgürlüğünüzü!
40 yıldır zulüm vardı, ama ne bir kilise ne bir cami yıkıldı.
40 yıldır zulüm vardı, ama Suriye’nin en ücra noktasına kadar elektrik gitti, oysa şimdi karanlıktayız.
40 yıldır zulüm vardı, ama bir file ekmek 15 liraydı.
40 yıldır zulüm vardı, ama üniversiteler ve hastaneler ücretsizdi.
40 yıldır zulüm vardı, ama dolar sabitti.
40 yıldır zulüm vardı, ama güven içindeydik ve bir gecede her şey değişti, korku kabus gibi üstümüze çöktü.
40 yıldır zulüm vardı, ama ne bir imam ne bir papaz katledildi.
40 yıldır zulüm vardı, ama Suriye dünya gözünde bütün Arapların medeniyet beşiğiydi.
Peki ya özgürlük günleri?
Yalnızca iki yıllık özgürlük, bizi yüz yıl geriye götürdü.
Dünyanın en fazla göç eden, savrulan halkı olduk.
Tarlalar, parklar mezarlık oldu. Şimdi söyleyin bana bu ne güzel özgürlük beyler?”
8 Temmuz 2014
muaksari@yahoo.com
___________________
* AKP’NİN SURİYE SAVAŞI ERDOĞAN’IN YIKILAN HAYALLERİ…, Derleyen: Hamide Yiğit, Tekin Yayınevi, Dünyayı Anlamak Serisi Ortadoğu 1, 1. Basım: Mayıs-2014, İstanbul, 224 sayfa.
** SURİYE GÜNLÜĞÜ, Müslüm Kabadayı, Yoğunluk, Basım Tarihi: Mayıs-2007, Ankara, 144 sayfa.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.