Her ne kadar tarihin başlangıcı İsa’nın doğumundan 3200 yıl öncesinden, yani yazının icadından başlatılsa da bana göre tarihin başlangıcı bugündür. Neden derseniz hafıza-i beşer nisyan ile malul değildir de ondandır. Bu maluliyet kimileri için yaşama tutunmak için bir savunma mekanizması, kimileri içinse pisliklerini yok eden bir bakteri aşireti gibidir. Kaç günlerdir tarih ne zaman başlamalıdır […]
Her ne kadar tarihin başlangıcı İsa’nın doğumundan 3200 yıl öncesinden, yani yazının icadından başlatılsa da bana göre tarihin başlangıcı bugündür.
Neden derseniz hafıza-i beşer nisyan ile malul değildir de ondandır.
Bu maluliyet kimileri için yaşama tutunmak için bir savunma mekanizması, kimileri içinse pisliklerini yok eden bir bakteri aşireti gibidir.
Kaç günlerdir tarih ne zaman başlamalıdır diye düşünüyorum.
İlk aklıma ateşin icadı geldi. Ya ateş bulunmasaydı?
Sonra tekerlek.
Tuhaf ama şarabı daha evvel keşfetmiş bizimkiler. Yazıyı bulmadan şarabı bulmuşlar.
Şarap mı yazıdan çıktı, yazı mı şaraptan?
Yoksa acıdan mı şarabı buldular.
Acı mı şaraptan çıktı, şarap mı acıdan.
Yoksa aşktan mı?
Aşk mı acıdan çıktı, acı mı aşktan.
Yoksa acı dediğimiz bir büyük değişimin öncülümü.
Acı dediğimiz hızlanan adımlarımız mı, tunçlaşan yumruklarımız mı?
Biz neden ölülerimize ağlamayız da yumruklarımızı sıkarız.
Tarih nereden, nasıl başlarsa başlasın.
Biz neden tarihi her gün yeniden başlatırız?
Biz neden her gün sevdalanırız?
Hey koca Rıza Babam hey.
Tarih tarih olmadan evvel biz ağlardık. Tarih tarih olmadan biz gülerdik. Tarih tarih olmadan biz şarap yapardık.
Tarih bile tarih olmadan biz tarihtik.
Tarih mi biz, biz mi tarihiz?
Biz olmasak tarih olmazdı.
Biz olmasak acı olmazdı.
Biz olmasak aşk olmazdı.
Aşk olmasa insanlık olmazdı.
Aşk ve devrim.
Koca Rıza güle güle. Ellerinden ellerinden öperim.
Herkes her şeyi unutacak bilirim.
Ne Soma’daki kömür karasında, ne Roboski’deki bomba yarasında.
Ne de hicret apartmanında kalsın aklın. Ne de Ostim’deki tüp patlamasında.
Kafanı takma.
Tarihi yarın yeniden yazmaya başlayacağız.
Etmekte de, eylemekte de Mahir bizim çocuklar.
Mahir’ce yazacaklar. Unutacağımızı sanma.
Hafıza-i beşer nisyan ile malul değildir.
Kimi unuttuk?
Hangi acımız kabuk bağladı?
Hangi sevdamıza ihanet ettik?
Ya aşkımız olmasaydı? Ya aşkımız olmasaydı?
Seven unutmaz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.