Çevre Mühendisleri Odası, milli parklarda yapılaşmanın önünü açan yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtı. Yönetmelikle zemini hazırlanan hukuksuz inşaatlardaki kamu yararını ve yapımlarının nasıl bir aciliyet taşıdığını sordu
Çevre Mühendisleri Odası, milli parklarda yapılaşmanın önünü açan yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtı. Yönetmelikle zemini hazırlanan hukuksuz inşaatlardaki kamu yararın ne olduğunu ve yapımlarının nasıl bir aciliyet taşıdığını sordu
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), 18 Mart’ta yürürlüğe giren ve mevcut 40 milli parkta yapılaşmanın önünü açan yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtı.
Milli Parklar Yönetmeliği’nde değişiklik getiren yeni yönetmelik ile yüksek koruma statüsüne sahip milli parklarda “kamu yararı” görülen, yapılmasının “zorunluluk” olduğu ileri sürülen her türlü yapıya izin yolu açıldı.
Gelişme planları devre dışı, plansızlık esas
Yönetmeliğe eklenen, “Ancak; içme suyu temini açısından yapımı aciliyet gösteren ve kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk arzeden tesisler için uzun devreli gelişme planı/gelişme planı şartı aranmaz. İlgili kurumların görüşleri alındıktan sonra yapılan bu tesisler uzun devreli gelişme planlarına/gelişme planlarına işlenir” maddesi ile milli parkların anayasası niteliğinde kabul edilen uzun devreli gelişme planları devre dışı bırakıldı. Uzun devreli gelişme planı olmadan o parkta yapılaşmaya, yatırıma izin vermeyen Milli Parklar Kanunu’na açıkça aykırı olan yönetmelik, mevcut 40 milli park için büyük bir tehdit.
Yönetmeliği Danıştay’a taşıyan ÇMO adına açıklama yapan Başkan Baran Bozoğlu, Anayasa ve Milli Parklar Kanunu’na aykırı yapılan düzenlemenin hukuk dışı olduğunu, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere de açıkça aykırı olduğunu ifade etti.
Kamudan anladıkları parası olan belli bir zümre
Düzenlemenin birçok hukuksuz inşaata zemin hazırlandığını belirten Bozoğlu şunları söyledi:
“Sözkonusu hüküm getirilerek, bugüne kadar birçok kez eleştirdiğimiz talan ve yağmanın önündeki engeller bir bir kaldırılmaya çalışılmaktadır. Hakkında dava açtığımız 3. Havalimanı, 3. Köprü, Phaselis, Atatürk Orman Çiftliği, imara açılacağı daha geçen günlerde açıklanan Datça ve koyları kamunun faydasından çıkarılarak, parası olan belli bir zümrenin hizmetine sokulmak, bu yapılırken de kanunen uygun olmayan alanların da imara açılabilmesi için ‘yapımı aciliyet gösteren ve kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk arzeden tesisler’ şeklinde ibare getirilmiştir.”
Datça koylarına otel yapmanın aciliyeti ne?
“Datça Koylarına yapılacak 5-7 yıldızlı otellerin, Phaselis’te yapılacak tatil köyü ve otelin, sulak alan ve kuş göç yollarına yapılacak 3. Havalimanı ve ekolojik dengeyi bozacak olan 3. Köprü inşasının nasıl bir ‘aciliyet’ taşıdığını anlamamıza imkan yoktur. Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın ‘Kesilen her ağacın yerine 5 mislini dikeceğiz’ açıklaması bilimsellikten tamamen uzaktır. Ekolojik sistemde düzenin böyle işlemediğini Sayın Bakan da kesin biliyor olmalıdır. Bugün birilerini mutlu, memnun edeceğiz kaygısıyla, bir ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yok etmek nasıl bir vicdandır anlamamız mümkün değil.”
Bilim insanlarının planları önemsizleştiriliyor
Bozoğlu, yönetmelik değişikliği ile uzun devreli gelişme planı olgusunun ortadan kalktığını, böylece bilim insanları ve ilgili kurumlar tarafından hazırlanacak planların önemsizleştirildiğini belirtti. Düzenlemeyi, “sınırlarının kim tarafından belirleneceği belli olmayan kamu yararı kavramı adı altında plansız tüm yapılaşmaların önü açılacak şekilde hukuka aykırı bir düzenleme” olarak niteledi.
Sendika.Org