Merhaba kadınlar, Ben Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa mahallesinden Saliha Dışkaya, Berkin’in mahallesinden bir kadın ve bir ana olarak tüm kadınlara seslenmek istedim. Ben evlat acısının ne kadar zor olduğunu anamdan; geçmişte denizde ölen abimin ardından koyun kuzusunu arar gibi yıllarca abimi aramasından bilirim. Bu acıyı hiçbir kadının yaşamaması gerekir emin olsun herkes. Ülkemizde 1980 darbesinden […]
Merhaba kadınlar,
Ben Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa mahallesinden Saliha Dışkaya, Berkin’in mahallesinden bir kadın ve bir ana olarak tüm kadınlara seslenmek istedim. Ben evlat acısının ne kadar zor olduğunu anamdan; geçmişte denizde ölen abimin ardından koyun kuzusunu arar gibi yıllarca abimi aramasından bilirim. Bu acıyı hiçbir kadının yaşamaması gerekir emin olsun herkes.
Ülkemizde 1980 darbesinden bu yana insanlarımızı ayrıştırma derecesi bugün had safhaya geldi. Bu durum o kadar kötü hale geldi ki kadın bedeninde yeşeren, nefesiyle can alan çocuklarımızı bizden almaya vardı. Herkes bilsin, özellikle Okmeydanı gibi emekçi mahallelerinde çocuklar kolayca yetişmiyor. Sorsunlar bakalım buralardaki annelere…
Kadınlar diye başladım ama Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Berkin’in annesinin gözüne bakmaya cesaretin var mı? Bakınca göreceklerinden korktuğun için bakmazsın sen. Ben söyleyeyim; sen seçim zamanı dağıttığın bir koliyle mi büyütülüyor sandın çocuklarımız, o çocuklar dağılan pazardan arta kalanlarla büyüyor çoğu zaman. Biz o pazarlarda senin çok sevdiğin “türbanlı bacılarınla” beraber topluyoruz artan meyve sebzeyi, aş ediyoruz çocuklarımıza. Alnımızın akıyla gece gündüz çalışıp kazandığımız yetmediği için ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Biz işte çocuklarımızı böyle büyütüyoruz, dağıttığın bir koliyle değil.
Buradan AKP’li kadınlara da seslenmek istiyorum; aklımızı başımıza alalım. Tayyip’in çocuklarının nasıl yaşadığını ve onlar öyle yaşasın diye bizim nelere boyun eğdiğimizi bir düşünelim. Konuşup dile getirmesek de kendi kendimize düşünelim. Hayatı evde ütücü, aşçı, temizlikçi, bakıcı olarak geçen o çok “sevdiği biz türbanlı/türbansız bacılarının” sosyal güvencesini bile sadece kocaya ya da babaya bağlı kılan bu düzeni düşünelim. Bizi çocuk doğurmaktan başka hiçbir işe yaramayan kuluçka makinesi yerine koyan o çarkı düşünelim. Ve o çarkın başını tutmuş adamların çocuğunu kaybetmiş bir anaya nasıl davrandığını düşünelim. Tamam aramızda konuşmayalım ama düşünelim. Ben inanıyorum ki nasıl ki kürtaj yasağına karşı biz sokakta siz parti toplantılarında en azından fısıltıyla bile olsa direndiyseniz, Berkin’in annesi Gülsüm’ü, yavrusunun toprağı kurumadan yuhlatan adamlardan da hesap soracağız.
Bir kadın olarak, bir anne olarak tüm kadınları çocuklarımızın geleceği için, kendimiz için birlikte, dirlikte olmaya davet ediyorum. Gelin Gülsüm kardeşimizin acısı etrafında bir saç örgüsü olalım, güçlenelim, hayatımıza sahip çıkalım.
Saliha Dışkaya
Mahmut Şevket Paşa Mahallesi Muhtar Adayı
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.