Fatoş Abla’yı Mersin’deki hâlde yevmiye ücretleri için yaptıkları eylemde tanımıştım. Eylemle ilgili sohbet etmiştik o zamana ama bu kez Fatoş Abla’yla, Fatoş Abla’yı konuştuk. Bir aydır çalışmıyor, iki oğlu ve bir torunuyla birlikte yaşıyor. Şimdiye kadar hiç 8 Mart eylemine gitmemiş. Ama kendi deyimiyle “Newroz’a bile” gitmemiş ki… Hep televizyonlardan izlemiş. Ama bu sene gelebilirmiş, […]
Fatoş Abla’yı Mersin’deki hâlde yevmiye ücretleri için yaptıkları eylemde tanımıştım. Eylemle ilgili sohbet etmiştik o zamana ama bu kez Fatoş Abla’yla, Fatoş Abla’yı konuştuk. Bir aydır çalışmıyor, iki oğlu ve bir torunuyla birlikte yaşıyor. Şimdiye kadar hiç 8 Mart eylemine gitmemiş. Ama kendi deyimiyle “Newroz’a bile” gitmemiş ki… Hep televizyonlardan izlemiş. Ama bu sene gelebilirmiş, bir faydası olacaksa. Çocuklarına da bir faydası olabilirmiş hem… “Hayat hepimizin hayatı”ymış sonuçta…
Onunla sohbet etmemize sebep, hâldeki direnişi. Sohbete de oradan başladık: “Ben Urfalıyım. 1968 doğumluyum. 9 yaşından beri hal işinde paketleme yapıyorum. O zamanlar şimdiden daha iyi para alıyordum, kasa başı marka veriyorlardı parayı. Aileme de ben bakıyordum o yaşta, yılların işçisiyim ben. Ama şimdi yaklaşık bir aydır işim yok. Şimdi zor oldu. Adana’dan, Tarsus’tan Zazalar geliyor, onlar daha kalabalık geliyor ve düşük fiyata çalışıyorlar o yüzden onları alıyorlar.”
Sezonluk meyve sezonluk iş
Eylem yaptıkları zamandaki çalıştığı işi sordum. 4 senedir orada çalışıyormuş. Ondan önce bir teyze varmış, “Ben tezcanlı olunca işimden memnun olmuş o yüzden beni aldı. Sen gel hep dedi. Teyzeyi de işten çıkarmış. Yani böyle birinin de ekmeğiyle oynuyor. Bu işler böyle. Meyvelerin sezonluk çıkması gibi, bizim iş sezon bitince bitiyor. İşte bak bir aydır boşum, evdeyim, kimse çağırmıyor gel çalış diye.”
Eylemlerinden de bahsediyoruz biraz sonra: “Eğer birlik olsaydık mesela, herkes bıraksaydı işi tüm mallar yerde kalırdı, bizi dinlemek zorunda olurlardı. Ama yok işte herkes gelmiyor, boşver diyorlar” diye yakınıyor.
‘Ehliyetim de var… Şoförlük bir şey çıksa bari
‘Okuduğunuz sohbette hangimizin hayatı yok? İşi olmadığı zamanlarda neler yaptığını sorduğumda, ilk cümle tanıdık: “Ev, iş, temizlik.” Oğlunun biri boştaymış diğeri de kaza yapmış 6 aydır evde yatıyormuş, onunla ilgileniyormuş. “Kendine ayırdığın zaman ya da kendin için yaptığın şeyler oluyor mu hiç?” diyorum. “İşim dışında valla bir şey yapmıyorum. Sen aramasaydın da dışarı çıkmazdım” diyor. “Komşulara falan arada gidiyorum da oturmaya… O kadar sık değil tabii. Üç katlı evde oturuyoruz bizim akrabalarla. Onlara gidersem ancak. Bir aydır boşum ya moralim kaldırmıyor boş boş gezdiğimi düşündükçe… İş arıyorum. Ehliyetim falan da var aslında şoförlük bir şey çıksa onda da çalışabilirim. Suriyelileri de ucuza çalıştırdıkları için, iş bulamıyorum.”
‘8 Mart’a çocuklarım için de gelirim’
“8 Mart’ta bir programın var mı o gün tüm kadınlar sokağa çıkıyor sen de katılır mısın?” Ben öyle ‘çat’ diye sorunca birden afallıyor nasıl cevap vereceğini de tam kestiremiyor. Biraz düşünüp, “Biz de mücadele ederiz. Şimdiye kadar hiç gitmemişiz ama gitmemiz gerekirse gideriz tabi, hayat hepimizin hayatı sonuçta.”
8 Mart’ın üzerine bugüne kadar çok düşünmemiş. Derdi işi. Oradan kuruyor tabii tüm tartışmayı: “Kadınların hakları için gittiklerini biliyorum ama bana bir faydası olmayacak, olursa giderim tabi. Kim diyecek ki orada bu kadın da mağdurdur ona bir iş bulalım diye. Hiç düşünecek biri var mı yok mu bilmiyorum. Eğer benim için de mücadele edeceklerse bana da bir faydası olacaksa ben de mücadele ederim. Hiç katılmadım inan, şimdi katıldım desem yalan söylemiş olurum. Bizim Newroz bayramına bile hiç katılmadım televizyondan izlerim.”
Ama galiba bu sene farklı olacak. Sohbet ilerledikçe Fatoş Abla şu noktaya geliyor: “Şu an da mesela ben işsizim. Ben gelirim mesela 8 Mart’a. Bir faydam olacaksa bir şeylere. Hem çocuklarımın hakları içinde giderim.”
“Sizin gibi işi için mücadele eden diğer kadınlar için bir şeyler söyler misin?” sorusunun yanıtı onun en tecrübeli olduğu konu: “Eğer gerçekten bir hakkı varsa sonuna kadar hakkını arasın derim ben, çünkü herkesin geçimi var çoluğu çocuğu var. Bilhassa da kadınlar… Çünkü kadınlar çocuklarını, evini daha çok düşünür. Bak ben şimdi 2,5 milyonluk sigara içiyorum, daha pahalı olanları da var ama ben yarını düşünüyorum. Çocuklara ne yedireceğim diye. Ondan içmiyorum. Keşke hiç içmesem ama tüm stresimi bundan atıyorum.”
Fatoş Abla için 8 Mart’a…
Fatoş Abla’yla, Fatoş Abla için de 8 Mart alanında olmak lazım. “Bu kadın da mağdurdur” diye, o iş bulsun diye mesela. Bütün stresini attığı sigarası için ya da… Newroza bile gidemediği için… 9 yaşından 45 yaşına kadar hâlde çalışan kadınlar için… Ailesine bakmak zorunda kalan kız çocukları için… İş bulabilmek için ehliyetini zanaate çevirmeyi düşünen kadınlar için…
Hangimizin hayatı yok ki bu sohbette? Fatoş Abla’nın dediği gibi “onun hayatı hepimizin hayatı sonuçta… “
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.