Mustafa Çelik 22 Nisan 2011 tarihinde öldürüldü. Öldürüldüğünde 61 yaşındaydı ve 3 çocuk babasıydı. İznik Gençlik ve Spor İlçe Müdürü idi. Koyu bir Trabzonspor taraftarıydı Mustafa Çelik bir cinayet kurbanı. 2 Mart 2014 Pazar günü akşam saatlerinde faillerinin suç ortaklarının konuşmalarının tapesi ortaya çıktı. Görüşmede, cinayeti işleyen şebekenin çökmemesi için tetikçiyi azmettiren şebeke başını “nasıl […]
Mustafa Çelik 22 Nisan 2011 tarihinde öldürüldü. Öldürüldüğünde 61 yaşındaydı ve 3 çocuk babasıydı. İznik Gençlik ve Spor İlçe Müdürü idi. Koyu bir Trabzonspor taraftarıydı
Mustafa Çelik bir cinayet kurbanı. 2 Mart 2014 Pazar günü akşam saatlerinde faillerinin suç ortaklarının konuşmalarının tapesi ortaya çıktı. Görüşmede, cinayeti işleyen şebekenin çökmemesi için tetikçiyi azmettiren şebeke başını “nasıl indiririz”in planlarını yapıyorlardı. Plan tutmamıştı ve üzgündüler. Dertleri Mustafa Abi’nin intikamını almak değildi. O şebekenin başına yerleşip ikbal planları yapmaktı. Peki kimdir Mustafa Çelik? Ne istemişlerdi bu yaşlı adamdan?
Mustafa Çelik 22 Nisan 2011 tarihinde öldürüldü. Öldürüldüğünde 61 yaşındaydı ve 3 çocuk babasıydı. İznik Gençlik ve Spor İlçe Müdürü idi. Koyu bir Trabzonspor taraftarıydı. Cinayetin işlendiği akşam Eskişehirspor-Trabzonspor maçını izlemek için kahveye gitmişti. Maç sonrası eve geldiğinde “Bu senede şampiyon olmamıza izin vermeyecekler” dedi eşine. Bunları söyledikten dakikalar sonra kalp krizi geçirdi. Hayata gözlerini yumdu.
Mustafa Çelik’in gittiği kahvede kimse kalp krizini tetikleyen bir zehir koymadı çayına. Cinayet izlediği maçta yaşandı. Bu ülke futbolunun içinde bulunduğu kirli çıkar ilişkilerinin ne denli egemen olduğunu dışa vuran bir filmi oynanıyordu o maçta. Bu kirlenmiş futbolun neticesinde Mustafa Çelik hayatının önemli bir yerine koyduğu takımının puan kaybetmesine dayanamadı. Mustafa Çelik maçı izlerken anlamıştı orda dönen dolapları. Kalbine inen acı da tam da bu anlama haliydi. Yaşanan şey bir talihsizlik ya da başarısız bir futbolun sonucunda oluşmuş puan kaybı değildi. Ertesi yıllarda mahkeme kararıyla da tespit edilecek olan teşvik suçunun farkına vardı ve düştü umutsuzluğa. Bu yüzden son sözü “Bizim şampiyon olmamıza izin vermeyecekler” oldu.
Şampiyon olma durumunu “izin verip vermeme” durumuna bağlamıştı. Şampiyon olmak için icazet mi almak gerekiyordu? Eğer icazet alınacaktıysa ve birilerinin iki dudağı arasından çıkan lafa bakacaktıysa ne gerek vardı bu kadar umut beslemeye? Yok hayır Mustafa abiyi suçlamıyorum. Onun içinde büyüttüğü futbol sevgisi sadece futbol sevgisi değildi. O futbol ile bağlanmıştı hayata. Tuttuğu takım göç ettiği toprakların kokusunu yansıtıyordu ve onu güçlendiriyordu. Çoğumuzun da anlamadığı şey oydu. Futbol hiçbir zaman sadece futbol olmadı. Hep sosyal hayatımızı etkiledi. Sürekli göç vermiş bir Kuzey Anadolu kentinin diasporasında olanlar içinde göç edilen yerlerde hayata tutunma yeri oldu. Ona güç vere şeyin katledilmesi onu da öldürdü. Bir Vudu seansı yaşanmıştı Mustafa Çelik’in kalbinde. Tarlalar ekilmişti ekinler büyümüştü. Hasat toplandı ve Mustafa Çelik’in de canı alındı.
Şebekenin konuşmalarını dinlerken aklıma ilk Mustafa abi geldi o yüzden. Her nasıl aynı konuşmadakiler Fadime Ayvalıtaş’ı evlat acısıyla öldürmüşlerse, “ele geçirilmek” istenen şebekesinin liderleri de aynı şekilde öldürmüşlerdi Mustafa Çelik’i. Bu iki ayrı cinayetin ortak noktası ise yayınlanan bu tape’ydi. Fadime anayı öldürenler, Mustafa Çelik’i öldüren cinayet şebekesini “ele geçirmek” istiyordu. Bunu yaparken de aynı şebekesinin suçlarını örtbas etmenin koşullarını konuşuyorlardı. Peki bunun neresinde adalet arayışı var. Hiçbir yerinde. Adalet arayışı ancak ve ancak katillerden “cumhuriyet kahramanı” yarattığımızda değil, “Temiz Futbol İstiyoruz” diyebildiğimizde olabilecek.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.