Revirler ve gönüllü sağlık hizmetini suçlulaştıran Sağlık Bakanlığı, Ankara Tabip Odası yönetimini hedef aldı, yaralanmalardan direnişçileri sorumlu tuttu, hayat kurtaranın mevzuat olduğunu iddia etti
Sağlık Bakanlığı, Haziran İsyanı’ndaki revirler ve gönüllü sağlık hizmeti sebebiyle Ankara Tabip Odası yönetiminin görevden alınmasını istedi. Yaralanmalardan direnişçileri sorumlu tutan bakanlık, hayat kurtaranın sağlık hizmeti değil mevzuat olduğunu iddia etti
Haziran İsyanı’nda İstanbul ve Ankara başta olmak üzere dört bir yanda gönüllülük esasına dayalı revirler kurduğu ve yüzlerce yaralı direnişçiyi tedavi ettiğin için AKP’nin hedefi olan tabip odaları için ilk adım atıldı. Sağlık Bakanlığı, “hukuka aykırı olarak yetkisiz ve kontrolsün sağlık hizmeti verdiği ve amaçları dışında faaliyet gösterdiği” iddiasıyla Ankara Tabip Odası yönetiminin görevden alınmasını istedi.
‘Yaralanmaların sebebi eyleme katılanlar’
Sağlık Bakanlığı Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı davanın dilekçesinde AKP’nin Haziran İsyanı’na yönelik düşmanca tavrını her anlamda gösterdi. Direnişin Ankara ayağı için “Gezi Parkı eylemleri bahanesiyle meydana gelen müessif olaylar” ifadelerini kullanan bakanlık, direnişe katılanların can ve mal emniyetine yönelik kanuna aykırı eylemler düzenlediğini, vatandaşların sağlık problemlerinin bu sebeple yaşandığını öne sürdü.
Hayat kurtaran mevzuat!
Olaylar sırasında 169 acil sağlık ekibi ile 569 vakaya ambulansla müdahale edildiği bilgisini veren Sağlık Bakanlığı, sağlık hizmetinin insan hayatını kurtarması için mevzuata, kurullara ve standartlara uygun hareket edilmesi gerektiği iddiasında bulundu.
Katledilenler için açıklama yok, gönüllü hekimlere suçlama var
“Tabip odalarının görevleri arasında sağlık hizmet birimi açmak ve işletmek bulunmamaktadır. Buna rağmen Ankara Tabip Odası bakanlığımızdan izin almaksızın hiçbir kamu otoritesinin kontrolü altında olmaksızın sağlık hizmet birimleri açmış ve işletmiştir” diyen bakanlık, bu yolla verilen bir sağlık hizmetinin hastalık, sakatlık ve ölüm sunabileceğini söyledi.
Böylece Haziran İsyanı boyunca polis saldırıları ile katledilen ve yaralanan direnişçiler için tek bir açıklama yapmayan Sağlık Bakanlığı, gönüllü hekimlerin sağlık hizmeti vermesinin ölüme sebebiyet verebileceğini söylemiş oldu.
Tabip Odası hekimlerin adını vermedi
Tabip Odası’nın revirlerde görev yapan hekimlerin adlarını vermemesini aktaran Sağlık Bakanlığı, “Tabip odalarına kayıtlı bütün üyelerin bu eylemden sorumlu tutulması mümkün olamayacağından, Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu’nun ve Haysiyet Divanı’nın görevlerine son verilmesi gerekmektedir” talebinde bulundu.
‘Bu dava bizim için onurdur’
Sağlık Bakanlığı’nın görevden alınmasını istediği Ankara Tabip Odası yönetimi ise Hürriyet’e açıklamalarda bulundu. Ankara Tabip Odası’na kayıtlı 15 bin doktorun oyları ile yönetime geldiklerini ve ancak sandıkla gideceklerini söyleyen Tabip Odası Başkanı Özden Şener şöyle konuştu:
Hekim olan bir Sağlık Bakanını yönetimindeki Bakanlık adına utanıyoruz. Çünkü binlerce insanın toplandığı ve çok sayıda yaralının olduğu bir yerde hekimlik görevimizi yaptık. Van depreminde de sel baskınında da yaptık. O dönemde böyle bir girişimde bulunulmadı. Süremiz zaten mayıs ayında doluyor, bu dava onu etkilemez belki ama bununu siyasi bir dava olduğunu, hekimlik yapmamızla ilgili olmadığını biliyoruz. Hükümet, meşru veya meşru olmayan her türlü yolu kullanarak kendisine muhalif gördüğü kimseleri ortadan kaldırmaya çalışıyor. Aslında böyle bir dava bizim için onurdur.
‘İhtiyacı olana yardım hekimliğin görevidir’
TTB Genel Sekreteri Beyazıt İlhan ise Haziran İsyanı sürecinde hekimlerin ve tıp öğrencilerinin gönüllü sağlık hizmetlerinin AKP tarafından suç olarak gösterilmek istendiğini ifade etti. Sağlık çalışanlarına 3 yıla kadar hapis ve 2 milyon liraya kadar varan para cezalarını içeren yasanın TBMM’den geçtiğini hatırlatan İlhan, “İhtiyacı olan kişilerin yardımına koşmak hekimliğin doğasına olan bir görevdir. Bu dava utanç vesikası olarak karşımızda duruyor” dedi.
Sendika.Org/ Ankara