İsyan eden işsizlerin dünyaya örnek olacak bir ortak amaçla yeni bir düzenin kıvılcımını çaktıklarına gönülden inanmak istiyoruz Boşnak, Sırp ve Hırvat halklarından oluşan Bosna Federasyonu’nda 11 adet kantonda 11 hükümet, sayısı belirsiz bakan ve etnik kökenleri temsilen 3 devlet eş başkanı var. Dayton anlaşması esas alınarak kurulan bu düzen kalabalık bürokrasiyi beslemeye bile yetmezken özelleştirme […]
İsyan eden işsizlerin dünyaya örnek olacak bir ortak amaçla yeni bir düzenin kıvılcımını çaktıklarına gönülden inanmak istiyoruz
Boşnak, Sırp ve Hırvat halklarından oluşan Bosna Federasyonu’nda 11 adet kantonda 11 hükümet, sayısı belirsiz bakan ve etnik kökenleri temsilen 3 devlet eş başkanı var. Dayton anlaşması esas alınarak kurulan bu düzen kalabalık bürokrasiyi beslemeye bile yetmezken özelleştirme sonucunda kapatılan fabrikalar işsizliği tetikleyip halkın fakirleşmesini hızlandırınca, işsizlik protestosuyla başlayan bölgesel isyan ülke geneline yayıldı. Bosna Hersek Federasyonu, kısa süre önce etnik savaşta on binlerce insanın katledildiği iç savaş sonrasında kurulan yeni bir devlet olduğu ve acıların tazeliğini koruduğu bir ortamı halen yaşadığı için isyanın etnik çatışmalara dönüşmesi yüksek bir olasılıktır. Her ne kadar gösterilerde değişik etnik kökenli insanlar ortak slogan atıyor olsalar da etnik ayrımcılığı aşamamış Bosna coğrafyasında mevcut kanton hükümetlerinin istifaları sonrasında doğabilecek kaos ortamında, eski düşmanlıklar, korlanmaya terk edilmiş acıları su yüzeyine çıkmaya adaydır.
Etnik çatışma olasılığı
Bölge hakkında yapılan analiz ve yorumlarda etnik çatışmaların başlama olasılığını düşük gören kişilere benim yanıtım, yakın zaman önce Sarayevo, Mostar ve Tuzla ziyaretlerimde gördüğüm ayrımcı, ötekileştirici uygulamaların yalnızca yönetim tarafından değil, halk tarafından da yaygın olarak kullanılmasına tanıklığımdır. Dünyanın herhangi bir coğrafyasında bir asayiş sorununu yaşadığınızda ilk aklınıza gelen hareket tarzı en yakın karakola gitmek iken, Bosna Hersek Federasyonundaki herhangi bir kentte şikayet edeceğiniz kişinin etnik kimliğini biliyorsanız o etnik kimliğe sahip polislerin görev yaptığı polis merkezini arayıp bulmanız gerekiyor. Eğer şikayet edeceğiniz kişinin etnik kimliğini bilmiyorsanız boş yere karakol, karakol dolaşmak zorunda kalırsınız. Bosna Hersek kentlerinin mahalle hatta sokak bazında bölündüğünü, Sırp kökenlilerin her türlü iletişimlerini Sırp kökenli devlet memurlarıyla, Hırvat kökenlilerin Hırvat görevlilerle yaptıklarını, fiilen tanık olduğum için biliyorum. Bu durumda olan bir coğrafyadaki işsizlik protestosunun etnik ayrımcılıktan bağımsız sonuçlanmayacağı kehanet değildir.
İsyanın olası sonuçları
Yaklaşık 150 yıl önce yazılan Komünist Manifestonun son cümlesi “Bütün ülkelerin proleterleri birleşiniz” temennisiyle bitmesine rağmen, tek etnik kökenli bir ülkenin proleterleri bile ortak bir isyanda birleşip sonuç alamıyorken, sıcak etnik savaştan yeni çıkmış Sırp, Boşnak ve Hırvat proleterlerinin neoliberal sisteme karşı ortak isyanının olumlu sonuç vermesi bizim de temennimiz ama dünyadaki sosyal olayların geldiği nokta itibariyle reel politik değil. Gelişmeler çok değişik sonuçlar doğurabilir, gönül isterdi ki, Avrupa coğrafyasında emekleriyle geçinen proleterlerin bu coğrafyaya yönelik bir politikası olsun ama isyanın kontrole alınması görevini gene batı Avrupa ve NATO üslenecek gibi görünüyor.
Sonuç olarak bir arada yaşamayı başaramamış, tersine kan ve gözyaşının korlanmadığı üç değişik etnisiteye sahip proleterlerin başlattıkları isyan, çevre ülkelerin müdahalesi dışında çözülmeye aday görünmüyor. Tahminler bu yönde olsa da dünyada her zaman ezberleri bozacak gelişmeler yaşanabilir. İsyan eden işsizlerin dünyaya örnek olacak bir ortak amaçla yeni bir düzenin kıvılcımını çaktıklarına gönülden inanmak istiyoruz. Zira 20. yüzyıl başında 4 imparatorluğu bitirip ilk sosyalist devleti kurma yolunu açan büyük savaş da aynı coğrafyadan çakılan bir kıvılcımla başlamıştı.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.