Gündeme Dair programının son konuğu Yaşarken Yazılan Tarih’in editörü Gürsel Göncü idi. NTV Tarih’in baskıya gittiğini yayından kaldırılmasını ve bundan sonra derginin nasıl devam edeceğini konuştuk

Şule Uslutekin’in Çapul TV’de her Pazar yayımlanan Gündeme Dair programının konuğu NTV Yaşarken Yazılan Tarih’in editörü Gürsel Göncü idi. Daha önce Çanakkale Savaş’ına dair yazdığı iki kitabın da konuşulduğu programda Göncü NTV Tarih’in yayından kaldırılma sürecini anlattı.

Bütün geliri Gezi ailelerine giden derginin ismi olan Yaşarken Yazılan Tarih 1 Haziran günü aklına geliyor. Olayların bu yönde gelişmesi isminin de bu olmasını sağlıyor. Çünkü çok hızlı, kendiliğindenci ve öngörülemez bir hareket olması önemliydi. Önceden kapak konusu olarak düşünülen Gezi Direnişi, Haziran 15’e gelindiğinde direnişin bütün algıları geride bırakan bir süratle gelişmesi kapak konusu yapmaktan vazgeçerek özel sayı yapmaya karar vermelerini sağlıyor.

Öyle demokrasi ve hukuk devleti değiliz

– Direnişin bu denli büyüyüp yaygınlaşmasını bekliyor muydunuz?

Gezi Direnişi’nin bu denli büyümesini kimse öngörmüyordu ancak devletin kolluk güçlerinin şiddeti o denli arttı ki bu kabul edilemez hale geldi. Bu işi büyüten de buydu. Çünkü aslında hepimiz fark ettik ki öyle demokrasi ve hukuk devleti değiliz

-NTV Tarih bir çok çevre tarafından sahiplenilen bir dergiydi. Bu misyonunu yerine getirdiği anlamına gelir mi?

Bu dergide sadece gezi olayları değil gezi direnişinin akla getirdiği Osmanlı, Cumhuriyet, Bizans dönemi, Türkiye, Dünya  isyanları ve direnişin gündeme getirdiği bütün kavramaları da kapsıyor. İletişim, medya ve tarihiyle çok iyi bir referans sayısı oldu. Bu direniş Gezi Direnişi değil de 5, 6 Eylül olayları olsaydı da yazardık. Böyle ilerici bir direniş olmasaydı, gerici bir ayaklanma olsaydı ve ülkeyi bu denli sarssaydı yine NTV Tarih olarak bunu işlerdik. Çünkü NTV Tarih’in amacı bu.

Biz işimizi sonuna kadar yaptık

-Kapatılma sürecini en başından biraz anlatır mısınız?

Son gün yani 30 Haziran’da yönetim derginin basılmayacağını söylemesine rağmen dergiyi matbaaya gönderdik. Çünkü biz işimizi sonuna kadar yaptık. Dergi basılmadan önce kapak konusunda eleştirilerde bulundular ancak karşılıklı birbirimizi ikna edemeyeceğimizi biliyorduk. Onlar çoktan karar vermişlerdi. İlk gün derginin yayımlanmayacağını, ertesi gün de derginin tamamen kapandığını bildirdiler. Doğuş grubundaki doku değişikliği, CEO’nun değişmesi gibi şeyler gidişatın o yönde olduğunu gösteriyordu. Ancak NTV Tarihi gibi bir alternatif tarih dergisini kapatmazlar diye düşünmüştük.

NTV tarihi çıkarırken birçok konuyu işledik, Dersim, Sovyet Devrimi, 27 Mayıs gibi ancak ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyoruz. Bu neden oldu diye sorarsanız aslında bu Doğuş grubunun oto sansüründen başka bir şey değildir. Daha önce hiç böyle bir sansür yaşamamıştık, bu ilk ve son yaşadığımız müdahaleydi.

Bu geri kalmış bir demokrasiden de geridir

Başbakana gazetecilerin soru soramadığı bir dönemdeyiz. Bu geri kalmış bir demokrasiden de geridir. Basının oto sansürü hükümetin baskısından daha beterdir. Çünkü artık bu bir kolaycılık haline geldi. Hükümet baskı yapıyor biz veremiyoruz gibi bir mağduriyet oldu.

Bu kuşak tüm topluma ders verdi

-Bu direniş aslında korkularımızı da atmamızı sağladı biraz?

Bu kuşak tüm topluma korkularını atmak konusunda büyük bir ders verdi. Medya için olmasa da herkese sadece korkularını atmak değil, iletişim, yaklaşım, espri, gündelik hayatın bir çok alanında medya, gazeteci, hükümet, politikacı olarak ne kadar geride kaldığımızı gösterdiler. Haliyle herkes kendini revize etmek zorunda kaldı. Hepimiz bu gençlerin kültürsüz, okumamış, bilgisayar başında bir kuşak olduğunu düşünüyorduk, yanılmışız. Hepimizin kendimize bir pay çıkarması gerekir. Ancak hükümet bunu anlamadı.

Yaşananlar gösterdi ki direnişi işlemeseydik iki ay sonra da kapatılırmışız

–Yaşarken Yazılan Tarih bundan sonra nasıl devam edecek?

Tabiî ki de NTV Tarih’in devam etmesini isterdik ancak daha sonra yaşanan gelişmeler gösterdi ki, Gezi Direnişi gibi bir özel sayı yaptığımız için kapatılmasaydık yolsuzluk ve rüşvet tarihi diye bir konu yapacağımız için kapatılacaktık. Ancak Yaşarken Yazılan Tarih dergi olarak yayın hayatına devam edebilir.

Röportajın tamamı için tıklayınız

Sendika.Org