Bu değişikliklerin meali şudur: Bakana karşı gelecek, AK Parti’nin hoşuna gitmeyecek adımı atan hâkim ya da savcının işi bitmiştir. HSYK tartışmasının özü şu: Siyaset kurumu adalet sistemini kontrol etmek istiyor. Öngörülen HSYK değişikliginin Anayasa Mahkemesi tarafından reddedileceğine emin olduğu halde AK Parti güçler ayrılığı sisteminin son civatalarını dahi gacırtatarak, demokrasiye abanıyor. HSYK dediğiniz kurum hâkim […]
Bu değişikliklerin meali şudur: Bakana karşı gelecek, AK Parti’nin hoşuna gitmeyecek adımı atan hâkim ya da savcının işi bitmiştir.
HSYK tartışmasının özü şu: Siyaset kurumu adalet sistemini kontrol etmek istiyor. Öngörülen HSYK değişikliginin Anayasa Mahkemesi tarafından reddedileceğine emin olduğu halde AK Parti güçler ayrılığı sisteminin son civatalarını dahi gacırtatarak, demokrasiye abanıyor.
HSYK dediğiniz kurum hâkim ve savcıların atamalarını yapıyor. Niye? Kediye ciğer teslim edilemeyeceğinden. Adaletin mekanizması güçlü siyasetçinin eline geçmesin diye.
Şimdiki HSYK AK Parti’nin ürünü. Aydan değil, referandumla halktan geldi. 3 dairesi, 22 üyesi var. Bakana yakın üyeler yani bakanın seçtikleri sayısı azaltılmış 1. ve 2. dairelere yerleşecek. Bakana uzaklar da 11 kişi birden son daireye. Üstelik bakanca belirlenecek üyelerden birini üyeler daire başkanı olarak seçecek. Yani daire başkanları da bakanın gösterdiği kişiler olacak. HSYK başkanı da bakan zaten. Anayasanın 159. maddesine doğrudan, düşük zekâlı birinin bile rahatça göreceği kadar aykırı bir değişiklik.
Diyelim ki savcılar ve hâkimler hata yaptı. Kim denetleyecek? HSYK Teftiş Kurulu. Peki kim belirliyor bunu? Adalet Bakanı. Tüm disiplin işlemleri bakana bağlı, üstelik bu kurula HSYK dışından da atama yapabilecek bakan.
Bu değişikliklerin meali şudur: Bakana karşı gelecek, AK Parti’nin hoşuna gitmeyecek adımı atan hâkim ya da savcının işi bitmiştir. Meslekte ilerlemesi mümkün değildir. Hele hele bakan yavrusuna, üçkâğıtçı bir kamu bankası genel müdürüne dokunmaya kalksın, cezasını çekecektir.
Uymaya zorunlu olduğumuz anayasamız ve Venedik Komisyonu konu hakkında nettir: “Adalet Bakanı’nın HSYK içinde ve dışındaki yargıçlar ve savcılar üzerinde bir yetkisi olmamalıdır”.
Yapılan değişiklik öylesine paldır küldür, öylesine yangından mal kaçırır gibi yapılıyor ki, oylanmaya başlanan kanun teklifi aslında bir tasarı olarak sunuluyor. Teklif ve tasarıyı birbirine karıştıran AK Parti yasamayla yürütmeyi birbirine karıştırmış, çok mu?
Bitti inşallah!
Sonuç olarak Meclis yarın bir rejim değişikliği oylayacak. BDP, CHP, MHP, tüm bağımsızlar karşı. AK Parti’nin vicdanlı ve hukuk nosyonu olan vekilleri sıkıntı içinde. Ya “Anayasa Mahkemesi zaten iptal eder” diyorlar ya da “tek parti devrinde CeHaPe de yaptı n’olucak…”
İptal edecek tabii. Ama o zamana kadar ayakkabı kutusunu kapan, Üsküdar’a geçecek. Adalet Bakanı HSYK’yı baştan aşağı değiştirecek, iptal kararı da eski yapıdaki üyeleri geri getiremeyecek.
Dün tasarının askıya alındığı söylendi, sonra yalanlandı. Askı, bekleme filan değil, geri çekilip çöpe atılmadıkça hedef bu demektir. Oldu bitti maşallah, hukuk devleti bitti inşallah. Meselenin özü budur.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.