Bir yıl önce 9 Ocak’ta Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez Paris’te katledildi. Kürt halkının ve kadınların özgürlük mücadelesine yönelik bu saldırının gerçek failleri hala hesap vermedi
10 Ocak 2013 gününün ilk saatlerinde, 02.20’de Fırat Haber Ajansı Paris’te üç Kürt kadın siyasetçinin katledildiğini duyurdu. PKK’nin kurucularından Sakine Cansız, KNK üyesi Fidan Doğan ve Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez, 9 Ocak’ta 147 Rue La Fayette Sokağı’ndaki Kürdistan Enformasyon Bürosu’nda başlarından vurularak öldürüldü. Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve kadın özgürlük mücadelesi katliamın hedefiydi
Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez Öcalan ve MİT arasında görüşmelerin yeniden başladığının kamuoyuna açıklandığı günlerde katledildiler. Bir yıl boyunca soruşturma sonuçlandırılmadı. Katliamın birinci yılında sokağa çıkanlar katliamın sorumlularının peşini bırakmayacaklarını bir kez daha ilan ediyor.
Katliamın habercisi taslak
Katliamdan üç ay önce Hürriyet gazetesinde bir haber çıkmıştı. 19 Ekim 2012 tarihli haberde İçişleri Bakanlığı’nın Başbakanlığa gönderdiği terörle mücadelede uygulanacak ödül yönetmeliği taslağının bir yılı aşkın sürede imzada beklediği, Başbakanlık’ta incelemede olan taslağa göre PKK’nin 20’si Avrupa’da bulunan 50 kişilik lider kadrosunun yakalanmasını sağlayanlara 4 milyon lira ödül verilmesi yer aldı.
“Yakalama” odaklı haber, Avrupa’da siyasi iltica talebinde bulunan PKK yöneticileri için “tetikçilik çağrısı” olarak yorumlandı. Haberde de Bin Ladin ve Saddam örnekleri veriliyordu. Haberin yayımlanmasından üç gün önce AKP’li isimlerle görüşen ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone de PKK yöneticilerine karşı “Bin Ladin taktiği önerdiklerini” söylemişti.
Paris’ten Diyarbakır’a: Yüz binler sokağa aktı
Katliam haberinin duyulmasının hemen ardından Avrupa’nın dört bir yanından binlerce Kürt Paris’e doğru harekete geçerken, Fransa polisi ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri de olay yerine geldi, İçişleri Bakanı Manuel Valls “Kabul edilemez bir suikast. Aydınlatacağız” dedi.
10-11 Ocak günlerinde on binlerce Kürt Paris’e aktı. 12 Ocak’ta Paris sokaklarında 150 bin Kürt “Jîn, jiyan, azadi” sloganlarıyla yürüdü. 15 Ocak’ta üç kadın yine kitlesel bir törenle uğurlandı. Kadınların Paris Katliamı’nın aydınlanmasına yönelik mücadelesi bir yıl boyunca sürdü, Çarşamba Eylemleri kesintisiz yapıldı.
Kadınların omuzlarında
Üç kadın Kürt siyasetçinin cenazeleri 16 Ocak’ta Diyarbakır’a ulaştı. 17 Ocak’ta ise yaklaşık 500 bin kişi yaklaşık bir yıl boyunca yüzlerce eylemde atılacak “Hepimiz Sakineyiz, Leylayız, Fidanız” sloganını haykırdı.
Fidan Doğan Nurhak’ta, Leyla Şaylemez ailesiyle sürgün edildiği Mersin’de, Sakine Cansız da Dersim’de kadınların omuzlarında son yolculuklarına uğurlandı.
Bir ayağı Ankara’da olan faşist bir katil
Katliamla ilgili olarak 18 Ocak günü Paris’te iki kişi gözaltına alındı. Katliam sabahı, cinayet yerinde olduğu da sonradan anlaşılan Ömer Güney, dört günlük gözaltının ardından katliamın bir numaralı zanlısı olarak tutuklandı.
Soruşturmayla ilgili olarak Paris Cumhuriyet Savcısı Molins, Ömer Güney’in trafik ve güvenlik kameralarına göre katliam günü iki kez binaya girdiği, ikinci gelişinde 46 dakika binada kaldığı ve çıkışta da büyük bir çanta ile görüntülendiğini belirtti
Kürt derneklerinin açıklamasına göre, Güney, 18 Kasım 2011’de Paris’teki Villiers Le Bel banliyösündeki Kürt derneğine üye olmuştu. Birçok etkinliğe katılan Güney, tercümanlık işleri yaparken Cansız ve Doğan ile de tanıştı. İlerleyen zamanlarda yapılan iki eylemde ise gözaltına alındı.
Ömer Güney’in gerçek kimliğin ilişkin bilgiler ise Kasım 2011’in öncesine uzandı. 2003’ten bu yana Münih yakınlarında kalan Güney’in çevresince “Türk milliyetçisi” olarak nitelendirildiği, kaldığı ev sahibine “Ben de bir Osmanlı Türk’üyüm” dediği, iki arkadaşının da L’expresse dergisindeki röportajında üç hilalli bir yüzük taktığını aktardığı ortaya çıktı.
Türkiye’deki anaakım medya da Güney’in Ağustos-Aralık 2012 arasında Türkiye’ye 10’dan fazla giriş yaptığını, ziyaretlerinin çoğunda Ankara’ya geldiğini ve beş yıldızlı otellerde kaldığını haberleştirdi.
AKP’nin tavrı: Suçlama, itiraf, karartma
AKP ise ilk günden itibaren katliamı “PKK içi hesaplaşma” olarak sundu. Henüz olay yerinde incelemenin başladığı dakikalarda kameraların karşısına geçen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Yapılış şekline bakılırsa bu PKK’nin kendi içindeki iç hesaplaşması gibi görünüyor” dedi.
Bir diğer AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ise 21 Ocak’ta itiraf niteliğinde açıklamalar yaptı: “Sakine Cansız’ın 2-3 ay önce iadesini talep ettik. ‘Yılanı kucağınızda tutuyorsunuz’ dedik. Ciddiye almadılar. Türkiye’ye iade ile ilgili yazılar yazdık, hiçbirisine cevap vermediler. Şimdi başlarına neler geldiğini onlar da görmeye başladı”.
Öcalan’ın çağrısı ve tepkiler sonrasında şubat ayında göstermelik bir soruşturma başlatıldı. Dosyaya kısa süre sonra gizlilik kararı kondu. Fransa yargı mercileri, Türkiye’deki yetkililerin kendilerine istedikleri bilgileri vermediğini açıkladı. Soruşturma dosyası açıldığıyla kaldı.
Fransa’daki soruşturmada gariplikler silsilesi
Paris Katliamı’ndan bu yana geçen bir yılda Fransa hükümetinden soruşturmaya ilişkin ayrıntılı bir açıklama veya bilgilendirme yapılmadı. Güney’in Türkiye ziyaretleri aydınlanmadı. Soruşturmanın gizli tutulması nedeniyle bilgi de alınamadı. Üç Kürt kadının avukatı Antoine Comte, soruşturmada büyük ilerleme kaydedildiğini ve olayın Türkiye’yi işaret ettiğini söyledi.
25 Eylül 2013’te de Fransa polisinin eline bir e-posta geçtiği açıklandı. Almanya uzantılı adrese, Tahran uzantılı IP’ye sahip e-postada Ömer Güney’in Türkiye’ye yaptığı seyahatlerde suikast talimatı aldığı öne sürüldü. Express dergisi de bu e-postaya dikkat çekerek “Gözaltındaki kişi bir Türk ajanıdır” ibaresine yer verdi.
23 Eylül’de ilginç bir olay daha yaşandı. Üç kadının dosyasına bakan Anti-Terör Yargıcı Jeanne Duye’nin evine giren hırsızlar, dosya ile ilgili bilgilerin de olduğu dizüstü bilgisayarı çaldı. Fransa’daki yetkililerin hırsızlık olayının üzerinde durmamasıyla birlikte Fransız istihbaratının katliamla bir ilgisi olup olmadığı soruları akla geldi.
Öcalan: ‘İkinci Dersim Katliamı’
8 Ocak Paris Katliamı, Abdullah Öcalan ile Milli İstihbarat Teşkilatı arasında başlayan görüşmelerle “çözüm süreci” olarak adlandırılan dönemin ilk günlerinde yaşandı. KCK saldırı için “uluslararası arka planı olan Türk Gladyosu”nu sorumlu tutarken, Öcalan da “İkinci Dersim Katliamı” benzetmesini yaptı. Öcalan, “Halkımız şunu bilsin; kim beni buraya getirdiyse o katliamı da onlar yaptı. Bu katliamı yapan kişi daha önce bir yılda 10 kere Türkiye’ye, Ankara’ya gelmiş. Bu Ankara’da kimle görüşmüş. Kimle görüştü, kimle görüşmedi, bunun görevi neydi. Planı, projeyi kim yapmış. Bu bir an önce ortaya konulsun, saklanmasın” dedi.
Cemil Bayık: ‘Katliamın arkasında AKP-Cemaat-BBP var’
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, 29 Aralık’ta ANF’de yayımlanan röportajında katliamı yapan kişinin Gülen Cemaati ile ilişkili olabileceğini söyledi. Bayık, “Dikkat edilirse BBP ile Fethulahçıların ilişkisi farklılaşmıştır. Aralarında derin bir ilişki vardır. Rahip Sandro’dan Hrant Dink’e ve Malatya’ya kadar birçok olayda Alperen Ocakları’nın parmağı olduğu düşünülmektedir. Paris Katliamı’nı yapan kişinin de bu çevreden olduğu yönünde güçlü belirtiler ve bilgiler vardır” dedi. AKP’nin Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiye etmek için Fethullahçılar ile onların polis-yargı içindeki güçlerini kullandığını ifade eden Bayık, katliamda da bu çevrenin rol almasının büyük olasılık olduğunu dile getirdi.
Katliamın birinci yılında Duran Kalkan: ‘Katliam aydınlatılırsa Kürt sorununun önü açılır’
Paris Katliamı’nın birinci yılında KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan ANF’den Nilay Egeli’ye bir röportaj verdi. Paris Katliamı’nın sorumlularının ortaya çıkarılmasının Kürt sorununun çözümünü engelleyenlerin ortaya çıkarılması anlamına geldiğini belirten Kalkan, “Paris Katliamı Kürt kördüğümünün kördüğüm haline getirilmiş bir olayıdır. Kördüğüm Paris Katliamı’ndan çözülürse Kürt kördüğümü de çözüme kavuşturulabilir, onun önü de açılabilir. Önder Apo da böyle değerlendiriyor. O bakımdan da sadece bir oaly, bir katliam gibi bakmamak lazım” dedi.
Paris Katliamı’na ilişkin değerlendirmeler
AKP ile PKK arasında “çözüm süreci” olarak adlandırılan görüşmelerin başlamasıyla birlikte Paris Katliamı’nın gerçekleşmesi çok sayıda analiz yazısının da konusu oldu. İşte Sendika.Org’da çıkan yazılardan bazıları:
Sendika.Org Yazıları
Devletin Kürtlere barış hediyesi: Paris Katliamı – Dr. Mustafa Peköz
Paris Katliamı: Patriotların armağanı – Cenk Ağcabey
AKP’nin kirli barışı – Gökhan Nazlı
Sakine, Leyla, Fidan… Hoş geldiniz… – İlknur Birol
Paris Katliamı’nın politik anatomisi – Dr. Mustafa Peköz
Paris Katliamı ve İmralı görüşmeleri – Faysal Özçift
Dersim, Maraş, Mersin’den… Paris’e… – Mahinur Şahbaz
Belgelerle CIA’nın hedefindeki isim: Sakine Cansız – Dr. Mustafa Peköz
Paris cinayetleri örgüt içi infaz mı? – Mahmut Üstün
Eşit, onurlu bir barış bu zihniyetle sağlanmaz – Murat Işık
İki ayaklı masa ayakta durur mu? – Ferda Koç
Sendika.Org Ocak 2013 derlediklerimiz
Paris: Oui bono? – Murat Çakır (Özgür Gündem)
İmralı sürecinin ilk kurbanı: Sakine’yi kim neden öldürdü? – Ragıp Duran (Birdirbir.org)
PKK’yi Öcalan’ın arkasında toparlama operasyonu mu? – Cemil Gündoğan (Gelawej.net)
Paris Katliamı’nın sorumlusu Türk devletidir – Fuat Kav (Özgür Gündem)
Paris’teki kan, Irak’taki Petrol (I) – Mustafa Sönmez (Cumhuriyet)
Paris’teki kan, Irak’taki Petrol (II) – Mustafa Sönmez (Cumhuriyet)
Sakine Cansız için – Nazan Üstündağ (Bianet)
Karayılan: Türk devletinin işin içinde olduğundan kuşkumuz yok (ANF)
Cinayetin arkasında Türkiye vardır – Hüseyin Ali (Özgür Gündem)
Ömer Güney ‘derin AKP’li mi Fethullah Gülenci mi? – Baki Gül (Özgür Gündem)
Sendika.Org, ANF