Karabasan gibi kentlerin üzerine çöreklenen dönüşüm projeleri, kara ütopya filmlerine meydan okuyor. Kurgu: “Ustanın Hikayesi” filmi ile ünlenen Recep Tayyip Erdoğan’dan… Yapımcılar: “Çılgın Projeler” yapımlarıyla dikkatleri üzerlerine çeken ünlü “sermaye” grupları… Kategori: Komedi, Dram, Aksiyon, Gerilim, Belgesel Ana slogan: “Her yere Dönüşüm, Her yerde Kentsel Dönüşüm” +18 yaş altı için sakıncalıdır, şiddet içerir. Fantastik projelerle […]
Karabasan gibi kentlerin üzerine çöreklenen dönüşüm projeleri, kara ütopya filmlerine meydan okuyor.
Kurgu: “Ustanın Hikayesi” filmi ile ünlenen Recep Tayyip Erdoğan’dan…
Yapımcılar: “Çılgın Projeler” yapımlarıyla dikkatleri üzerlerine çeken ünlü “sermaye” grupları…
Kategori: Komedi, Dram, Aksiyon, Gerilim, Belgesel
Ana slogan: “Her yere Dönüşüm, Her yerde Kentsel Dönüşüm”
+18 yaş altı için sakıncalıdır, şiddet içerir.
Fantastik projelerle hareketlendirilen ve “gerçek kesit” tadında bir belgesel havası da yaratılan kurgusuyla, seyircileri yer yer şaşkına çevirse de, kusursuzca işlenen kara ütopya figürleri takdire şayan.
Renkleri çalınmış, grinin tüm tonlarında yeni bir kent…
Önü sonu görünmeyen gökdelenler, AVM’ler, çok becerili siteler, oteller, iş merkezleri, yeşilsiz parklar, yollar, otoparklar, viyadükler, metrolar ve köprüleri de konu alan, uzun metrajlı bir kentleşme öyküsü…
Giderek grileşen, yeni bir kent ütopyası tasvirlenmiş. Bu ütopyada planlama ve bilimin yeri yok, sürekli bir devinim, değişim ve dönüşüm hali hakim, e tabi, bu denli hareketle tirajlar tavan yapıyor ve yapımcılarının yüzünü oldukça güldürüyor.
Çocuklar yürümeyi toprakta değil, çimentodan griliklerde öğreniyor, hafta sonlarını aileleriyle AVM’lerde plastik şişme oyuncaklarında geçiriyor, sevgililer AVM sinemalarında buyrulan seyirlere dalıyor.
Velhasılı kelam;
Hikmetinden sual olunmaz çılgın projelerin, azgın çelişkileri düğümleniyor.
Ayakları havada bir kara ütopya kentin tüm damarlarına yayılıyor.
İstanbul’un iki yakasını birbirine bağlayan yeni yürüme bandımız “Marmaray”, yayalaştırılmış insansız hava sahamız ve polis karargahımız Taksim Meydanı halkın hizmetine açıldı nihayet…
Ve müjdeler olsun ki, nur topu gibi de bir köprümüz daha olacak…
Otomobil merkezli ulaşım sisteminin dayattığı ideolojik çıkmaza, bir yenisi daha ekleniyor. Ki “üç de yetmez beş tane” hesabıyla daha nice köprülere gebe kalacak bu kent bilinmez. “Ah şu İstanbul trafiği” yakınmaları, kıymetli mülkiyetlerimizin dört tekerlekli tepelerinde, araba medeniyeti lafazanlıklarıyla körükleniyor. Çıkmaz kemikleşiyor.
Ülkenin gelişmişliği, yapılan yol miktarı, konut sayısı, her gün trafiğe çıkan araç sayısındaki artış ile ölçülüyor. Ve bunun adına da modernleşme, demokratikleşme deniyor.
“Bizim” demokrasi anlayışımıza, bir sarsıntıyla dağılıveren TOKİ’ler, gecekondu semtlerine yapılan temizlik operasyonları, su kaynaklarını kurutan ve ormanları bertaraf eden projelerle, şansa çevrilen felaketler hakim.
Karşımızda, kanlı, soğuk, gri bir fotoğraf var; Van. Apaçık, henüz taze, yakıcı bir örnek.
Artık minareyi değil, “kenti” çalıp kılıfını hazırlıyorlar, buna da hukuk diyorlar. Felaketleri yolculayıp, yeni felaketleri hukuk yoluyla çağırıyorlar.
Enkazdan sebeplenen, felaketleri bile afili milyarlık projelere çeviren bu aymazlık bir kara ütopyadan başka nereye yerleştirilir?
Tehlike kapımızda… Felaket kapitalizmi yükseliyor.
Çılgın projelerle ütopyanın dağarcığı büyüyor, ama hemen karşısında yeni yarıklar açılıyor.
Kapitalin ütopyasına ilk çomak Haziran ayaklanmasıyla sokuldu.
Grileşen kent, rengarenk boyanıyor.
Pek yakında sinemalarda, başka filmler sahneleneceği aşikar.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.