Ben Kürdüm; benimle iki kelime olsun Kürtçe konuşup benimle empati yaparak bir kadim halkın acılarını içselleştirir miydin Atatürk? Anadilim olmayan bir dili, üstelik kusursuz konuşmam gerektiğini dayattı bana sistem; o sistem ki “Türk-Kürt ayrımı yoktur, hepimiz kardeşiz” diye buyuruyor üstelik. Kardeş diline kinlenilir mi, kardeş diller bölücü olur mu hiç? Ben Aleviyim; benimle semah döner […]
Ben Kürdüm; benimle iki kelime olsun Kürtçe konuşup benimle empati yaparak bir kadim halkın acılarını içselleştirir miydin Atatürk? Anadilim olmayan bir dili, üstelik kusursuz konuşmam gerektiğini dayattı bana sistem; o sistem ki “Türk-Kürt ayrımı yoktur, hepimiz kardeşiz” diye buyuruyor üstelik. Kardeş diline kinlenilir mi, kardeş diller bölücü olur mu hiç?
Ben Aleviyim; benimle semah döner miydin Atatürk? Evim işaretlendiğinde, köyüm yakıldığında, kültürüm ayıplandığında, cemevim yasaklandığında benimle bir direnir miydin sen de?
Ben Ermeni’yim, Rum’um; “Atatürk olmasa adımız Yorgo olurdu” diyor kurucusu olduğun partinin günümüzdeki milletvekili. Göç yollarına sürülen, sürgünlerde heder edilen biz, düşman ilan edilen, yaftalanan biz; bir de yetmezmiş gibi adımız üzerinden yüceltilmen seni rencide ediyor mu?
Ben emekçiyim; maden ocaklarında, atölyelerde, fabrikalarda, tarlalarda köle gibi çalıştırılan, işkence edile edile sömürülen, öldürülenim. Halkın burjuva olanı mı makbul sence de? Emeğin değerlenmesini, emekçilerin özgürleşmesini “ayaklar baş olmaz!” diye mi değerlendirirsin sen de?
Ben Cumartesi Annesiyim; yavrumun kemiklerine kavuşmamı, yavrumun eğer varsa mezarına ulaşmamı dahi çok görenlerin, senin Türklük üzerine, kahramanlık üzerine sözlerini prensip edinmeleri hakkındaki düşüncelerini merak etmiyor değilim.
Ben Dersim’de, Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta, Roboski’de katliamlarda yitip giden, dini ve milliyetçiliği referans alanlarca soldurulanım. Ecelimle ölmem için Türk ve Sünni olmam mı gerekiyordu? Ötekileştirmeyle, nefret suçlarıyla karşılaşmamam için asimile edilmeyi göze almam, burjuva ve erkek egemen sisteme biat mı etmem zaruriydi?
Kurtuluş Savaşı yoksul ve emekçi halkların mücadelesiyle kazanılmıştır; yoksul ve emekçi halkların emeği, gazilikleri, şehitlikleri üzerinden burjuvazinin egemen kılındığı bir sisteme “devrim” demek gelmiyor içimizden. Bizim devrimimizde ayrımcılıklar, ırkçılıklar, kıyımlar olmayacaktır.
Bir yanda senin askerin, fedain olmaya can atan yığınlar, bir yanda ayan beyan da olsa, içten içe de olsa sana kin tutanlar, yaşamın ve ölümün üzerinden seni kendi yozluklarıyla dillendirenler var.
Bize dayatılan resmi ideoloji bize yaşam hakkı vermiyor Atatürk; bize dayatılan resmi tarih, ırkçı, gerici eğitim sistemi bizi nefeslendirmiyor.
Bize dayatılan Türk-Sünni-burjuva düzen, mahpushaneleri gösteriyor bize, militarizmi, işkenceleri, yaftalamaları, asimilasyonları sunuyor seçenek olarak.
Sen olmasaydın özgür olamayacağımız belirtiliyor! Bunca ayrımcılık, bunca nefret suçu, emekçi cinayeti, katliamlar… Biz kendi emeğimizle var olmayı, dayanışmayı, özgürleşmeyi yol eyledik kendimize. Sistem, dinsel ve milliyetçi söylemler öne çıkartılarak, emperyal düşüncelerden, savaş tezkerelerinden, silah tüccarlarından, patronlardan beslense de, bizim sulhumuz, özgürlüğümüz, can halimiz ağır basacaktır elbet.
Direniyoruz Atatürk, direnmemiz gerekiyor; bu ülke bizim de ülkemiz, biz de bu toprakları memleket belledik kendimize, bizim de sevdalarımız, özlemlerimiz, yorgunluklarımız var bu ellerde, biz de bu yurda, güpgüzel halklara emek veriyor, acı çekiyor, mücadele ediyoruz.
Halk, yalnızca senin ve resmi ideolojinin tanımladığı gibi değil, dini ve milliyetçiliği rehber edinenlerin yorumladığı gibi değil, bunların çok ötesinde çoğul ve bereketli bir değerdir bizce.
Böyledir beyanımız gayrı; biz ayrı duranların, bedeller ödeyenlerin, direnenlerin de -ne kadar bölücü, çapulcu, marjinal, sermaye düşmanı, hain, iç ve dış mihrak ve benzeri de olsak!- sözü ve selamı olsun sana.
Budur halimiz ahvalimiz gayrı.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.