Haliç Dayanışması bileşenleri, 23 Ağustos Cuma günü basın açıklaması yaptı: Tersanelerin turistik ve ticari faaliyetlerin yapılacağı “bir arsa” olarak nitelendirilmesi büyük bir haksızlıktır
Haliçport Projesi’ne karşı bir araya gelen tersane emektarları, sendikalar, meslek kuruluşları ve mahalle sakinleri Haliç Dayanışması’nı oluşturdular, ilk eylemlerini yaptılar.
Tarihi Haliç Tersanesi’ne yapılmak istenen Haliçport Projesi’ne karşı bir araya gelen Haliç Dayanışması bileşenleri, 23 Ağustos Cuma günü Camialtı Tersanesi önünde bir basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını Camialtı Tersanesi eski çalışanı, Gemi İnşaatı ve Makina Mühendisi Tansel Timur okudu.
Açıklamadan başlıklar şöyle:
Haliçport adıyla bilinen Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi, Haliç peyzajını ve 558 yıllık geçmişi olan Tersane-i Amire’yi parçalayacak, kimliğini yok edecek büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Kamuya ait ve özgün değerlerini koruyan bir sit alanın imara açılması anlamına gelen bu proje bitişiğindeki Okmeydanı, Kasımpaşa ve Galata üzerinde yapacağı etkilerle çok büyük çaplı rantsal dönüşümün de önünü açacaktır.
Tersane-i Amire beşyüz yılı aşkın kullanımı sırasında sürekli gelişmiştir; içinde yakın tarihli üretim tesislerini içeren teknolojik altyapının yanı sıra, Bizans ve Osmanlı dönemine ait, tarihsel belge niteliğinde çok önemli kalıntılar barındırmaktadır. Burada yer alan Tersane Sarayı, Osmanlı sultanlarının Tersane ile yakın ilişkisini; Haliç’te yaşanan şenlik ve törenleri; Haliç mekanıyla Tersane’nin organik ilişkilerini anlatmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti de bu sanayi kuruluşunun değerini bilmiş; 20. yüzyıl denizcilik teknolojisini de içerecek biçimde gelişmesini sağlamıştır. Bugüne kadar aynı yerde, yenilenerek, gelişerek üretimini sürdürmesi, Haliç Tersanesine yaşayan bir endüstri mirası özelliği kazandırmaktadır. Sahip olduğu özel yapılar, ünik tarihi donanımı ve dünyada 550 yıldır faaliyette olan tek örnek olması nedeniyle, Haliç Tersanesi Dünya mirası listesine aday bir alandır.
Tersane alanı afetler sırasında da yaşamsal bir öneme sahiptir. Geçmiş depremlerde bu doğal afete dayanıklılığını ispatlamıştır; olası bir depremde kentin gerek duyacağı lojistik destek buradan sağlanabilecektir.
Bu kurumun dağıtılması, üzerinde yüzyıllar boyu geliştiği alanın sahip olduğu tarihi, arkeolojik, kültürel, peyzaj ve estetik değerler unutularak, turistik ve ticari faaliyetlerin yapılacağı “bir arsa” olarak nitelendirilmesi, İstanbul’a, kültür değerlerine, sanayi mirasına büyük bir haksızlıktır. Alanın arsa gibi değerlendirilmesi bir kenara bırakılarak, ulusal ve uluslararası koruma ilkelerine göre hareket edilmeli, Haliç Tersaneleri bir bütün olarak ele alınmalı ve barındırdığı değerlere saygılı bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Konumu ve sahip olduğu potansiyel gözetilerek, Tersane’nin etkinliğini sürdürmesine destek verilmeli, ülkemizin ve İstanbul’un ihtiyacı olan gemilerin yapımı, bakım ve onarımını gerçekleştirmek üzere, yeniden yapılandırılma çalışmalarına ivedilikle başlanmalıdır.
Eyleme destek veren CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, vereceği soru önergesiyle konuyu Meclise de taşıyacağını söyledi.
Sendika.Org