Gezi direnişini değerlendiren KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, “Artık toplumun mevcut sistem altında yaşamaya sabrı kalmamış. Demokrasisizliğe sabrı kalmamış. Bu gidişe artık yeter diyor” diyerek hükümete demokratikleşmeyi oyalama, ağırdan alma, erteleme eleştirisi yaptı TOPLUM ‘ARTIK YETER’ DEDİ KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, Gezi Parkı direnişinin artık toplumun mevcut sistem altında yaşamaya sabrının kalmadığını […]
Gezi direnişini değerlendiren KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, “Artık toplumun mevcut sistem altında yaşamaya sabrı kalmamış. Demokrasisizliğe sabrı kalmamış. Bu gidişe artık yeter diyor” diyerek hükümete demokratikleşmeyi oyalama, ağırdan alma, erteleme eleştirisi yaptı
TOPLUM ‘ARTIK YETER’ DEDİ
KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, Gezi Parkı direnişinin artık toplumun mevcut sistem altında yaşamaya sabrının kalmadığını gösterdiğini söyleyerek artık tekçiliğin reddedildiğini belirtti. Önceki gün Nuçe TV’ye konuşan Kalkan, Kürt hareketinin Gezi Parkı Direnişi’ne bakışını değerlendirdi.
Tepki AKP’nin zihniyetine
Gezi Parkı’nda başlayan olayların Türkiye toplumunun değişik kesimlerinin tepkisini gösterdiğini belirten Kalkan, “Bu ortaya koyuyor ki, artık toplumun mevcut sistem altında yaşamaya sabrı kalmamış. Demokrasisizliğe sabrı kalmamış. Bu gidişe artık yeter diyor. Örgütlü, planlı olmadığı ortada. Fakat ciddi bir tepkinin de Türkiye toplumunda var olduğu net bir biçimde ortaya çıktı” dedi. Bu tepkinin oluşumunun anlık olmadığını, 12 Mart darbesinin ardından 40 yılı aşkın bir süredir süren despotik idare tarzını hedeflediğini belirten Kalkan, yakın neden olarak da AKP’nin yönetim tarzı ve tekçi zihniyetine işaret etti. Kalkan, devamla şunları belirtti: “Bunlar önlenemez miydi? Aslında gelişen yeni süreç bunları önleme imkanı veriyordu. AKP eğer sürece doğru yaklaşsa, oyalamasa, ertelemese, geciktirmese, gerekli demokratikleşme adımlarını atmış olsaydı bu tepkiler bu biçimde ortaya çıkmazdı. Önder Apo ön açtı, hareketimiz ön açtı, bu doğrultuda gerçekten de yeni süreci geliştirme noktasında üzerine düşeni yaptı. Fakat buna karşılık AKP ağırdan alıyor, erteliyor, oyalıyor. Toplum buna tepki duyuyor, acil demokrasi istiyor.”
Mesajı alıyoruz
Kalkan, “Toplumda faşizme, tekçiliğe, sömürüye, ötekileştirmeye, ayrımcılığa karşı büyük bir öfke birikmiş. Artık buna yeter diyor toplum. Demokrasi istiyor, özgürlük istiyor. Kadınlar, gençler, emekçiler mevcut duruma artık tahammül edemiyorlar. Bu oldukça önemli bir durum, ciddi bir mesaj. Tüm demokratik güçler, hareketimiz bu konuda elbette ki sorumluluk taşıyor. Biz bu mesajı alıyoruz, bu çıkışlara karşı, toplumun bu isteklerine karşı elbette sorumluluğumuz var, bunların gereğini yerine getirmekten de geri durmayacağız” dedi.
Öncülük edilmeli
Taksim’deki direnişi süreç dışı gören yaklaşımların doğru olmadığını belirten Kalkan, şunları söyledi: “Bunu yapmaya çalışan bazı kesimler var. Onların tutumlarının halkın talepleri ile uyuşmadığını söylememiz lazım. Bazı kesimler, özellikle farklı iktidar blokları, işte ulusalcı blok ile AKP blokunun kendine göre bir çatışması da oluyor. Toplum bunun dışındadır. Demokratik güçler bunun dışındadır. Biz bu iktidar çatışmasının içinde ya da bir tarafında kesinlikle değiliz. Üçüncü tarafız. Toplum tarafıyız, demokrasi tarafıyız. Türkiye’nin tüm demokratik çevreleri, aydınları, siyasi çevreleri bunun karşısında büyük sorumluluk duymalı. Demokrasi güçleri hem uyanık olmalı, şu bu iktidar blokunun etkisi altına girmemeli, hem de görev ve sorumluluğuna sahip çıkmalı. Görmeli ki, gerçekten de büyük bir demokratikleşme fırsatı-imkanı oluşmuş. Bu temelde her türlü teröre, baskıya karşı yiğitçe direnen herkesi selamlıyorum.”
Rojava’da sabote girişimleri
Kalkan, Rojava’daki saldırılara dikkat çekerek bu durumu Kürtleri çatışmalarda taraf olmaya çekmek isteyen güçlerin provokasyonu olarak değerlendirdi. Kalkan şunları söyledi: “Halep’te, Afrin’de, Cezire’de son bir aya aşkındır ortaya çıkan durumun esas nedeni bence Suriye’den kaynaklanan yönünden ziyade Kuzey Kürdistan’da, oradan başlamak üzere tüm Kürdistan’a dönük önder Apo’nun geliştirmeye çalıştığı yeni demokratik siyasi çözüm süreciyle bağlantılı olmasıdır. Bu sürece karşıt olan çevreler var. Onlar bu süreci sabote etmek istiyor. KDP sınırı kapattı, Suriye yönetimi Halep’te Kürt mahallelerini vurdu, Türkiye ile ilişkili olan, KDP ile ilişkili olan çeteler Afrin’e saldırıyor. Bunların hepsinin süreçle de bağı var. Bu anlamda Rojava’da her türlü saldırganlığa karşı direnen halkımızı selamlıyor, kutluyorum.”
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.