Başbakan dahil karşı devrim cephesindekiler Haziran Ayaklanmasını takiben gerçekleştirilen barışcıl ayakta duran adam eylemlerinden hayli tedirgin oldular. Abuk sabuk, zeka yoksunu laflarla şamataya boğup gizlemeye çalışmalarının altında bu vardı. Duran Adam hakkında konuşan Bülent Arınç “ihtiyaç giderme”, “boyun fıtığı”, “beş dakika durmalı, 6. dakikada gitmeli” gibi anlaşılmaz, birbiriyle alakasız şeyler eveleyip geveledi. Egemen Bağış, “Duran Adam […]
Başbakan dahil karşı devrim cephesindekiler Haziran Ayaklanmasını takiben gerçekleştirilen barışcıl ayakta duran adam eylemlerinden hayli tedirgin oldular. Abuk sabuk, zeka yoksunu laflarla şamataya boğup gizlemeye çalışmalarının altında bu vardı.
Duran Adam hakkında konuşan Bülent Arınç “ihtiyaç giderme”, “boyun fıtığı”, “beş dakika durmalı, 6. dakikada gitmeli” gibi anlaşılmaz, birbiriyle alakasız şeyler eveleyip geveledi. Egemen Bağış, “Duran Adam CHP’nin başına geçsin” türünden her şeye gülenlerin bile gülmeyeceği bir espri yaptı. Bunda bile kökü dışardalık keşfederek “dış mihraklı” kopya eylemi diyenler çıktı. Çokbilmiş TV biti Nazlı Ilıcak ise kıskançlık kokan bir hasetle Gene Sharp’ın 50 yıl önce yazılmış kitabından alındığını, orijinal ve yaratıcı olmadığını iddia etti.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kayseri konuşmasında söylediklerinde de bir espri, bir mana yoktu:
Biz durmak yok yola devam diyoruz, Bunlar ne diyor? Duran adam. Bunlar on yıllar boyunca Türk’e durmak yaraşmaz deyip, durdular. Hala da duruyorlar. Bunlar bizi yıllarca SSK kuyruklarında, eczane kuyruklarında, üniversite kapılarında, devlet kapılarında, tüpgaz, ekmek, benzin, şeker kuyruklarında durdurdular. Bunların en büyük hayali bütün Türkiye’nin duran adam olmasıydı. Milleti durduramadılar, artık kendileri duran adam oldular. Ama biz durmayacağız. Bu tuzağı da aşacağız.”
Her seçimde duymaya alıştığımız şeyler bunlar. Ama öte yandan hiç kıpırdamadan saatlerce ayakta durma ile, durma ve yürümeyi birleştiren kuyruk olayını karıştırdığı da bir gerçek.
Sonuçta, hükümet cenahı sadece alay etmede değil olayın anlamını kavrama kapasitesi bakımından da sınıfta kalmıştır. Düşünen Adamı az çok anlayabiliyorlar ama iş Duran Adama gelince görünenin ötesine geçemiyorlar. Herkes orantısız zekâdan söz ederken haksız mı yani şimdi? Hiçbiri yüksek makamlarda olmayan “çapulcular”ın kahkahalı zekâları nerede, bakanlar köşe yazarlarının ve yandaşlarının yazıp söyledikleri nerede…
***
Elias Kanetti’nin kitle ve iktidar ilişkilerini ele aldığı yapıtının ayakta durmayla ilgili bölümü Duran Adam’ın neyi ifade ettiğini anlamamıza yararlı olabilir.
E. Kanetti, “Bir insanın benimsediği her yeni duruş, bir önceki duruş biliniyorsa doğru anlaşılabilir” der. Demek ki Gezi olayları başlamadan önceki eylem tarzı Duran Adam olsaydı, bu kendi içine kapanma ve uyku halinin sona erdiği, artık diriliş aşamasına geçildiği anlamına gelirdi. Çünkü yatma, oturma halleri edilgendir. Hele “Diz çökme bir yalvarış jestidir”, tıpkı yandaşlarınki gibi dalkavukça biattır.
Gelgelelim Duran Adam Haziran Ayaklanmasından önce değil onun ardından, yani eylemler yavaşladığı bir sırada gündeme gelmiştir. Bu durumda ayakta durma bir pozisyon değiştirmeyi ifade eder. Bu bir duralama, geçiş hali olarak okunabilir. Yandaşların göstermek istediği gibi “ölü duruşu”, zınk diye çakılıp kalma falan değildir. Çünkü:
İnsanlar normal olarak yürümeye ve koşmaya başlamadan önce ayakta dururlar; ayakta durma böylelikle bütün hareketlerin öncülü olduğundan, ayakta duran bir insan henüz kullanılmamış bir enerji izlenimi yaratır. Ayakta durma, diğer bir duruşa doğrudan geçebilen ve her harekete başlanabilen merkezi bir duruştur. Bu yüzden o bunu hissetmese bile, ayakta duran birine, görece yüksek düzeyde bir gerilim yakıştırırız.” (Kitle ve İktidar, Ayrıntı Yayınları, s. 393)
AKP cenahı duruşu analiz edemese bile içgüdüsel olarak “gerilim”den tedirgin olmuştur. Haksız da değildir, çünkü Haziran ayaklanmasına katılan kitleyi referans alan Duran Adam, “kendinden emin ve kendine yeterli olma” halini temsil etmekte ve “göremediği halde arkasından gelecek bir saldırıdan bile korkmadığını” ima etmektedir.
İşte Duran Adamın, kaçarcasına oradan uzaklaşmak isteyen, yani “yoluna devam ederek” korkusunu yenmeye çalışan adamı ürkekleştirmesinin ve tedirgin etmesinin nedeni budur.