Reyhanlı’da katliam yapıldı. İki gün geçti üzerinden. Sosyal medya sitelerinde paylaşıldı görüntüleri. Onlarca ceset taşıdı Reyhanlı halkı, sağlık çalışanları. Yüzlerce yaralının feryadı doldurdu kulaklarımızı. Sonra birden bir yayın yasağı geldi. Haberi yapanlar gözaltına alındı. Kocaman laflar ediliyor hükümet tarafından; peki ya geride kalanlar! Olay anında orada olan yüzlerce çocuğun gözüne uyku girmiyor. Aileler çocuklarının ellerini […]
Reyhanlı’da katliam yapıldı. İki gün geçti üzerinden. Sosyal medya sitelerinde paylaşıldı görüntüleri. Onlarca ceset taşıdı Reyhanlı halkı, sağlık çalışanları. Yüzlerce yaralının feryadı doldurdu kulaklarımızı.
Sonra birden bir yayın yasağı geldi. Haberi yapanlar gözaltına alındı. Kocaman laflar ediliyor hükümet tarafından; peki ya geride kalanlar!
Olay anında orada olan yüzlerce çocuğun gözüne uyku girmiyor. Aileler çocuklarının ellerini bırakmıyor, yanı başından ayırmıyor. Reyhanlı sokaklarında iş makineleri “temizlik” yapıyor.
O gün orada olan ve “şans eseri” patlamadan sağ çıkan çocukların gözlerinde korku hâkim şimdi.
Cumartesi günü ailesiyle birlikte, ikinci patlamanın yaşandığı yerde, işyerlerini açmaya giden 18 yaşında bir öğrenci bugün Hatay’da bizleri buldu.
Bundan sonraki yaşamları da çaldılar
Yanımıza geldiğinde göz temasından kaçınıyordu. Sesi zor çıkıyordu. Bir iki kelime yetiyordu, gözyaşlarının damla damla belirmesine. Yine de tutuyordu kendini. Ve yardım istiyordu, psikolojik destek almak istiyordu. Çünkü üç gündür ışıklarını kapatmadan oturuyordu evinde. Kalabalığa karışmaktan kaçıyordu. Korno sesinden bile rahatsız oluyordu.
O’nun hikâyesi biraz vicdan muhasebesi yaptırıyor dinleyene. Can sıkıyor. Yine de anlatmak istiyor. Hatta “yazın bu anlattıklarımı” diyor. “orada yalnızca insanlar öldürülmedi, oradaki insanların bundan sonraki yaşamlarını da çaldılar…”
Reyhanlılı 18 yaşında bir öğrenci. Tanık olduğu şeyler kuşkusuz bir ömür aklında kalacak. Belki bundan sonra daha içine kapanık olacak, sokağa çıkmaktan korkacak. Ve hayatı boyunca bir şeyleri kaybetme korkusuyla yaşayacak!
Gökyüzü sarıya boyandı
“Dükkânda annemle birlikteydim” diye başlıyor yaşadıklarını anlatmaya:
Bizim iş yerimiz PTT binasının yanında. (İkinci patlamanın olduğu yer.) Birden çok güçlü bir ses geldi. Gökyüzü sarıya boyandı. Koşarak geldi babam ‘Belediye binasını bombaladılar, ben yardıma gidiyorum, siz de eve geçin’ dedi. Çok telaşlıydı. Çıktık hep birlikte. Sokaklar insan doluydu, herkes patlamanın olduğu yere doğru yardıma koşuyordu. Kolu bacağı olmayan ya da vücudu kanlar içinde olan yaralılar vardı her yerde. Beş dakika geçmedi ikinci bir ses geldi. Bu kez her yer kapkara…
Annem üstüme kapanıp yere yatırdı beni, camlar patlıyordu… Evler yıkılıyordu… Beton bloklar bir bir yıkılıyordu, insanlar altında kalıyordu… Oradan uzaklaşmaya çalışırken cesetlerin ya da yaralı insanların üstüne basa basa geçmek zorunda kaldık. Babam bize doğru koşarken yaralı bir kızın üstüne basmış. Kız gözlerini açıp ‘beni kurtar’ demiş… Herkes panik halinde ve sokaktaydı. İnsanlar kime yardım edeceğini bilemiyordu.
İlçeden dışarı çıkmaya çalışan araçlar gidemiyordu çünkü öyle akıllıca yapılmış bir katliam ki bu o alandan çıkış yapılabilecek iki yolun kesiştiği yerde patlatıldı bombalar. İşte bu yüzden onların amacı direkt can almaktı, işte bu yüzden bu bir katliamdır.”
Siz yaptınız…
O anlatırken yüzünde tek bir şey görüyorsunuz o da bu genç kadının hala o anda yaşadığı.
Sonra “İşte…” diyor ve devam ediyor:
Birçok akrabam öldü. Çoğu yaralı. Biz şans eseri kurtulduk. Hala enkazdan çıkartılamayan cesetler var, hala kimliği tespit edilemeyen cesetler… Yıkılmış evler, işyerleri, arabalar var kullanılmaz halde olan.
Bakıyorum televizyonlara açıklamalar yapıyorlar, ölü sayısı şu kadar, bu kadar hasar var. başımız sağ olsun, geçmiş olsun vs diye. Hükümet konuşuyor, bakanlar geliyor… Herkes ‘kimin’ yaptığı bulundu diyor. Neden bahsediyorlar, dün Reyhanlı’da halkı katlettiniz. Bu tarz eylemlerin yapılacağı bilgisi gelmiş güvenlik güçlerinize. Tam iki ay önce.
Gerekli önlemleri almadınız, gözünüzü kulağınızı kapattınız. Kimin yaptığını biz açıklayalım size! Duymak ister misiniz? Siz yaptınız…
18 yaşındayım. Üniversiteye giriş sınavına gireceğim iki ay sonra. Hangi psikoloji ile! Ben artık uyuyamıyorum bile. Tek bir şey var içimde o da korku.
O gün Reyhanlı merkezi dersanelere gelen gençlerle ve çocuklarla doluydu. O gün orada sadece insanları öldürmediniz, o gün orada gençlerin ve çocukların geleceğini de çaldınız…”
Onun anlattıkları üzerine çok da laf etme gereği kalmıyor. Reyhanlı patlaması kuşkusuz bir travma yarattı ama artık bu gençlerin çok iyi bildiği bir gerçek var; o da AKP’nin yalan söylediği. O katliamın herkesten ve her şeyden önce tek sorumlusunun AKP olduğu…
Özge Sapmaz
Sendika.Org/Hatay
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.