“Tüm Kolombiyalıların barış içinde, ama eğitimin, sağlık hizmetlerinin var olduğu bir barış içinde yaşadığı bir ülke…”
“Gerilla olarak bizlerin hayalleri var… bizler birer savaş makinesi değiliz.” Alexandra Nariño’nun Kolombiya’nın geleceği ile ilgili hayalleri neler? “Tüm Kolombiyalıların barış içinde, ama eğitimin, sağlık hizmetlerinin var olduğu bir barış içinde yaşadığı bir ülke… Herkes için siyasete gerçek ve geniş katılımın olduğu fırsat eşitliğinin olduğu bir ülke.”
Herhangi bir sebeple akıllarda FARC-EP’nin (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) politik bir görüş temelinde silahlanmış ve yeni bir politik strateji onları sevk ettiğinde silah bırakacak politik bir örgütlenme olduğuna dair bir soru varsa, bu soru şu an Havana’da çalışan FARC barış delegasyonunun sözleri ve işleyişiyle tamamen geçerliliğini yitirebilir.
Latin Amerika’yı ve dünyayı değiştiren bir devrime sahne olan bu güneşli adada FARC, müzakerecilerden oluşan oldukça büyük bir grup topladı. Grup geçen sene Kasım ayından bu yana Kolombiya devlet temsilcileriyle görüşmelerde bulunuyor. 30 üyeden oluşan yapı, örgütlenmenin derinliğini ve hem insani hem politik olarak demokratik ve adil bir Kolombiya yaratma yolunda hayatlarını ortaya koyan bireylerin niteliklerini göstermekte.
Hotel Habana Libre’nin lobisinde otururken gerilla lideri Ricardo Téllez bize, “FARC her zaman barış istemiştir,” diye açıklamaya başladı. “1964 gibi uzak bir tarihteki başlangıç aşamasından bu yana ülke için en az sancılı geçecek bir barışı isteyen devrimciler olduğumuzu belirttik ve Kolombiya hükümeti sık sık şiddet yoluyla bunun önünü kesti.”
Téllez’in, FARC’ın kendisini barışı hayata geçirmeye adamış bir örgüt olduğu açıklaması, grubun Kolombiya devletini tekrar tekrar müzakere masasına oturtma çabalarıyla destekleniyor: 1982’de Belisario Betancur hükümeti döneminde; 1992’de Caracas ve Tlaxcala’daki diyaloglarla ve daha yakın bir tarihte Caguán’da başbakan Andrés Pastrana ile.
Téllez bu görüşmelerin hiçbirinde hükümet cephesinde barışa yönelik samimi bir istek olmadığını belirtiyor. 1999-2002 arasındaki Caguan sürecinde hükümet aslında askeri alanda yaşadığı zorluklar ve ülkede yükselen toplumsal muhalefet nedeniyle diyalog kurmayı seçti. Düzenlemenin asıl amacı, ABD tarafından finanse edilip örgütlenen kötü şöhretli Plan Kolombiya ile yapıldığı gibi yeniden silahlanmaktı.
Téllez konuşmasını, “Şu an Havana’ya yine o barış arayışıyla geldik,” diye sürdürdü. “Bunun sebebi FARC’ın yenilmiş olması ya da zorluklar yaşamamız değil; aslında askeri aygıtımız güncellendi… Ve modern savaş yöntemlerine uyum sağladık.” Téllez ne gerillaların ne de hükümetin bir diğerinin iradesini yenemediği bir durumda doğru olanın, her iki tarafın masaya eşit koşullarda oturup bu anlaşmazlığa politik ve karşılıklı müzakere çerçevesinde bir çözüm arayışına girmesi olduğunu belirtiyor.
Ekibin bir diğer üyesi olan Comandante Andrés Paris, farklı bir görüşmede müzakere masasının karmaşık, çok seviyeli karakterini, diğer, görünmez “masalara” işaret ederek açıkladı. Hükümet ile gerillaların görüşmede bulunduğu birinci masadan ayrı olarak bir de “medya masası” bulunuyor.
“Anında mükemmel bir ayarlamayla hem Kolombiyalı hem de uluslararası, güçlü bir aygıt (medya) işleve sokuldu ve her zaman bize, FARC’a karşı kullanılmış olan belirli klişe ve şablonlar üretmeye başladı.” Paris’e göre bu medya masası genelde güçlü iş grupları tarafından kontrol ediliyor ve Kolombiya halkının barış elde etme çabalarının önünde ciddi bir engel oluşturuyor.
Başbakan Juan Manuel Santos’un görüşmeler sırasında savaşı sürdürme kararı nedeniyle üçüncü “masa” gerillalar üzerindeki askeri baskı. “Başkanlıktan yapılan böylesi bir açıklamaya ateşkes ilanıyla karşılık verdik (hükümet buna uymadı). Hükümetin askeri harekâtlarla yaptığı bir suç ve oldukça da tehlikeli, çünkü bu harekatların biri masadan kalkmak (ve müzakereleri kesmek) için bahane olarak kullanılabilir.”
Askeri ve medyatik müdahalelerin yarattığı güçlüklere rağmen FARC delegasyonu Kolombiya’da uzun süreli bir barış hayali üzerinde birleşmiş durumda. FARC delegelerinin tamamı barış konseptinin bir “soyadına” ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Bunun anlamı barışın, “toplumsal eşitlikle barış” deyişiyle tanımlanması gerektiği. Çünkü anlaşmazlığın kökleri, kırsal alanda 0,89’luk GINI katsayısının[1] gösterdiği gibi ülkedeki büyük boyutlu sosyal adaletsizlikte yatıyor.
Ancak FARC delegasyonundan öğrendiklerimiz sadece sayılar, örnekler ve argümanlarla sınırlı değil. Bunların dışında kendisini tamamıyla ezilenlerin haklarını savunmaya adamış (ve bazı durumlarda bu yüzden dağılmış) hayatlara dair insani boyutta güçlü bir anlatı da var. FARC’ın pek çok üyesi devlet ya da paramiliter güçlerin arkadaşlarına suikast düzenlemesi sonucu, diğerleri ülkedeki aşırı sefalet ve diğer politik kanalların değişime kapalı olduğunu görerek gerilla ordusuna katılmış.
İkinci gerekçeyle katılanlar arasında Hollanda asıllı, enternasyonalizm taraftarı Alexandra Nariño (Tanja Nijmeijer) var. Nariño ilk başta Kolombiya’ya kendisini getiren üniversite değişim programı ile başlayan uzun bir içsel hesaplaşma sürecinin sonunda FARC’a katılmış. Onu buna sevk eden gerekçeleri anlatırken, sokaklarda yaşayan bütün o aileleri, çöp toplayan yoksulları, ayrıca yaşadığı yerlerde ve üniversite öğrencileri üzerinde uygulanan devlet terörizmini görmesinden bahsediyor.
“Gerilla olarak bizlerin hayalleri var… bizler birer savaş makinesi değiliz.” Alexandra Nariño’nun Kolombiya’nın geleceği ile ilgili hayalleri neler? “Tüm Kolombiyalıların barış içinde, ama eğitimin, sağlık hizmetlerinin var olduğu bir barış içinde yaşadığı bir ülke… Herkes için siyasete gerçek ve geniş katılımın olduğu fırsat eşitliğinin olduğu bir ülke.”
12 Nisan 2013, Havana
[MRzine’de yayımlanan İngilizcesinden Fügen Yavuz tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
[1] Gini katsayısı, bir ülkede milli gelirin dağılımının eşit olup olmadığını ölçmeye yarayan bir katsayıdır. Katsayı 0 ile 1 arasında değerler alır ve yüksek değerler daha büyük eşitsizliğe tekabül ederler.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.