Bugün tiyatro mesaisiyle değil, İşçi Filmleri Festivali açılışından bana kalanlarla karşınızdayım… “Çıplak ayak açık bir çağrıdır / Çıplaklık neredeyse varlık nedenidir / Kendini hep de sevisel bir durumdan yola çıkarak yansıtır / Tek armağandır çünkü çıplaklık / Bir taşıyıcı olarak ayak soyunmadıkça yoktur / Bunun içinde görmeyiz onu / Ortaya çıkmaz / Gizlice de çekilir / […]
Bugün tiyatro mesaisiyle değil, İşçi Filmleri Festivali açılışından bana kalanlarla karşınızdayım…
“Çıplak ayak açık bir çağrıdır / Çıplaklık neredeyse varlık nedenidir / Kendini hep de sevisel bir durumdan yola çıkarak yansıtır / Tek armağandır çünkü çıplaklık / Bir taşıyıcı olarak ayak soyunmadıkça yoktur / Bunun içinde görmeyiz onu / Ortaya çıkmaz / Gizlice de çekilir / Yaşadığının ayrımına da vardır / Çıplaklık, ayağı yalnız cinsellikle ayaklandırıp bırakmaz: Kutsar / Bir düş ülke: Çıplak ayak / Ayartıcı, sapkın, gözü kara / Baş döndürücü yolculuğu da böyle başlar / Bakılmak… / Bakılmak… / Bakılmak… / ister / (Bakmak: baştan çıkarıcıdır) / Ayak / Böyle bir armağan için vardır / Bedenin coğrafyasında bir ada / Beyaz bir güvercin / (Ben onu hep çarşaflar arasında, ışıltılı ayak bileği yarı sarkmış düşünürüm) / Bir dişi / Duyumlarla yaşar / (Ayak bileği bir güzelleme ister)…”
Böyle diyor, 1918 ve 2008 yılları arasında, yazdığı şiirlerle algılarımızı şahaneleştiren, öğretmen-şair İlhan Berk, Çıplak Ayak şiirinde… Üstadın, bir vakitler, YKY’den çıkan ‘Şeyler Kitabı’na takılırsınız niyetine! Gelelim bugünkü mevzumuza; İşçi Filmleri Festivali’nden notlarımla karşınızdayım.
8. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali
Aslında mevzu/festival; geçtiğimiz hafta merhabasını verdi, fakat bakınca meydana- ortalığa, sesler pek az çıkmış, kalemler pek az oynatılmış (gibime geldi, o niyetle), ben de naçizane biraz döküleyim de, göz ferlerinize (biraz olsun) can getireyim istedim. 8 yıl önce, işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta, dünyanın dört bir tarafından, ezilenlerin hikâyelerini anlatan filmleri perdeye yansıtarak başlayan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, bu yıl da ‘ayaktakımının’ öyküsünü, bir haftalık dopdolu bir programla önümüze seriyor. İşçi Filmleri Festivali, bu yıl perdelerini savaşa karşı açtı… Festivalin İstanbul ayağının startını, geçtiğimiz akşam, ‘hatırı sayılır’ bir grupla (nazarımda şahane insan yavrularıyla) verdik. ‘Sınırda yaşamak’ sloganıyla meraklılarını karşılayan festivalin, İstanbul rotası; 1 Mayıs’ın (da) içlere dokunan ve gaz (d)olan halinin yansımasıyla şölen havasında gerçekleşti. Şişli Kent Sineması’nın kırmızı halılı halinin ve Mert Fırat’ın samimi sunumunun yamacında, sahnede, işçi şarkılarıyla Bajar ve birazdan anlatacaklarıyla direnişçi işçiler vardı. Festival, ‘Sınırda yaşamak, umuda sarılmaktır’ şiarıyla, İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da eş zamanlı ilerliyor. Festival kapsamında, 15 farklı ülkeden, 21’i uluslararası, 33’ü de Türkiye’den olmak üzere toplam 54 film izleyici ile buluşuyor.
Barışın umudunu taşıyanlar: Karagöz ve Şarlo
Festival düzenleme komitesi adına açılış konuşmasını festival gönüllüsü, çevirmen Aslı Takanay yaptı. “Gönüllülerin emeği, sendika ve kitle örgütlerinin desteğiyle yapılan, emek ürünü filmleri perdeye taşıyan, sponsor boyunduruğuna girmeyen, il il gezen, kamerasını emeğe, dayanışmaya çeviren festival adına hoş geldiniz” diyen Takanay, izleyicilerin 1 Mayıs’ını da kutladı. Festival afişlerinin değişmez illüstrasyonu Karagöz ve Şarlo’nun, (yaratıcısı Aydan Çelik) bu yıl Sisifoslar olarak barış umudunu taşıdığını söyleyen Takaydın, filmlerin de onlar gibi bir kayayı, bir dağın ardına taşıma umudunu yitirmeyenlerin filmleri olduğunu söyledi. Takaydın, konuşması sırasında, geçtiğimiz yıl banliyö trenine binmek isterken boşluğa düşerek hayatını kaybeden, festival emekçisi Ebru Gültekin Ilıcalı’yı da andı. Ardından Emek Sineması’na dair, kısa ama manalı bir video izledik. Gecenin misafirleri, ‘Emek bizim, İstanbul bizim’ sloganları ile yıkımı bir kez daha protesto etti. Festivalde, her yıl sinema emekçilerine verilen teşekkür plaketi, bu yıl, ışık şefi Turgut Köse’ye takdim edildi. 1967’de, 13 yaşında, bu işe başladığını ve 350 filmde çalıştığını söyleyen Köse; ‘Hep emekçi oldum’ diyerek ödülünü aldı. Ve tabii salonda alkış koptu…
Ken Loach’tan anlamlı mesaj
Bir başka ödül de ünlü, İngiliz işçi filmleri yönetmeni (festivalin açılış filmi olan ‘45 Ruhu’nun yönetmeni) Ken Loach’aydı. (Meraklısına not: Loach, 2009 Temmuz’unda, Avustralya / Melbourne’de gerçekleşen film festivalinde yarışan ‘Looking for Eric’ filmini, İsrail’i gerekçe göstererek geri çekmişti. Festivalin sponsorunun İsrail olduğunu öğrendiğinde, ‘Şiddet üreten devletin gölgesinde sanat yapılmaz. Sanat, savaşa ve yok etmeye değil, barışa ve insanlığa hizmet eder. İsrail, Ortadoğu’daki politikalarını gözden geçirmeli’ demişti. 2012’de de Torino Film Festivali’nde yaşam boyu onur ödülüne değer bulunan Loach, ancak festivali düzenleyen Ulusal Sinema Müzesi’nde, işçilerin taşeron şirket aracılığıyla çalıştırılmasını ve güvencesiz düşük ücretle çalışmaya direnen işçilerin işten çıkartılmasını görmezden gelemeyeceğini açıklayarak ödülü reddetmişti.) Geceye katılamayan Loach’a, ödülü Londra’da verilmişti, mesajını video görüntüsünden seyrettik. Konuşmasında; ‘İş güvencesi giderek azalırken, işçilerin geçici çalışma biçimlerinin arttığına’ dikkat çeken Loach, ‘İngiltere’de mevcut ‘sıfır saatli sözleşme’lerden bahsetti. Hiçbir biçimde iş güvencesi sunmayan bu biçimin mutlak yoksulluk anlamına geldiğini söyleyen Loach, örgütlenmenin yaşamsal bir zorunluluk olduğunun altını çizdi… (Es notu: Loach’la yapılan söyleşinin orijinal halini, festivalin sitesi olan www.iff.org.tr’den okuyabilirsiniz.) Loach’un ardından sahneye, direnişteki İTÜ asistanları, Koç Üniversitesi, Yurtiçi Kargo ve Nurteks işçileri çıktı. Direnişlerini anlattılar ve anlatırken ki o heyecan ve inançları görülmeye değerdi. (Benim gibi kent yorgunu ve algısal süreciyle hemhal olmaktan bitap düşen bünyeler için enteresan bir tecrübeleme anıydı.) Gece, açılış filmi ‘45 Ruhu’ ile son buldu. Belgesel; savaş yıllarından başlayarak günümüze kadar uzanan süreçte, İngiltere’nin ve İngiltere’yle birlikte işçi sınıfının dönüşümünü anlatıyor. Loach, ustalığını konuşturarak derdini ve altını çizmek istediği boyutu, öyle güzel anlatmış ve geçmişte kalmış hayallere bir nevi saygısını sunmayı öyle naif şekilde kadrajlamış ki… Bir zamanlar, şu nefeslediğimiz evrende, böylesine algılarda-paylaşımlarda yaşandığını görmek, o gecenin bana yansıyan en temiz tebessümlerinden biriydi.
Nazım Hikmet’in Japon balıkçısı
Türkiye’den ve dünyadan gösterilecek yapımlar, işçi hareketinin desteklenmesi konusunda destek olmayı hedefliyor, beyazperde aracılığıyla seslerini duyurmak isteyen işçi hareketlerinin bir parçası olabilmek, şu faniliğimizde, bence çok kıymetli. O yüzden de bu türden yanaşan seslere kulak kabartılmalı ve ses verilmeli kanısındayım. Bir de tabii arada bir bize öğretilen görüntü ayarlarıyla oynanmalı, olmadı cesaret edip oynatılmalı… Ayrıca, Japon Balıkçısı ise festival için bu yıl Japonca’dan çevrildi ve Nâzım Hikmet’in şiirindeki Japon balıkçısının öyküsü, memleketim coğrafyasında, ilk defa bir festivalde gösteriliyor. Unutmadan, Sine-Sen (DİSK), Dev Sağlı-İş (DİSK), Birleşik Metal-İş (DİSK), Hava-İş (Türk-İş), Petrol-İş (Türk-İş), Tez Koop-İş (Türk-İş), Ses (KESK), Türk Tabipleri Birliği, Halkevleri ve Sendika.Org tarafından düzenlenen festivalin gösterimleri ücretsiz. Kısaca gidip
de görmemeniz için hiçbir bahaneniz yok!
Bilgi ve program için: 0212 245 82 65
İçimden geldi notu: İlhan Berk’le verdik girizgahı, kapanışı da üstadın sözüyle yapalım;
“Dünya dediğimiz, şeylerden başka nedir ki?”
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.