Azar Mahlouijian, Dünya Kadınlar Günü’nde resmi kutlama program öğelerinin ötesine bakmak, katılanları ve dile getirilen talepleri gözlemlemek için çeşitli girişimlerde bulundu
Resmi 8 Mart kutlamaları İstanbul’da beklenildiği gibi oldu. Azar Mahlouijian, Dünya Kadınlar Günü’nde resmi kutlama program öğelerinin ötesine bakmak, katılanları ve dile getirilen talepleri gözlemlemek için çeşitli girişimlerde bulundu
Kadınlar Günü, dünyanın hiçbir yerinde görmezlikten gelinmez. Bu yıl İstanbul’daydım ve “normal” turist olamadım. Türkiye’de kadın mücadelesini tanımak için turistik geziyi bıraktım. İstanbul’un merkezi Taksim Meydanı, geleneksel olarak her şeyin yaşandığı bir yerdi ve ben de oraya gittim. Meydanda devasa bir şekilde yenileme çalışmaları sürüyordu.
Saat 12’de Cevahir Alışveriş Merkezi’nin yanındaki turizm ofisinin dışında bir gösteri fark ettim. Meydana insanlar toplanmıştı. Genç bir kıza kutlamalara neden bu kadar çok erkeğin katıldığını sordum. “Çünkü belediye başkanı konuşuyor” diye cevapladı, kız. Konuşması bittikten sonra yanındaki birçok erkekle birlikte belediye başkanı meydandan ayrıldı.
Gösteri, kadın ve erkeklerden oluşan koro tarafından seslendirilen halk türküleriyle sürdü. Meydanda üzerlerinde kırmızı-beyaz çizgili önlükleriyle duran kişiler gördüm. Önlüklerinin üzerine iliştirilmiş kağıtlarda meslekleri yazıyordu; doktor, hakim, öğretmen… Bu; kadının ev dışında herhangi bir şey olabileceği ama eve geldiğinde önlüğünü çıkardığı anlamına mı geliyordu, merak ettim ve yakınımdaki kadınlara döndüm:
“Aslında, kadınlar önlüklerini erkeklere hediye olarak verseler ve karşılığında bir gül alsalar.”
Sözlerim kahkahalara neden oldu. Biri sırtıma vurdu, diğeri başını onaylarcasına salladı. Akıllıca bir laf ettiğimi onayladılar.
Resmi kurumlar tarafından organize edilen gösterinin var olandan daha iyi olamayacağını düşündüm ve diğer kadın gruplarının faaliyetlerini sordum. Evet, vardı. Komünist Parti’nin akşam geç saatlerde bir yürüyüşü vardı, soğuk almıştım ve akşamki gösterinin yerine iki gün sonra düzenlenecek üçüncü gösteriye gitmeyi tercih ettim.
Pazar günüydü, çalışanlar için tatildi. Gösteri Asya yakasında, iktidardaki AKP’nin zayıf olduğu Kadıköy’deydi. Organizatörler 8 Mart öncesi bir platform kurmuş bir dizi feminist gruplardı. Yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı büyük bir gösteri oldu. Türkler, Kürtler, anarşistler, sosyalistler, lezbiyenler, öğrenciler, üniversite öğrencileri, işçiler, türbanlılar ve namus cinayetlerinde öldürülenlerin akrabaları… Gençler, yaşlılar… Modern ve muhafazakârlar…
“Kadın düşmanı AKP’yi durduracağız” ana sloganıyla yürüdüler. Hükümetin kürtaj hakkı yasağına ilişkin planını protesto ettiler. Geçen yıl bakanlar tarafından kürtajın bir katliam olduğuna ve kadınların üç çocuk doğurmaları gerektiğine ilişkin söylemlerde bulunuldu. Fakat kadınların tepkileri, sosyal medyanın ve gösterilerin etkisiyle hükümet geri adım attı. “Son on yıllık AKP iktidarında kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığına ilişkin bakanlar tek kelime etmiyorlar” dedi, sanat öğretmeni Özden Aras.
Kadınların diğer talepleri:
* Eşit işe eşit ücret
* Ortadoğu’da barış, Kürt halkıyla barış
* Şiddete hayır: Kadına şiddeti, tecavüzleri, kadın cinayetlerini; kadını koruyan, güçlendiren, suçlulara ağır cezalar getiren kanunlarla durdurun.
* Toplumda ve işyerlerinde kadınlara yapılan ayrımcılığa son.
* Daha fazla kadın evleri, daha fazla kreş.
Alana birkaç erkek gazeteci ve fotoğrafçının girmesine izin verildi. “Kocam benimle birlikte gösteriye katılamadığına üzüldü. Beni arabayla buraya getirdi ve sonrasında eve döndü. Gösteriye erkeklerin de katılmasına izin vermeliydik” dedi, Özden Aras. Aras, erkekler tarafından şiddete uğrama gibi kötü deneyimleri olanların, kadınlar gününde alana erkeklerin alınmama isteğini de anlayışla karşıladığını ekledi.
* Azar Mahlouijian, Feminist İnisiyatif Dergisi yazarı
[feministisktperspektiv’deki İsveççe oriijinalinden Hasan Hüseyin Özkan tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.