Sağlığın piyasalaştırılmasında “yola devam” edilirken sağlığına kavuşmanın bedelini karşılayamayan yoksullara umutlarını bağlayabileceği “alternatif yollara” erişme fırsatı veriliyor. Modern tıp dışında alternatif yolların sağlık hizmeti olarak sunulmasının yasal yolu 2 Kasım 2012’de yürürlüğe girecek olan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Teşkilat Yapısı ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ile açıldı. Modern tıp yöntemlerine alternatif yollar uygulanmaya […]
Sağlığın piyasalaştırılmasında “yola devam” edilirken sağlığına kavuşmanın bedelini karşılayamayan yoksullara umutlarını bağlayabileceği “alternatif yollara” erişme fırsatı veriliyor. Modern tıp dışında alternatif yolların sağlık hizmeti olarak sunulmasının yasal yolu 2 Kasım 2012’de yürürlüğe girecek olan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Teşkilat Yapısı ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ile açıldı.
Modern tıp yöntemlerine alternatif yollar uygulanmaya doğrulayan başka işaretler de var. 28-29-30 Eylül 2012 tarihlerinde 2. Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumu yapıldı. Sempozyum, İstanbul Doğal Sağlık Enstitüsü ve Britanya Kupa Terapisi Topluluğu tarafından gerçekleştirildi. Destekçi kurumlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi, Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi ve Eyüp Belediyesi idi. Sempozyum Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu “himayesinde” gerçekleştirildi. Sempozyumda “Geleneksel İslam Tıbbında Teşhis Yöntemleri”, “Kuran ve Hadis Referansına Sahip Tıbbi Bitkiler”, “Osmanlı ve Nijerya’da Kupa Tedavisi”, “Hastane Tabanlı Kesitsel Hacamat Çalışması” gibi başlıklar tartışıldı.
Kupa terapisi nedir?
Kupa terapisi sempozyumu düzenleyenlerce şöyle tarif ediliyor: “Kan dolaşımını arttırmak ve iyileşme sağlamak için bölgesel vakum oluşturmaya dayanan köklü tedavi yöntemine Kupa Terapisi denir. Hastalıktan kurtulmak veya sağlığı koruma amacıyla atık maddelerin yoğun olarak toplandığı belli noktalardaki tıkanıklık, kılcal damar ve ince damarlardan kirli kanın alındığı Yaş Kupa Terapisi ise ‘Hacamat’ olarak da bilinir.”
Terapide vücuda kupalar yapıştırılıyor, kan kupanın içinde vakumlanıyor, deri kesiliyor ve ‘kirli kan’ atılıyor. 5000 yıl öncesine dayandığı belirtilen yöntemin migren, diyabetik ayak tedavisinde kullanıldığı, doğum sonrası ağrılara iyi geldiği ve strese karşı faydaları öne sürülmekte. Ayrıca, artrit, kan bozuklukları, yumuşak doku romatizması, baş ağrısı, yüksek tansiyon, diyabet, soğuk algınlığı, bel ve sırt ağrısı, ağrılı adet, kısırlık, kronik öksürük, bronşiyal astım, felç, diş ağrısı, boğaz ağrısı gibi hastalıkların yanında depresyon ve şizofreni gibi ruh hastalıkların tedavisinde de kullanıldığı belirtilmekte. Dahası var; kan bozukluklarında, ağrı dindirmede, iltihap gidermede, zihinsel ve fiziksel rahatlamada, rehabilitasyonda, varisli damarlar için ve derin doku rahatlamasında etkilerinden bahsedilmekte. Neredeyse tüm sağlık sorunlarını birkaç bardakla giderecek kadar etkili! Doğrusu bu dalda ayrı bir hastane kurulsa ve devlet büyüklerimiz her hastalık tedavisinde bu yöntemle iyileşmeyi kanıtlayarak öncülük yapsa hiç fena olmaz. Ta Amerika’daki hastanelere gitmeye, o kadar masrafa, dahası onca tıp eğitimi maliyetine de yazık olmuyor mu?
Sempozyumda gelişmiş ülkelerde toplumun yaklaşık yüzde 80’inin bu tedavi yöntemlerini tercih ettiği belirtiliyor. Bizim cehaletimize ne denebilir ki? Terapiyi yürütenlerin şu bilgilerini nasıl da gözden kaçırmışız: “Çin’de ve ABD’de tıp fakültelerinde Tamamlayıcı Tıp dersinin bir bölümü olarak Kupa Terapisi eğitimi veriliyor. Almanya ve İngiltere’de Tıp ve Sağlık Bilimleri fakültelerinde seçmeli ders olarak Kupa Terapisi okutuluyor. Türkiye’de saygın üniversiteler tarafından Kupa Terapisi hakkında bilimsel araştırmalar yürütülüyor. T.C. Sağlık Bakanlığı, uygulamanın güvenliği ve kalitesini yükseltmek için çalışmalar yapıyor.”
İslam’da kupa terapisi
Bu terapinin doğruluğundan kuşku duyanların olma ihtimaline karşı İslam dinindeki dayanağı da göz ardı edilmemiş. Bu konudaki dayanak şöyle tarif ediliyor: “Arapça’da Kupa Terapisi El-Hicame kelimesiyle ifade edilir. Bu kelime emmek, çekmek ve hecmin / vücudun doğal haline döndürülmesi anlamında kullanılır. Daha çok, bir miktar kanın da alındığı Yaş Kupa Terapisi için Türkçe’de ise Hacamat kelimesi kullanılır.”
Muhammed peygamberin her melek topluluğunun hacamatı ümmete emretmesini söylemediği, zehirlenme ve büyü vakalarında Cebrail’in ısrarla hacamatı tavsiye ettiği iddia ediliyor. Ayrıca Muhammed peygamberin “Sizin tedavi olduğunuz şeylerde hayırlı olan biri varsa o da hacamattır” diye buyurduğu savunuluyor. Bu kadar referansla dindar toplumun en ufak bir soruyu ve kuşkuyu aklından bile geçirmemesi hedefleniyor.
Artık her derde çare olacak bir terapimiz var. Bilimsel birikimler geriye sardırılarak karanlık çağlara varıncaya dek çöpe atılabilir. Bilimsel olan parası olana kalsın, yoksul halka inanmak ve umudu bağlayacak alternatif safsatalar yeter. Parası olmayan halkın hastalığı daim, kafası güzel olsun, biraz da bu çileli hayat bitene kadar sabır ve haline şükretme dayanağı olsun.