CHP, emek büroları ile ilgili bir girişim başlattı. CHP’nin emek kesiminden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, bu konuda detaylı bir bilgi verdi. Akkaya’nın verdiği bilgiye göre, öncelikle 22 ilde emek büroları kuruldu ve Trabzon’da da faaliyete geçti. Emek büroları, başta sendikalar olmak üzere emekli örgütleri, tüketici dernekleri, meslek odaları, STK’lar (Sivil Toplum Kuruluşları) gibi […]
CHP, emek büroları ile ilgili bir girişim başlattı. CHP’nin emek kesiminden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, bu konuda detaylı bir bilgi verdi. Akkaya’nın verdiği bilgiye göre, öncelikle 22 ilde emek büroları kuruldu ve Trabzon’da da faaliyete geçti.
Emek büroları, başta sendikalar olmak üzere emekli örgütleri, tüketici dernekleri, meslek odaları, STK’lar (Sivil Toplum Kuruluşları) gibi kuruluşlarla işbirliği yapacak. Çalışan kesimin yanı sıra işsiz, ev kadını, güvencesiz çalışanların da sorunlarına el atacak. Ekonomik, sosyal, siyasal konularda hem yerel hem de genel düzeyde toplantılar düzenleyerek çalışma yaşamı alanındaki politikaların oluşturulmasına katkıda bulunacak.
Yakup Akkaya, emek bürolarının CHP il başkanlarının başkanlığında tüm ilçe başkanlarının katılımı ile işçi, memur, emekli örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra yerel tüketici dernekleri ve STK’lardan da oluşan bir örgütlenme yapısı içinde olacağını söyledi. Burada hem yerel hem de ülke geneli ile ilgili sorunlar tartışılıp yapılan saptama ve öneriler parti üst örgütüne iletilecek. Bu talepler, TBMM ve diğer siyasi platformlarda gündeme getirilecek.
Emek büroları ile ilgili hazırlanan üç sayfalık notta, sendika-siyaset ilişkisine de değinilerek işçi sınıfı tarihi ile CHP tarihindeki örneklerin işçilere anlatılması öngörülüyor. Hemen bu noktadan bir örnekle girelim:
Yıl 1973. CHP İstanbul İl Yönetimi’nde görevli Metin Tüzün, ailecek bir akşam yemeğinden dönerken Levent’teki Eczacıbaşı Fabrikası’nda işçilerin grevde olduğunu görüyor. Saat gece yarısı 01.30 civarı. Ellerindeki üzüm ve peyniri işçilerle paylaştıktan sonra sorunlarını dinleyip halay çekiyorlar (Nazım Alpman’ın “Ekim 73: Sol Kanatlanıyor” isimli tv belgeselinden).
Evet, o dönemde CHP’nin emek kesimi ile yakın bir ilişkisi vardı ve zaten CHP Ekim 1973’te yapılan seçimlerden birinci parti olarak çıktı. Metin Tüzün de milletvekili oldu ve CHP Grup Başkanvekilliği’ne kadar yükseldi. Ecevit liderliğindeki CHP de, MSP ile koalisyon yaparak iktidara geldi.
Sosyal demokratlar, 12 Eylül 1980 sonrasında da SHP olarak 1989 Bahar Eylemleri’nin de etkisiyle koalisyon yoluyla tekrar iktidar oldu. Ancak neoliberal politikalar uygulayınca iktidardan düştü. DSP de, 1999’da sosyal güvenlikte ciddi hak kayıplarına imza atıp IMF programını izleyince yüzde 22 olan oy oranını 2002 seçimlerinde yüzde 1’e düşürdü. Tüm bu örnekleri sendika-siyaset ilişkisi bağlamında ortaya koymakta yarar var.
Öte yandan il düzeyindeki emek bürolarının yönetiminde, işçi-memur sendikaları ile emekli örgütlerinin temsilcilerinin ağırlıklı olduğu bir yapının oluşması ve parti yöneticilerinin bu özerkliğe olanak sağlaması daha yararlı olabilir.
Tabanda oluşacak emek yanlısı politikaların CHP’nin genel politikasını etkilemesi ve hatta yön vermesi, liberal politikalara kayışı frenlemesi de gerekir. Aksi halde CHP de, Alman SPD ve Yunan PASOK’un akıbetine uğrar.
Yine emek büroları, kıdem tazminatı, Ulusal İstihdam Stratejisi, esnek çalışma, özel istihdam büroları, sendikal yasalar gibi somut konularda çözüm önerileri üretip CHP’nin bu yöndeki politikalarına ağırlığını koymalıdır.