Kendi içsel çelişkilerini çözümleyememiş bir ülkenin adeta bir ateş çemberini anımsatan Ortadoğu’da düzen koyucu role soyunması şarka ait uyanıklığın, tüccar siyasetinin özelliği olsa gerek. Yakın bir zamana kadar ülkenin güvenliğini Kandil’den başlatan bu tüccar siyaseti şimdi de güvenlik hattını Amanoslar’a kadar uzatmış bulunuyor. Çukurca’dan gelen son ölüm haberlerinin ardından Suriye içlerine Kuzey Irak benzeri askeri […]
Kendi içsel çelişkilerini çözümleyememiş bir ülkenin adeta bir ateş çemberini anımsatan Ortadoğu’da düzen koyucu role soyunması şarka ait uyanıklığın, tüccar siyasetinin özelliği olsa gerek. Yakın bir zamana kadar ülkenin güvenliğini Kandil’den başlatan bu tüccar siyaseti şimdi de güvenlik hattını Amanoslar’a kadar uzatmış bulunuyor. Çukurca’dan gelen son ölüm haberlerinin ardından Suriye içlerine Kuzey Irak benzeri askeri operasyonlar yapma tehditleri havada uçuşuyor.
Başbakan’ın Irak topraklarında operasyonlar yapıldığını, Suriye’de de benzerlerinin yapılabileceğini söylemesi, AKP iktidarının ‘sınırötesi’ tutkusunu bir kez daha ortaya sererken, yandaş basın ve kalemler şimdiden savaş tamtamlarını çalmaya başladı.
Dışişleri koridorlarına sinmiş olan neo-Osmanlıcı zihniyetin emperyalist tınılar içeren agresif politikaları ülkeyi yeni maceralara sürükleyedursun, otuz yıllık iç savaşın bilançosu her geçen gün ağırlaşıyor. İktidar odağı ise kan ve gözyaşlarını stratejik hedeflerine tahvil etme gayretkeşliği içerisinde.
Irak işgalinin yarattığı fiyaskonun ardından ağırlık merkezini Pasifik’e kaydıran ABD’nin bölgedeki taşeronluğuna soyunan siyasal iktidarın maceraperest tavırları olası bir facianın sinyallerini veriyor. Sıfır sorun politikasından ‘Sünni komşular’ yaratma hayallerine evrilen stratejik sefalet ülkeye karanlık bir gelecek vadediyor.
AKP iktidarının son Suriye krizinde de görüldüğü üzere bölgede oynamaya çalıştığı rolü salt taşeronlaşma kavramıyla açıklamak kuşkusuz eksik kalacaktır. Suriye, Washington tarafından AKP’ye ihale edilirken, on yıldır iktidarda bulunan AKP’nin, Osmanlı bakiyesi topraklar üzerinde taşeronlaşmayı da aşan bir politik tasavvurda bulunduğu, Ortadoğu’da bir yılı aşkın bir süredir devam eden politik gelişmeler okunduğunda rahatlıkla görülüyor.
‘Şark kurnazlığı’nın da bir sonu var elbette. Obama’nın Erdoğan ile telefonda konuşurken bir elinde ahize diğerinde beyzbol sopası ile verdiği görüntü semiyotik (göstergebilim) açısından bir hayli mesajlarla dolu bir kare. O fotoğraf karesi bölgenin asıl efendisinin ABD olduğunun açık bir ilanı adeta. ‘Sopa’ analojisi ile verilen mesajın ardından nihai uyarı pazartesi Ankara’ya ayak basacak olan Hillary Clinton tarafından verilecek!