Belki de barış; asker anasının, gerilla anasının önüne konulan oğlunun, parçalanmış cesedinde kendi oğlunu görmesiyle gelecek. Ve belki de gelmeyecek, bu savaş devam edecek. Kanlı senaryolar yine olacak. Ancak bırakın da analar oğullarının ve kızlarının cenazelerini tanısınlar, ölü bedenlerini son kez hiç bir engel olamadan görüp törelerine göre gömebilsinler Gençlerimiz; oğullarımız ve kızlarımız, arkadaşlarımız ve […]
Belki de barış; asker anasının, gerilla anasının önüne konulan oğlunun, parçalanmış cesedinde kendi oğlunu görmesiyle gelecek. Ve belki de gelmeyecek, bu savaş devam edecek. Kanlı senaryolar yine olacak. Ancak bırakın da analar oğullarının ve kızlarının cenazelerini tanısınlar, ölü bedenlerini son kez hiç bir engel olamadan görüp törelerine göre gömebilsinler
Gençlerimiz; oğullarımız ve kızlarımız, arkadaşlarımız ve eşlerimiz yıllardır bitmek bilmeyen savaşkanlığınıza kurban ediliyor. Bu savaşta, ölüme yazgısı olanların sayısı her geçen gün daha çok artıyor. Ölümden arda cansız bir beden kalıyor. Kimi çocuğunun ölü bedenini görüyor, son kez öpüyor ve üzerine gözyaşını damlatıyor. Vedalaşıyor ve helallik suyu döküyor. Ve yine son kez bakıp kara toprağa gömüyor. Ama kimileri ise oğullarının ya da kızlarının bedenlerini göremiyor, son kez öpemiyor ve vedalaşıp toprağına su dökemiyor. Ya ölüleri gösterilmiyor ya da vahşi bir şekilde parçalanıp veriliyor. Tanıyamıyorlar. Kimisi ya saatinden anlıyor oğlunu ya da doğumdan kalan bir izden. Neden mi böyle? Çünkü onların ölüleri terörist!
“Cesette tanınacak ufak bir yer bile bulamadık. Bu vahşetten de öte bir şey”. Bu sözler bir gerilla yakınına ait. Batman Beşiri kırsalında çıkan çatışma sonucu yaşamını yitiren ve yakılan 5 cenaze…
“Cenazeler tanınacak durumda değil. Hepsi kömür gibi olmuş, yanmışlar. Biz teşhis edemedik, teşhis etmek çok zor. Bir cenaze de şişmiş, içi kurtlanmıştı”. Bu sözler de hayatını kaybeden gerilla yakınlarına ait.
“Cenazelere işkence edilmiş. Bunu dün de gördük, bugün de gördük. Bu vahşiler olduğu sürece yarın da göreceğiz ama bunu yapanlar unutmasın, unutmasın, unutmasın… Dünyada en kirli savaş halklara karşı yapılan savaştır. Ve bugün dünyanın en kirli savaşı yaşanıyor” … Ve bunun gibi medya borazanlarının gizlediği nice işkence edilmiş cenazeler…
Savaş zaten kirlidir, ancak bir de daha kirlisi ve onursuzu vardır. Bir ananın çocuğunun parçalanmış cesedini tanıyamamasının acısını ancak bir ana bilir ve anlar. “Hak etmişler, oh olsun…” gibi nefret içerikli sözler ise, bu acıları yaşamamış ve sıcak koltuğunda oturup yalnızca medya borazanlarının söyledikleri ile yetinen zavallılardan başkasına ait olamaz. Bunlar Roboski katliamı içinde aynı zırvalıkları söylemişlerdi: “Kaçakçılar, teröristler, hainler…” Bunları söyleyenler en az katliamı gerçekleştirenler kadar suçludur. Geçtiğimiz Newroz yasaklanmıştı ancak Kürt halkının mücadele iradesi polisle çatışarak Newroz alanlarını doldurmuştu. Medya borazanları ise yasak zihniyeti normalmiş gibi yansıtıp sökülen kaldırım taşlarını, kırılan camların görüntülerini önde tutup Newroz’u kutlamak isteyenleri terörist gibi gösteriyorlardı. Bunları izleyen kafaların çevreye olan merhametleri artıyordu. Taşlar kadar Roboski de katledilen 34 canı düşünseydiniz belki biraz vicdan sahibi olabilirdiniz.
Peki ya çözüm nasıl olacak? Gençlerin ölümünü kim durduracak? Cesetleri parçalayan kirli beyinleri kim engelleyecek? Çocuklarımızı zorla askere alıp kendilerinin çürük raporlu çocuklarının önüne siper edenlerden kim hesap soracak? Tabii ki de bu topraklar üzerinde yaşayan halk soracaktır. Açılım kahvaltılarında karınlarını doyuranlar değil ya da Taksimin bilmem kaç yıldızlı otelinde Kürt sorununun çözümünü arayanlar değil. Tek çözüm emperyalizmin boyunduruğu altında kalmadan halkların yapacakları empatidir. Birbirlerinin acılarını sarmak ve savaş naraları ile bizi zehirleyen medya karşısında vicdanımızı çalıştırmak.
Ve belki de bu sorunun en önemli çözümü analardır. Artık oğullarının ve kızlarının ölümlerini görmek istemeyen asker ve gerilla anaları. Belki de barış; asker anasının, gerilla anasının önüne konulan oğlunun, parçalanmış cesedinde kendi oğlunu görmesiyle gelecek. Ve belki de gelmeyecek, bu savaş devam edecek. Kanlı senaryolar yine olacak. Ancak bırakın da analar oğullarının ve kızlarının cenazelerini tanısınlar, ölü bedenlerini son kez hiç bir engel olamadan görüp törelerine göre gömebilsinler. Vicdanlarınız susmuş olabilir ancak en azından bir damla insanlık onurunuz olsun.