Selefiler ve El Kaide yıllardır Türkiye’de örgütleniyor. Körfez ülkelerinin finansal desteği ile dernek, yayınevi, medrese açan bu gruplar yurtdışındaki savaşlarda mücahitlerini eğitiyor. Türkiye’de ya da komşu ülkelerde yakalananlar kısa sürede AKP’nin girişimleri ile salıveriliyor. Bundan önce de Sendika.Org’da ses getiren pek çok yazısını yayımladığımız Mustafa Peköz’ün bu çalışmasıTürkiye’de AKP ve Suudi Arabistan’ın desteği ile örgütlenme […]
Selefiler ve El Kaide yıllardır Türkiye’de örgütleniyor. Körfez ülkelerinin finansal desteği ile dernek, yayınevi, medrese açan bu gruplar yurtdışındaki savaşlarda mücahitlerini eğitiyor. Türkiye’de ya da komşu ülkelerde yakalananlar kısa sürede AKP’nin girişimleri ile salıveriliyor. Bundan önce de Sendika.Org’da ses getiren pek çok yazısını yayımladığımız Mustafa Peköz’ün bu çalışmasıTürkiye’de AKP ve Suudi Arabistan’ın desteği ile örgütlenme işini yürüten, elini kolunu sallayarak Adana’da Suriye’ye gidiş-gelişleri organize eden Türkiyeli El Kaide kadrolarına dair çarpıcı bir döküm sunuyor
Türkiye, Selefi düşüncesiyle 1960’lı yıllarda tanışmaya başlar. Özellikle Mısır ve Suudi Arabistan’da ilahiyat eğitimi alan öğrencilerin etkisiyle Türkiye’de Selefi hareketinin ilk örgütlenmesi, Malatya’da kurulan ‘Malatya Fikir Kulübü’ ile başlar. Özellikle 1980’li yıllardan sonra politik hareketler olarak örgütlenen Selefiler, Afganistan ve Pakistan’a gönderilen gençlerin almış olduğu ideolojik, politik ve askeri eğitimle çok hızlı bir şekilde gelişirler. Afganistan’da savaşan İslamcı gençlerin El Kaide ile tanışması, Bin Ladin ile yakın ilişkiler kurmaları, Türkiye’de Selefi hareketine büyük bir ivme kazandırdı. Afganistan, Bosna-Hersek, Çeçenistan, Tacikistan ve Keşmir gibi bölgelere İslam adına savaşmak amacıyla giden kuşak, Selefi ve El Kaide hareketinin Türkiye’de toplumsal bir güç olmasının ilk somut adımları olarak değerlendirildi.
Son 12 yıldır, Afganistan, Pakistan, Mısır ve Suudi Arabistan gibi ülkelere giderek özellikle ideolojik-dini eğitim alan binlerce genç, Selefi politik hareketinin birer militanı olarak Türkiye’ye dönüyorlar. El Kaide’nin küresel İslam’ın savaşan sembol örgütlü gücü olarak yarattığı etki, Türkiye’de özellikle İslamcı genç kuşakların Selefi veya El Kaide hareketine ilgisini arttırmaya başladı. Bugün kimsenin pek dikkat etmediği durum şu: Selefi hareketi ve dolayısıyla El Kaide Türkiye’de toplumsal bir güç haline gelmeye başladı. Bu gelişmenin sosyolojik ve politik zemini oldukça güçlüdür.
Türkiye’de El Kaide yanlısı çeşitli gruplar bulunuyor. Bunları bir bakıma birbirinden haberdar ama kurumsal olarak farklı otonum gruplar olarak da tanımlamak mümkün. Türkiye El Kaidesi temel olarak iki gruptur. Bunlar, cihat yapma yöntemleri konusunda birbirinden ayrılmaktadırlar. Bir kısmı ‘silahlı’ mücadeleyi savunurken diğerleri bugün İslamcılaşan sistemi destekleyerek büyümeyi hedefliyorlar. Ancak iki grubun da, stratejik yönelimleri aynıdır. Mücadele yöntemleri arasında fark olmakla birlikte, her iki taraf da esasen Suudi Arabistan tarafından desteklenmektedirler. Sisteme uyumlu olan kanat çok açık olarak desteklenirken, sistemleri kâfir görüp silahlı mücadeleyi savunanlar ise dolaylı olarak desteklenmektedirler.
Selefiler başta Kürt illeri olmak üzere İzmir, İstanbul, Konya, Ankara, Adana, Mersin, Antalya, Hatay Manisa, Bursa, Kocaeli ve Trabzon gibi illerde yoğun olarak örgütleniyorlar.
İçimizdeki El Kaideciler
Peki, Türkiye’de Selefi grupları kimlerden oluşuyor? Bunlar gerçekten devlete karşı mıdırlar? Yoksa devletin politik yedek güçleri olarak mı işlev görüyorlar? Bu sorulara yanıt vermek için somut örneklerden başlamakta yarar var.
1969 yılında Malatya’da doğan Feyzullah BİRIŞIK, Selefi olup Suudi İslam geleneğine çok yakındır. 1998 yılına kadar tekstil işleriyle uğraşır ve bu işi beceremez, bırakmak zorunda kalır. Daha sonra o da modaya uyar ve İstanbul Beyazıt’ta Polen ve Karınca yayınevlerini kurar. Selefilerin yeni yetme yazarı BİRIŞIK, 2010 yılında Mısır El-Ezher Üniversitesi Şeriat Fakültesine kayıt yaptırır. Öğrenciliğe devam ediyor mu bilinmez ama İslami çevrelerce El Kaide ile yakın ilişki olduğu söylenir. Ayrıca politik olarak AKP’yi destekleyen BİRIŞIK’ın AKP içerisinde çok yakın dostları bulunmaktadır.
Selefi grubunun İzmir kanadı, İLİM DER adı altında örgütleniyor. Derneğin resmi başkanı Ali ŞAHİN’dir. Ama grubun lideri Türkmen kökenli Abdullah YOLCU’dur. YOLCU, 1958 Kerkük doğumludur, 1986 yılında İstanbul’a yerleşir. 1992 yılında İstanbul/Beyazıt’ta Guraba yayınevini kurar ve daha sonra İzmir’e yerleşir. Türkiye’ye gelmesinin, Selefi hareketinin verdiği bir görev gereği olduğunu toplantılarında sık sık dile getirir. Amacı toplumu İslamlaştırmaktır. Bunun için kurdukları İlim-Derneğinin amaçlarını ve şu faaliyetlerini şu cümlelerle açıklıyorlar: “Konferans, panel ve seminerler tertiplemek, Araştırma, inceleme ve tahkik yazlıları telif etme, İlmi eserleri Türkçeye tercüme etmek, Davet çalışmalarını internet ortamına taşımak, Çeşitli davet toplantı ve organizasyonlara dernek vasfıyla iştirak etmek, Maddi imkanlar nispetinde, ihtiyaç sahiplerini tespit etmek ve yardımda bulunmak, Doğru dini bilgilerin halka ulaştırılması için, cd, dvd ve broşür türü materyaller hazırlamak ve dağıtmak, Başkalarıyla yardımlaşmak ve yoğun ilmi kurslar düzenlemek, Genel davet çalışmalarında bulunmak, Kadınların davetteki rollerini etkinleştirmek, Öğrenci yurtları açarak, eğitim alanına katkı sağlamak.”
Suudi Krallığının yolcuları
YOLCU, Guraba Yayınevi dışında Ummul Kura yayınevi ve Hadis yayınevini de yönetiyor. Bu yayınevlerinde Cihat çağrısı yapan kitaplar yoğunluklu olarak yayınlanıyor. Ekonomik kaynağı Suudi Krallığıdır. İlginçtir, YOLCU’nun kitapları Arapçaya çevriliyor ve Haç dönemlerinde bedava hacılara dağıtılıyor
İzmir’e yerleşmesi de çok planlı ve bilinçli olup bir bakıma İzmir’e ele geçirme stratejisinin bir parçasıdır. Ayrıca AKP ile yakın ilişkileri bulunuyor. İLİM-DERNEĞİ de İzmir’de AKP’yi aktif olarak destekleyen kurumlardan biri olarak ön plana çıktı.
YOLCU’nun özellikle Kürt kökenli El Kaide militanlarıyla da örgütsel bağları bulunuyor. Suriye’deki savaşta ne gibi bir rolü var? Örneğin kendi grubunda Suriye’ye kaç kişi gönderdi? Peki, Abdullah YOLCU, T.C, vatandaşı mıdır? Eğer vatandaş olmuşsa ne zaman ve hangi hükümet tarafından Türk vatandaşlığına alındı?
Selefi grubunun Antalya’daki lideri Mehmet BALCIOĞLU veya kod ismiyle Muhammed Ebu Said El YARBUZİ‘dir. Selefilerin Türkiye sorumlusu olduğu iddiasıyla tutuklanan YARBUZİ…. Haziran 2000’de Ankara 2 No’lu DGM’de “Laik devlet düzenini yıkmak için silahlı örgüt kurmak, izinsiz patlayıcı ve bomba imal etmek” suçlamasıyla, 4 ile 15 yıl arasında hapis cezası alan 5 kişiden biri olan Mehmet Emin AKIN’ın evinde Suudi Krallığı tarafından gönderilen para makbuzları bulundu.
Şu dönem, Antalya’nın Akseki ilçesi, Yarbuzi beldesinde Kulliye yaptırdı. Medresesi var, küçük bir ilçede bine yakın öğrencisi olduğu biliniyor. Uzun bir dönem İsveç’te yaşayan YARBUZİ’nin, Suudi Krallığıyla çok yakın ilişkileri bulunuyor. Suudi Selefi geleneğiyle olan ilişkisini de şu cümlelerle açıklar: “Suudi Arabistan yönetiminin resmî çizgisinde olduğunu itiraf etmekten çekinmediğim ‘selefi hareket’ bize bir hayli seviye kazandırmıştı… Kısacası mazimizdeki selefi mezhebe mensup olduğumuz geçmişimiz bizim için hakka doğru bir sıçrama tahtası olmuştur. Allah’a şükürler ediyorum.”
Öyle ki Suudi üniversitelerinde kendisine ayrılmış bir kontenjanı bulunuyor, Kendi öğrencilerinden birçok genci Suudi Arabistan’da üniversite eğitimine gönderiyor. AKP ile yakın ilişkisi bulunuyor. Bir dönem İsveç’te yaşayan ve hala orada ikameti bulunan YARBUZİ, Fevzi Paşa Cad. Binâ Emîni Sok. 8/3 Fatih-İSTANBUL adresinde Kitap ve Sünneti İhya Yay