Çarşamba günü “Yönetim istifa’” diye sokaklara dökülen, polisle çatışan Adanalıların en çok attıkları sloganlar “Taşeron yönetim istemiyoruz” ve “Direne direne kazanacağız” idi. AKP’nin valisinin bizim günlük yaşamımıza bu kadar müdahale etmesine bir isyandı bu onur yürüyüşü. Her siyasi eğilimden Adanalının bu baskılara isyanının bir resmi vardı çarşamba günü Adana sokaklarında Geçtiğimiz günlerde Adana, Demirpor taraftarının […]
Çarşamba günü “Yönetim istifa'” diye sokaklara dökülen, polisle çatışan Adanalıların en çok attıkları sloganlar “Taşeron yönetim istemiyoruz” ve “Direne direne kazanacağız” idi. AKP’nin valisinin bizim günlük yaşamımıza bu kadar müdahale etmesine bir isyandı bu onur yürüyüşü. Her siyasi eğilimden Adanalının bu baskılara isyanının bir resmi vardı çarşamba günü Adana sokaklarında
Geçtiğimiz günlerde Adana, Demirpor taraftarının beş bin kişi ile yaptığı yürüyüşle özellikle spor basını başta olmak üzere ülke gündemine girdi. NTV’den CNNTürk’e, TRT1’e kadar bu yürüyüş ile ilgili haberler yayımlandı. Ülke gündemine giren bu yürüyüş Adana yerel basınında ise ısrarla küçük haber olarak yer alıyor. Polisin saldırısı Sendika.Org dışında hiçbir yerde haber bile olmayı hak etmedi.
Adana’da neler oluyor
Ülke çapında akıl dışı derecede saldırgan bir yönetim sergileyen AKP iktidarı Adana ile ilgili özel planlarını da adım adım uyguluyor. İlk operasyon büyükşehir belediyesine yapıldı, başkan görevden alındı, yerine gelen vekili tutuklandı, şimdi vekilin vekili tarafından ‘bağımsız’ olan bir belediye başkanı var. Ama AKP il teşkilatı kendisi ile bu kadar uyumlu bir başkanla daha önce hiç çalışmamıştır. Ardından operasyonel valimiz şehre geldi, şehrin her yerinde ismini kocaman puntolarla yazdıran HÜSEYİN AVNİ COŞ. (Halk arasındaki lakabı ise Şuayip’tir. İnce İnce Yasemince programındaki Şuayip karkteriyle olan fiziki benzerliği sebebiyle.)
Valimizin geldiği ilk günden beri Tayyip Erdoğan’ın Adana versiyonu, çılgın projeler insanı olduğunu bizlere kavrattı. Biz vali Coş’u Adana’ya gelmeden evvel görev yaptığı aydında seçim dönemi MHP il binasına asılan, Tayyip Erdoğan’ı eleştiren pankartı indirmesi ile tanımıştık. Ödül olarak Aydın’dan Adana’ya geldi.
Göreve gelir gelmez AKP’li belediyelerin kentsel dönüşüm projelerine tam destek açıklaması yapıp kamuoyunu bu projelere ikna olması için bir distribütör edasıyla Adana’daki her kesimi bu projelere desteğe çağırdı. ‘AKILLI’ OLANLARIN BU PROJEYE DESTEK VERMESİ GEREKTİĞİNİ söyledi.BARINMA HAKKI BÜROSU’nun konuyla ilgili görüşme talebine ise iki ayı geçmesine rağmen hala cevap vermedi.
Taşı silahla eşdeğer tutmak
Sonra şehirde Kürt mahalleleri ablukaya alıp giriş çıkışlarda GBT kontrolleri başlatıı. Taş atmanın silah kullanmayla eşdeğer tutulması önerisi de Adanalı emniyetçilerden gelmişti. Demirspor’un en ateşli iki mahalle grubunun Denizli Mahallesi ve Dağoğlu Mahallesi olduğunu, burada yoğun olarak Kürtlerin yaşadığını ve son yürüyüşe kitlesel katılım sağladığını da belirtelim.
Valilik ayrıca vatandaşının nerede ne yaptığını çok merak ediyor. Adana’daki bütün esnafa kamera taktırma zorunluluğu getirdi, lazım olunca bakaılsın diye.
Toplumsal muhalefetin cezalarla yıldırılmaya çalışılmasının en tipik örnekleri Adana’da yaşanıyor. Her anmaya ceza istenmesi, yürüyüşlere ‘kabahatler’ kanunu çerçevesinde para cezaları verilmesi… Aynı zamanda İstanbul’un fethinin bilmem kaçıncı kez kutlanması için gerici Furkan Vakfı’na amfi tiyotro verilmesi uygun görülüp, Hrant Dink anmasına yasa dışı diye saldırılan kenttir Adana.
Çoğu Demirsporlu olan işten atılan Tedaş işçilerinin (Demirspor tafartarının yürüyüşünde de kendi pankartlarıyla yer aldılar) direnişten vazgeçip Enerji-Sen’den istifa etmelerini isteyen, sayın valimizin il genel meclisinden mesai arkadaşlarıdır.
Bici bici yasağı
Valimiz ayrıca Adana’nın en büyük mesire alanı olan Menderes piknik alanında içki içilmesini ‘kabahat’ sayıp para cezası kesilmesini istedi. Piknik alanında bulunun bici bici (Adana’ya özgü buzla yenen bir tatlı) tezgahlarını kaldırtıp, Menderes’i ne içki içilen ne de bici bici yenen bir yer haline getirmek istedi. Adana içki yasağına karşı sert direnişte bulundu. Ceza yazmaya gelen kolluk güçleri ile vatandaşlar Adana usulünce tartışınca valilik geri adım attı. Menderes’in içine kolluk girmiyor ama giriş çıkışında hem trafik hem de asayiş ekipleri sıkı denetim uygulamalarını sabahın ilk ışıklarına kadar devam ettiriyor.
Nerede yürüyüş yapmamıza ve hangi sendikaya üye olmamıza karar vermek isteyen, ‘akıllı’ olup kentsel dönüşüme destek vermemizi isteyen, nerede bici bici yiyeceğimize, içkiyi nerede içeçeğimize bakan bir valimiz var. Okulda derslerim zayıftı ama valiliğin görevleri kısmından sınava girsem artık tam not alırım.
“Artık yeter!”
Valimiz son olarak Demirspor’a el attı. Yönetimin nasıl alınması gerektiği hususunda engin tecrübelerini bizimle paylaştı. İstemediği isimler adaylıktan çekildi. İstediği isimlerin seçilebilmesi için biraz üye kaydedildi, takımı birinci lige çıkaran ve demokrat kimliği ile tanınan teknik direktör Ercan Albay göreden alındı. AKP-MHP karışımı bir yönetim, valimizin de oluruyla seçimden galip ayrıldı. Ve Adana “Artık yeter!” dedi.
Çarşamba günü “Yönetim istifa'” diye sokaklara dökülen, polisle çatışan Adanalıların en çok attıkları sloganlar “Taşeron yönetim istemiyoruz” ve “Direne direne kazanacağız” idi. AKP’nin valisinin bizim günlük yaşamımıza bu kadar müdahale etmesine bir isyandı bu onur yürüyüşü. Her siyasi eğilimden Adanalının bu baskılara isyanının bir resmi vardı çarşamba günü Adana sokaklarında. Başbakanı şampiyonluk kupasının nerede verileceğine karar veriyorsa, valisi de kulübün yönetimini seçer hiyerarşisi Adana’da bozuldu.
Gerici faşist AKP bu deli gömleğini bu topluma giydiremecek. Hükümet olabilirler, devlet olabilirler, stratejik vizyona sahip kravatlı Fethullahçılar olabilirler, kolluk güçleri ile üstümüze gelebilirler, Allah yetkisinde olduklarını düşünebilirler ama Adana’da “Allah olmak” iyi bir şey değildir. bizden söylemesi…
* Serhad Savaş
Halkevleri MYK Üyesi