12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği referandumu ile, anayasa değişikliğine evet oyu çıktıktan sonra 2. cumhuriyetin inşası başlamış ve bu zamana kadar -sorunlu da olsa- hızla ilerlemiştir. Nedir bu 2. Cumhuriyet? 2. Cumhuriyet; Türkiye burjuvazisi ve emperyalistlerin desteğiyle yıkılan 1. Cumhuriyet’in ardından, AKP’nin gerici, faşist, piyasacı, işbirlikçi yeni bir düzen oluşturmasıyla ortaya çıkan rejimin adıdır. Açacak […]
12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği referandumu ile, anayasa değişikliğine evet oyu çıktıktan sonra 2. cumhuriyetin inşası başlamış ve bu zamana kadar -sorunlu da olsa- hızla ilerlemiştir.
Nedir bu 2. Cumhuriyet?
2. Cumhuriyet; Türkiye burjuvazisi ve emperyalistlerin desteğiyle yıkılan 1. Cumhuriyet’in ardından, AKP’nin gerici, faşist, piyasacı, işbirlikçi yeni bir düzen oluşturmasıyla ortaya çıkan rejimin adıdır. Açacak olursak, 2. Cumhuriyet; kadını eve kapatıp çocuk doğurmasını isteyen, 4+4+4 eğitim sistemiyle gerici ve piyasacı eğitimi dayatan, bütün farklılıkları yok etmeye çalışan, komşu ülkelerin iç işlerine karışan (ve de sömürüden pay almak için can atan), neoliberal politikaları canla başla uygulayan hükümetin yarattığı yeni düzendir.
2. Cumhuriyet ve Marmara Üniversitesi
Yukarıda 2. Cumhuriyet’i tanımladık. Bir de Marmara üniversitesinin icraatlarına bakalım:
a) Gericilik: Üniversiteler bilim merkezidir ve sorgulayan, üreten, bilimi ve bilimsel düşünceyi ileriye taşıyan yapılar olmalıdır. Bilim deyince akla gelen ilk kurumlar olan üniversiteler 2. Cumhuriyet’te gerici, işbirlikçi, bilim düşmanı olarak karşımıza çıkmaktadır ve bunun öncülüğünü de Marmara Üniversitesi yapmaktadır. 4+4+4 gerici eğitim sisteminin üniversite ayağını oluşturma görevini Marmara Üniversitesi üstlenmiştir. Evrim karşıtlığının merkezi olan üniversite; bunu, yaratılışçılığı bu ülkenin genç beyinlerine empoze etmeye çalışarak göstermektedir. Marmara Üniversitesi’nde evrim karşıtı panel düzenleyen Genç Vizyon Kulübü, AKP gençlik kolları gibi üniversitede çalışma yapmakta ve üniversite yönetiminden de destek almaktadır.
b) Emperyalizm: Tunus’ta başlayan ve diğer Ortadoğu ülkelerine sıçrayan (burjuva görsel ve yazılı basınında Arap Baharı olarak lanse edilen) olaylara, emperyalizm yön vermiş ve burada kendi çıkarları doğrultusunda kukla rejimler kurulmasını sağlamıştır. Tayyip Erdoğan’ın olaylar başladıktan sonra bu coğrafyayı ziyaret etmesi ve Türkiyeli iş adamlarına “Size burada çok iş var.” demesi boşuna değildir. (1) Bu, Arap coğrafyasında yeni Osmanlı politikası izlemek istediklerinin göstergelerinden biridir. Ortadoğu’da emperyalizmin taşeronluğunu yapan AKP, Türkiye halklarının desteğini almadan ilerleyemeceğini bilmektedir. Burjuva basınını Suriye müdahalesinin “gereklerine” halkı ikna etme noktasında kullanan AKP, şimdi de üniversitelerin bu işe el atmasını istemiş olacak ki 2. Cumhuriyet’in öncü üniversitesi olan Marmara Üniversitesi yine harekete geçmiştir. Üniversite, ücretli olarak düzenlediği bir kursla katılımcılara “Arap Baharı ve Ortadoğu” sertifikası vereceğini duyurmuştur. Bu ne anlama gelmektedir?
Yeni üniversite tipolojisi, hükümetin olaylardan çıkar sağlama ve sömürgecilik düşüncesini halka yerleştirme konusunda araç olarak kullanılmaktadır. Üniversiteler de bu konuda kendilerine rol biçerek durumdan çıkar sağlamaya yönelmişlerdir. Ve bunun öncülüğünü de Marmara Üniversitesi yapmaktadır.
c)Piyasacılık: Üniversiteler, şirketlerin yan sanayisi olmuş ve bu durum 2. Cumhuriyet’le hız kazanmıştır. Patronların elini öpen rektörlerin, patronlara peşkeş çekilen üniversitelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Marmara Üniversitesi rektörü de misyonunu şu şekilde açıklamaktadır:
“Küresel dünyada söz sahibi mezunlar yetiştirmek, topluma ve iş dünyasına katkı sağlayacak araştırma yapmaktır.”(2)
Rektörümüz şunu demektedir: Patronların işine yarayacak mezun yetiştirmek ve patronlara üniversitemin kapısını sonuna kadar açmak en asli görevimdir.
Yani rektör piyasacı olduğunu açıkça söylemektedir.
Sonuç olarak; 2. Cumhuriyet’i oluşturan temel taşları benimseyen öğrenciler yetiştirmenin Marmara Üniversitesi’nin hedefi olduğunu ve Marmara Üniversitesi’nin tam AKP’nin istediği gibi “piyasacı, gerici ve bilim düşmanı üniversite” olma açısından öncü olmaya çalıştığını görmekteyiz. Üniversitelerin parasız, aydınlanmacı ve bilimsel eğitimin merkezi olması gerekmekteyken, 2. Cumhuriyet’te nasıl bir rol üstlendiğini anlamalıyız.
Dipnotlar:
1: http://haber.sol.org.tr/dunyadan/erdoganin-arap-bahari-turu-beklentileri-karsilamadi-haberi-46490
2: http://www.zafergul.com/vizyonum_misyonum.html
Emre Sağlam
Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi