Bu kutsal vatan sizden çocuk bekliyor… Hem de en az üç tane… Başbakan öyle söyledi… Doğurun çocukları!.. Dindar-kindar yetişsinler. Saltanatçı bir müptezelin “gençliğe hitabe”sindeki “öç” peşinde telef olsunlar… Özlem duydukları saltanat kayığına kürek mahkûmu edilsinler… Müjdeler olsun! Yeni bir nesil geliyor, İçişleri Bakanı İdris Naim’in gençliği gibi… İdris Naim’le omuz omuza meydanlara çıkıp, Hrant Dink’in […]
Bu kutsal vatan sizden çocuk bekliyor… Hem de en az üç tane… Başbakan öyle söyledi…
Doğurun çocukları!.. Dindar-kindar yetişsinler. Saltanatçı bir müptezelin “gençliğe hitabe”sindeki “öç” peşinde telef olsunlar… Özlem duydukları saltanat kayığına kürek mahkûmu edilsinler…
Müjdeler olsun! Yeni bir nesil geliyor, İçişleri Bakanı İdris Naim’in gençliği gibi… İdris Naim’le omuz omuza meydanlara çıkıp, Hrant Dink’in katillerinden hesap sormak isteyenlere, “Hepiniz piçsiniz!” diye bağırıyorlar. Pırıl pırıl bir gençlik!
En az üç çocuk yapın, katın onların arasına…
Hiç merak etmeyin, karda-kıyamette, “hükümet sadakası” topraklı kömürlerle ısıtırsınız en az üç çocuğu…
Hastalandıklarında, “katkı payı”nı ödeyemez de hastanelerde tedavi ettiremezseniz, merak etmeyin, “aile imamı”nıza götürür, muska yazdırırsınız…
Yapın çocukları siz, sonra salın…
Okul mu? “Cemaat evleri” ne güne duruyor? “Hizmet” yoluna verirsiniz “Cemaat”e. Önce “şakirt” olur, sonra “abi”, sonra “imam” mı ne… Neyse ondan olur işte…
ÖSYM’den şifreli cevap anahtarıyla, artık hangi “öç”ün peşinden sürükleyecekse “Cemaat” onu, komiser olur, savcı olur… Cevval yetişir ise eline bavulla belge tutuşturulan “gazeteci”lerden bile olur…
Hatta neyse o “dava”ları, işte onun peşinden “okyanus ötesi”ne kadar ilerler…
***
İlkokul müdürü demiş ya bebeler için, “Genetik test yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin,” diye. Herkes kızdı ama adam haklı arkadaş!..
Başbakan dindar-kindar nesil istedi bir kere, dönüş olmaz. Haliyle, öyle içinden ne çıkacağı belli olmayan “Kinder sürpriz yumurta” gibi çocuk yapılmaz! “Dindar-Kindar” yumurta ikizleri lazım vatana. Çocuk dediğinin ne olacağı beşikteyken tespit edilmeli!..
Bakın, kimi çocuklar var, ufacıklar ama polise taş atıyorlar. Hapishaneye atıyorsun, devletin “şefkatli” kollarında bile rahat durmuyorlar! Misal Pozantı’daki bir sübyan koğuşunda tecavüze uğrayıp, fevkalade Müslüman hükümetin itibarını zedeliyorlar!
Daha 13 yaşındayken erkeklere satılan, lakin satılmasına rağmen “kendi rızasıyla” onca adamla birlikte olduğu mahkemece sabit görülen bir N.Ç.bile var bu memlekette… Allah bilir, genetiği araştırılsa ne çıkacak ortaya…
Yahu, ne diyorsunuz siz?! Çocuk deyip geçmeyeceksiniz.İslam büyüğü Hüseyin Üzmez’i bile harcadı bu çocuklar! 13 yaşında kız çocuğu, psikolojisi zerre bozulmadan koskoca adamı “baştan çıkardı”!
***
Halbuki bakın gelecek neslin “prototip”i karşınızda duruyor.
Bir vakitler Tayyip Bey’in çocuk okutacak parası yokken, hayırsever bir işadamı onun çocuklarına burs verdi, yurtdışında okuttu. Çocuklar da karşılığını ziyadesiyle verdiler tabii. Misal, Tayyip Bey’in büyük oğlu Ahmet Burak, düğününde takılan altınlarla babasını servet sahibi etti.
Tayyip Bey zamanında “servet”inin izahını öyle yapmıştı, oradan biliyoruz. Tabii sadece Tayyip Bey değil, Ahmet Burak’ın kendisi de ihya oldu. Gemicikler, şirket hisseleri, villalar… Oh…
İşte gelecekteki hayırlı neslin ampul gibi parlayan “prototip”i!
***
Anlayacağınız, öyle “Kinder” sürpriz yumurta falan olmaz! Yumurtadan ne çıkacağını bilmeniz lazım. “Dindar” yumurta olsun, “Kindar” yumurta olsun…
***
Meyhane, hipodrom, kadın bacağı…
Başbakan Tayyip Erdoğan, hiçbir şey değilse bile, büyük bir demagoji üstadıdır. Aslında genel olarak AKP’nin durumu böyle. Sözleşmiş gibi, ne zaman köşeye sıkışsalar, lafı “meyhane”ye getirip, muhaliflerini dindar kesimlerin gözünde küçük düşürme gayretine giriyorlar. “Türk solu geç kalkar, çünkü gece içmiştir,” muhabbetleri, “meyhane” muhabbetleri…
Yahu arkadaş, sizin hükümetinizin en büyük gelir kalemlerinden biri alkolden alınan vergiler değil mi? Bir diğeri de iktidarınız altında envai çeşidi piyasaya çıkan kumar oyunları. Daha açık konuşayım, sizin hükümetiniz kendi bandrolüyle rakı satıyor, size bağlı kurumlar çatır çatır kumar oynatıyor! Üstelik maaşlarınızda buralardan toplanan vergilerin de payı var!
Daha neyin “meyhane muhabbeti”ni yapıyorsunuz?
Ha, bu arada, Tayyip Bey’in “Gençliğe Hitabe”sinden “dindar-kindar” alıntı yaptığı Necip Fazıl, “genç nesil” mensubu iken pek dindar falan değildi tabii. Yaşı kemale erip de namaza başlayanlardandır. İstanbul’un namlı meyhanelerinde çok masalar kurmuştur.
“İslamcı aksiyon adamı” diye tanınmaya başladıktan sonra, 1951’de kumarhane baskınında yakalanmışlığı da vardır ama esas olarak kumarhanelerin değil, ganyan bahislerinin müptelasıydı o. Maalesef başarısız bir bahisçiydi… Bu yüzden Türkiye Jokey Kulübü adına her yıl koşu düzenliyor.
Ve madem Tayyip Bey kendisinden alıntı yaparak nutuk atıyor, biz de Necip Fazıl’ı şu dizeleriyle “yad edelim”:
Boynuma doladığım güzel putu görseler
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
Kör olsam da açılır gözüm ona sürseler
İsa’nın eli diye bir kadın bacağını.