Hrant Dink davası da AKP-Gülen kavgasında araç olarak kullanılmaya başlandı. Dava sürecinde kritik dönemlerde davayı neredeyse görmeyen cemaat basını Dink davasını “namus meselesi” olarak tanımladı. Dink davasıyla ilgili DDK raporu ve mahkemenin gerekçeli kararlarının ardından cemaat basınında çıkan haber ve köşe yazılarında cemaatçi kadroları aklama çabasının yanı sıra sadece kendinden olmayan isimlere yüklenme çabası da […]
Hrant Dink davası da AKP-Gülen kavgasında araç olarak kullanılmaya başlandı. Dava sürecinde kritik dönemlerde davayı neredeyse görmeyen cemaat basını Dink davasını “namus meselesi” olarak tanımladı. Dink davasıyla ilgili DDK raporu ve mahkemenin gerekçeli kararlarının ardından cemaat basınında çıkan haber ve köşe yazılarında cemaatçi kadroları aklama çabasının yanı sıra sadece kendinden olmayan isimlere yüklenme çabası da görülüyor. Böylece devletin tüm organlarının suç ortaklığı görünmez kılınmak isteniyor
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Hrant Dink davasındaki gerekçeli kararını dün açıkladı. Kararın özeti, Dink suikastında “örgüt” olmadığına yönelikti. Gerekçeli kararda örgütün nerede, ne zaman, hangi amaçla kurulduğu tespit edilemediği için “örgüt yok” denildi. Gerekçeli kararda “örgüt olmadığı” için davada adı geçen sanıkların örgüte yardım etmesinin de söz konusu olmadığı ifade edildi. Aynı raporda Dink cinayetinin “örgütsüz” gerçekleştirilmesine, hayatın doğal akışı içinde “imkan” tanınmasa da yeterli delillerin bulunmadığı ifade edildi. Böylece devletin cinayetin üstünü örtme operasyonunun başarıyla sonuçlandığı teyit edilmiş oldu.
Kararın yayımlanmasından birkaç gün önce Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Dink cinayeti ile ilgili bir rapor yayımladı. 21 Şubat günü yayımlanan ve 34 sayfadan oluşan raporun 22-28’inci sayfaları sansürlüydü. Rapor, özetle cinayetle ilgili kamu görevlilerinin yeterli derecede soruşturulmadığını, bunun “sistemik” bir durum olduğunu söylüyor. Raporda, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nın yanı sıra Trabzon’dan İstanbul’a Dink’in öldürüleceğine ilişkin gönderilen belgelerin İstanbul emniyeti tarafından ciddiye alınmaması “ihmal ve eksiklik” olarak değerlendirildi.
Cemaati aklayan yayınlar
Yayımlanan DDK raporu ve gerekçeli kararın ardından Zaman gazetesi, AKP- Gülen kavgasını Hrant Dink cinayeti üzerinden sürdürmeye çalıştı. Zaman gazetesi Dink cinayetinde sorumluluğu olan Cemaatçi kadroları ve hatta Erhan Tunceli’i bile aklamaya çalışırken sadece kendinden olmayan AKP’li kadroların sorumluluğunun üzerine gitti. Ramazan Akyürek ve cemaatçi kadroları aklamaya çalışan zaman bir yandan da Dink cinayetiyle ilgili bilgilerin İstanbul Emniyeti ve Valiliği’ne de aktarıldığını ifade ederek sadece kendinden olmayan AKP’li kadroları suçluyor.
Dink davası neden şimdi namus borcu oldu?
Dink’in katledilişinin üzerinde 5 yıl geçtikten sonra Zaman gazetesi davayı “namus davası” yaptı. Zaman gazetesinde Bülent Korucu’nun dün (24 Şubat) yazdığı “Yeni başlayanlar için Dink cinayeti” başlıklı yazısının sonunda “Dink cinayeti siyaset ve hukukun namus davası. Bunu çözmeden hukuk devleti olduğumuza inanmak ham hayal” ifadesi yer alıyor. Ancak yazının devamında bir ayıklama yapılıyor ve davada yer alan “ihmal ve eksikler” sadece jandarmaya, MİT’e ve mahkemeye 15 Aralık 2010’a kadar başkanlık eden Erkan Çanak’a ait oluyor.
O ‘zaman’ farklı bu ‘zaman’ farklı
Zaman, Dink davası sonrasında Erhan Tuncel’in emniyetteki cemaatçi kadroları aklayan savunmalarına yer vermişti. Aynı gazete Dink suikasti ile ilgili hükümet tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne sunulan savunmanın üzerine dahi gitmemişti.
Sendika.Org