Bugün Milliyetçi Hekimler Derneği Genel Başkanı’nın İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr.Ali Çerkezoğlu’na yazmış olduğu cevabi yazıyı okudum.. Bu vesile ile Sn. Prof. Dr. Orhan Gedikli’nin başkan seçilmiş olduğunu öğrenmiş oldum.. Kendisini kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum.. Ben Milliyetçi Hekimler Derneği’nin üyesiyim ama yaklaşık 1.5 yıldır derneğin aktivitelerine katılmıyorum. Milliyetçi Hekimler Derneği’nin düzenlediği sağlıkla ilgili panele […]
Bugün Milliyetçi Hekimler Derneği Genel Başkanı’nın İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr.Ali Çerkezoğlu’na yazmış olduğu cevabi yazıyı okudum.. Bu vesile ile Sn. Prof. Dr. Orhan Gedikli’nin başkan seçilmiş olduğunu öğrenmiş oldum.. Kendisini kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum..
Ben Milliyetçi Hekimler Derneği’nin üyesiyim ama yaklaşık 1.5 yıldır derneğin aktivitelerine katılmıyorum. Milliyetçi Hekimler Derneği’nin düzenlediği sağlıkla ilgili panele Sağlık Bakanlığı Müsteşar Muavini Dr . Sabahattin Aydın konuşmacı olarak katılmıştı.. Ve bendeniz kendisine performans yönetmenliği ile ilgili sorular sormuştum.. Hekimler ve sağlık çalışanları arasında haksızlığa yol açan bu yönetmeliğin kaldırılmasını istemiştim.. Biraz karşılıklı konuşma ve tartışmalar olmuştu.. Dernek yöneticilerinin bazıları o panelde benim sorduğum sorulardan rahatsız olduklarını, karşı tavır, hareket ve konuşmalarıyla bana hissettirmişlerdi… İşte o zamandan beri dernekle ilişkimi kesmiş durumdayım..
Dr .Ali Çerkezoğlu’nun ve Dr. Orhan Gediklinin yazdıklarını okudum… İkisi de kendilerine göre haklılar.. Ama galiba Dr. Ali Çerkezoğlu’nun yazdıkları çok daha anlamlı… Muhafazakar doktorlar deyince sadece Milliyetçi-Ülkücü doktorları değil aynı zamanda AKP’ye yakın olarak görülen Hekim Hakları Derneği üyesi hekimleri de düşünmek gerekir… Eğer yanlış algılamadıysam Dr. Ali Bey zaten onların desteğini istemiyor, onları kayıp vaka olarak görüyor. Bence bu doğru değil… O gurubun içinde olan ve Sağlık Bakanı’nın uygulamalarını beğenmeyen pek çok meslektaşımız var.. Esas sorun; neden bu hekim arkadaşlarımız kendi mesleklerine sahip çıkmıyorlar… Meydanlara çıkıp demokratik haklarını kullanmıyorlar.. Neden birlikte eylem yapmıyoruz.. Hekimlik onurumuz ayaklar altına alındı.. Her türlü hakarete maruz kaldık.. Yeni kuşaklara, yeni meslektaşlarımıza bunu nasıl izah edeceğiz.. Biz bu mesleğin sonuna geldik ama sonradan geleceklere haksızlık yapmayalım… Aslına bakarsanız bu konu tüm hekimleri ve Türk halkını yakından ilgilendiriyor. Yeni sistemde asistan ve uzman eğitimi yeterli olmayacağından ileriki yılarda doktor kalitesinin çok düşeceğini söyleyebiliriz… Türk halkı dahil emekli hekimleri de tedavi edecek olan yeni nesil hekimlerdir.. O nedenle yeni yetişen hekimler çok önemli…
Sağ görüşlü hekimler olarak eskiden beri tabip odasının hekim haklarını savunmaktan ziyade siyasetle ve diğer güncel konularla uğraştığı gerçeğini hep dile getirmişizdir. Maalesef bu doğruydu. Ancak son zamanlarda tabip odasının mesleğimizle ilgili yapmış olduğu çalışmaları göz ardı etmemiz de mümkün değildir. Elbette tabip odası sol görüşlü hekimlerin tabip odası değil her görüşten hekimin tabip odasıdır. Bugüne kadar tabip odası toplantılarında, seminerlerinde, yürüyüşlerinde hemen hemen hiç sağ görüşlü hekim görmedim. Neden acaba?
Yoksa sol ideolojiye sahip tabip odası yöneticileri bizleri o mekâna sokmuyor muydu? Böyle düşünmek haksızlık olmaz mı? Tabip odasına gittiğinizde veya telefonla bilgi almaya çalıştığınızda sizleri her hekim gibi güler yüzlü ve sevecen karşıladıklarını göreceksiniz. Tabi bunu görebilmemiz için önce tabip odasına gitmeniz veya etkinliklerine katılmanız gerekir.. Artık eskileri bırakalım yeni stratejileri ve yol haritasını belirlemek için birlikte olalım. Bu her görüşten doktor için geçerlidir. Bir sağ görüşlü hekim olarak itiraf ediyorum ki bugüne kadar tabip odasının düzenlemiş olduğu etkinliklere katılmadığımızdan hata etmişiz.
18 Aralık 2011 Pazar günü yapılan tünelden taksime yürüyüşe her ideolojiden hekimin yürüdüğünü görmek şerefine eriştim ve mutlu oldum. Keşke Milliyetçi Hekimler Derneği Başkanı da orada olsaydı.. O yürüyüşte pek çok sağ görüşlü hekim arkadaşımızı da görmüş olduk.
Milliyetçi hekimler derneğine gelince; yukarıda dernek etkinliklerine niye katılmadığımı izah etmeye çalıştım. Benim fikirlerime değer vermeyen veya belirli bir çerçevede konuşmaya müsaade edilen bir derneğin etkinliklerine katılmam söz konusu olamaz. Aydın bir kişi olarak bürokratları ve siyasi otoriteyi eleştirmem uygun görülmüyorsa tarafız demektir. Bu cümleleri yazarken pek tabii ki yeni yönetim kurulu üyelerini ve yeni başkanı sayın Prof. Orhan Gedikli’yi konunun dışında tutmam gerektiğinin bilincinde olduğumu vurgulamak isterim. Milliyetçi Hekimler Derneği bir meslek örgütü gibi gözükse de gerçekte bir sivil toplum örgütüdür. Başkan ve yönetim kurulu üyelerinin büyük bir sorumluluğu vardır diye düşünüyorum.. Son zamanlarda görsel basında, tartışmalarda Milliyetçi-Sağ görüşlü olarak düşünülen kişilere biçilen pasif görev anlayışı, “Küçük olsun benim olsun” düşünce yapısı, statükocu oldukları yönündeki düşünce yapısı yanlış, haksız ve mesnetsizdir. Bu düşünceyi Sayın Gedikli yönetimindeki Milliyetçi Hekimler Derneği’nin yok edeceğinden eminim.
Birbirimizi suçlamak yerine mesleğimizin geleceği ve onuru adına birlikte olmamız, birlikte yürümemiz gereğini vurgulamak istedim.. Tüm hekimlere, tüm sağlık çalışanlarına kolaylıklar diliyorum.. Sürçü lisan ettiysek affola….