Hükümet, tüm krizlerini olduğu gibi Kürt sorununu da baskı ve şiddet ile çözme çabası içerisinde. Bu yönelimi yansıtan çeşitli operasyonların bir ayağı olarak dün aralarında Özgür Gündem gazetesinin de bulunduğu çok sayıda kurum ve ev basıldı. Baskınlarda 70’i avukat 100’den fazla kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan Cengiz Kapmaz ve Ayşe Batumlu Özgür Gündem gazetesi yazarıydı. […]
Hükümet, tüm krizlerini olduğu gibi Kürt sorununu da baskı ve şiddet ile çözme çabası içerisinde. Bu yönelimi yansıtan çeşitli operasyonların bir ayağı olarak dün aralarında Özgür Gündem gazetesinin de bulunduğu çok sayıda kurum ve ev basıldı. Baskınlarda 70’i avukat 100’den fazla kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan Cengiz Kapmaz ve Ayşe Batumlu Özgür Gündem gazetesi yazarıydı.
İki yazarı gözaltına alınan Özgür Gündem’in Beyoğlu’ndaki bürosuna kapıyı kırarak giren polisin “araması” 8 saat sürdü. Operasyon kapsamında Demokratik Modernite ve Özgür Halk dergilerinin Beyoğlu’nda bulunan bürosu da basıldı.
Özgür Gündem baskını, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve gazetecilik mesleğine yönelik baskıların simgesi haline gelen Oda TV davasının görülmeye başlandığı gün yaşandı. Aynı gün hükümetin, basının ardından interneti denetim altına almak için devreye soktuğu internet filtresi uygulaması başladı.
Hükümet icazetli gazetecilik yapanlar da gün boyunca boş durmadı; kimisi muhalefete yönelik operasyonları meşrulaştırmak için haber yaparken kimisi de yeni görevlerle iş başındaydı. Örneğin Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu, Ekşi Sözlük sitesinin kapatılması için hukuki süreci başlatmak üzere adliye koridorlarındaydı.
Sendika.Org olarak Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu gibi yasal düzenlemeler, gazete yasaklama, internet sansürü gibi uygulamalarla ifade özgürlüğü ve iletişim hakkının gasp edilmesine karşı mücadele ediyoruz.
Bu mücadele içerisinde Türkiye’nin demokrasi mücadelesi tarihinde özel bir yeri olan ve Türkiye basın tarihinde özgürlük, eşitlik ve barış mücadelesinin adeta mevzisi haline gelmiş Özgür Gündem’e yönelik baskını kınıyoruz. Sayısız provokasyonun hedefi olmuş, gazete binaları bombalanmış, okurları ve emekçileri katledilmiş fakat karşılaştığı tüm baskılara rağmen yayın hayatını sürdürmeyi, ırkçı-militarist Türkiye egemen medyasına karşı ezilen halkların sesi olmayı bilmiş olan Özgür Gündem yalnız değildir.
Türkiye’de emeğin ve ezilenlerin sesi olmak üzere medya mecrasında yola çıkanlar yasalarla, sansür mekanizmalarıyla teslim alınamayacak, hükümetin muhalif kurumlara dönük sistematik baskısına dayanışma ve kardeşlik ağını güçlendirerek cevap verecektir.
Türkiye soluna mal olmuş “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganı yalnızca sokaklarda, iş yerlerinde, okullarda ve mahallelerde değil, buralardan yükselen sesleri sayfalarına taşıyan gazetelerde, dergilerde ve internet sayfalarında da yankılanmaya devam edecektir. Kısılmaya çalışılan muhalif seslere sahip çıkmak, o sesin duyulması, çoğalması için çabalamak iktidarın kapıkulu olmaya direnen tüm basın-yayın organlarının önemli bir görevdir. Bu bilinçle Sendika.Org, Özgür Gündem’in kısılmaya çalışılan sesini okurlarına taşımak için üzerine düşeni yapacaktır.
Sendika.Org