Mısır solcuların boykot, İslamcıların seçim ittifakı, liberallerin pragmatist yaklaşımları ve şiddet sarmalının gölgesinde geleceğini arıyor. Yaklaşık 4 ay sürecek olan seçim maratonunda parlamentonun alt kanadı 508 üyeli Halk Meclisi için 3 Ocak’ta son bulacak olan 3 aşamalı seçim maratonuna dün itibariyle start verildi. 270 üyeli Parlamentonun üst kanadı Şura Meclisi’nin maratonuna ise 29 Ocak’ta start […]
Mısır solcuların boykot, İslamcıların seçim ittifakı, liberallerin pragmatist yaklaşımları ve şiddet sarmalının gölgesinde geleceğini arıyor. Yaklaşık 4 ay sürecek olan seçim maratonunda parlamentonun alt kanadı 508 üyeli Halk Meclisi için 3 Ocak’ta son bulacak olan 3 aşamalı seçim maratonuna dün itibariyle start verildi.
270 üyeli Parlamentonun üst kanadı Şura Meclisi’nin maratonuna ise 29 Ocak’ta start verilecek. Şura için de 3 basamaklı seçime gidilecek. 14 Şubat’ta ikinci 4 Mart’ta ise üçüncü kademe seçimi gerçekleştirilecek.
50’ye yakın siyasi parti ve 3 büyük seçim bloğu ile yaklaşık 6 bin aday devrik lider Mübarek sonrasının bu ilk seçimlerinde Halk Meclisi’nde yer kapabilmek için yarışıyor.
Kurucu meclis seçimleri sonucunda 498 parlamenter meclise girecek. 10 kişiyi de ülkede iktidarda olan Yüksek Askeri Konsey atayacak. Ve böylece 508 kişilik Mısır Kurucu Meclisi belirlenecek.
Kurucu meclis yapacağı yeni anayasayı referanduma götürecek ve anayasanın kabulünün ardından kendisini feshederek tekrar seçimlere gidilecek.
Mısır parlamentosunun üçte ikisi çiftçi, köylü, işçi ve profesyonel siyasetçi kotasından oluşuyor. Üçte biri ise bağımsız adaylardan seçiliyor. İlk sandıklar başkent Kahire’nin de yer aldığı bölgede kuruldu.
Mısır’da seçimlere girecek 50 partiden 14’ü İslami eksenli, 9’u Mübarek’in feshedilen partisi NDP’ye yakın, 2’si Arap Milliyetçisi, 4’ü sosyalist-sol, 6’sı merkez sol, 9’u merkez sağ ve 6’sı da liberal görüşlü.
Seçimlerden Müslüman Kardeşlerin şubatta kurduğu Adalet ve Özgürlük Partisi’nin liderliğindeki “demokrasi bloku”nun birinci çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Parlamento seçimlerinin ülkede haziran ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için de bir gösterge olacağı kaydediliyor.
Arap nüfusunun dörtte birine ev sahipliği yapan Mısır özellikle Sünni Arap halkları açısından bir çekim merkezi. Batıda Atlantik Okyanusu’ndan doğuda Umman Denizi’ne, kuzeybatıdaki Akdeniz’den güneydoğudaki Hint Okyanusuna uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmış, 23 devletli yaklaşık 330 milyon nüfuslu Arap toplumuna hem kültürel hem de siyasal anlamda liderlik yapan Mısır seçimleri bölgesel gelişmeler açısından büyük önem arz ediyor.
Müslüman Kardeşler’in kurduğu Adalet ve Özgürlük Partisi’nin Mısır’da işbaşına gelmesi durumunda Kuzey Afrika’da birer ay arayla bir ülkede daha kendilerine AKP’yi rol model seçen partiler işbaşına gelmiş olacak. 23 Ekim’de Tunus’ta Bin Ali sonrası düzenlenen ilk seçimlerde kendilerine AKP’yi referans aldıklarını açıklayan Raşid Gannuşi liderliğindeki Tunus’un AKP’si Ennahda işbaşına geldi. Bundan yaklaşık bir ay sonra ise 25 Kasım’da krallıkla yönetilen Fas’ta Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 40 oy ve 107 milletvekili ile seçimin galibi oldu.
Ilımlı İslamcı “Adalet ve Kalkınma” partilerinin ardı sıra işbaşına geldiği Kuzey Afrika, bu yeni süreçle birlikte bölgesel ve küresel ölçekli dalgalanmaların merkezi olmayı sürdürecek. Seküler/laik otoriter sistemlerin alaşağı edilerek yerlerine ılımlı İslamcı iktidarların geçirildiği bu yeni dönüşümün de öncelleri gibi ezilenler, sömürülenler ve de emekçiler açısından yarar getirmeyeceğini söylemek çok da iddialı olmasa gerek!
İsim babalığını Obama’nın Afganistan Pakistan özel temsilcisi Richard Holbrooke’ın yaptığı AfPak sorunu öyle görünüyor ki, önümüzdeki günlerde daha da ısınacak gibi. Tüm gözler Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki çatışmalara kaymışken Pakistan ile Afganistan kırsalında yaşanan gelişmelere daha bir dikkat kesmek gerekiyor.