E. Ahmet Tonak’a Marx’ın Grundrisse‘si şu formülasyonla bizi karşılar: “İnsanın anatomisini maymununki değil, maymunun anatomisini insanınki açıklar.” Sözün fiyakası bir yana, anlamsal içerik şöyle bir yorumu mümkün kılar. Daha önce meydana gelmiş bir etkilenim durumunun anlamı kendini ancak sonraki etkilenim yoluyla ve onun içinde ele verir. Sonraki, öncekini, hem tarihi bir durum olarak sunar hem […]
E. Ahmet Tonak’a
Marx’ın Grundrisse‘si şu formülasyonla bizi karşılar: “İnsanın anatomisini maymununki değil, maymunun anatomisini insanınki açıklar.” Sözün fiyakası bir yana, anlamsal içerik şöyle bir yorumu mümkün kılar. Daha önce meydana gelmiş bir etkilenim durumunun anlamı kendini ancak sonraki etkilenim yoluyla ve onun içinde ele verir. Sonraki, öncekini, hem tarihi bir durum olarak sunar hem de onun ileride dönüşebileceği şekilleri kendi varlığı içinde sezdirtir. Peki, sonra ne olur? Nesnenin, tarihsel sürecin bir döneminde “araç” olarak oynadığı rol kendini aşar. Bu aşma, nesnede biriken tarihsel hafıza hem geçmişin hem de geleceğin korkulu rüyası olur.
Bu yazı maymun anatomisine fotoğraflarla bakma ve anlama çabasıdır. Yükü sadece bununla sınırlıdır.
Korkulu rüya, Aurora kruvazörü
25 Ekim 1917‘nin mitidir. Ama mitosun ciddiyetinden uzak eğlenceli bir işlevi olmuştur. Saat 21.40’da Kışlık Saray’a yönelttiği tek el kurusıkı atış dünya tarihini değiştirmiştir. Bu atış Smolni Enstitüsü’nde Troçki’nin eğittiği Kızıl Tugay’ların geçici hükümet üyelerini tutuklamasının ve büyük Ekim Devrimi’nin başlangıcı olmuştur. Aurora daha sonra, Leningrad kuşatması sırasında Almanların eline geçmemesi için batırılmış ve 1944 yılında su altından çıkarılarak 1956’dan itibaren müze olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Aurora’yı müze yapmak, kurusıkı atışla Rus İmparatorluğu’nu yıkmış bu gemiyi, insan anatomisini açıklamak için maymun haline getirmekle mümkün olabilirdi. İçindeki mürettebatla birlikte tabii ki.
6 Kasım 2011 saat 17.30 Aurora yolunda…
Yolunuz bu tarihlerde St. Petersburg’a düşerse ve anatominiz dışında taşıdığınız ruhsallıkta insana dair arayış da varsa ne yaparsınız? Tabii ki Aurora’yı ziyarete gidersiniz. Sakın pasaportlarınızı unutmayın. Geminin demirli olduğu Petrogradskaya Naberejnaya yolunun Rus güvenlik güçlerince kuşatıldığını göreceksiniz. Biz gördük. Üstelik, korkularının nedeninin ne olduğunu fotoğrafladık bile.
Yedi kişilik, biraz teatral görünümlü, komünist partili bir grup denizci kıyafetleri ile tam önümüzden geçiyordu. O sırada kadının elindeki karanfil demetinin bir kısmı ile birazdan karşılaşacağımızı tahmin edemezdik.
Aurora önü…
Tüm içeriği tarihsel kimliğinden koparılıp, turistik mekan haline getirilen ve bununla yetinilmeyip, yeni yetme Rus kapitalistlerinin votka partileri mekanına dönüştürülen Aurora’nın bulunduğu cadde polis kontrolü altındaydı. Müze halinde bile olsa, gemiyi ziyaret, çekilen zincirlerle engellenmişti.
Merdivenlerin önünde gemi güvenliğinden sorumlu iki Rus denizcisi bekliyordu. Fotoğraf çekildiğini gören asker, önce yüzünü gizlemek için arkasına döndü, sonra arkadaşının uyarısı ile bize doğru gelip, biraz önce gemiyi ziyaret eden komünist grubun kızıl karanfillerini tutukladı. Yukarıdaki fotoğraf karanfillerin tutuklanmadan önceki resmidir.
Önümüzde, tarihi Aurora denizcilerinin üniformalarıyla iki fotoğraf vardı. Biri 1917 ruhunda, ikincisi bürokratik kapitalizmin ruhsuzluğunda. St. Petersburg’da kara üniformayı artık denizciler değil, maymunlar giyiyor.
Biz gördük!…