Milliyet, iki gündür Wall Street direnişini manşetten veriyor. Gerçekten de dünyanın gündemi bu… Alışageldiğimiz eylemlere benzemiyor. Protesto edilen finans sistemi kadar küresel bir tepki… Ve o sistemin krizi kadar hızla yayılıyor. Güngör Uras “Eylem tepkisel, ortak bir hedefi yok” diye yazdı. Zuccotti Parkı’ndaki eyleme oğlu ve “Oğlum seninle gurur duyuyorum” pankartıyla katılan sevgili arkadaşım Kumru […]
Milliyet, iki gündür Wall Street direnişini manşetten veriyor.
Gerçekten de dünyanın gündemi bu…
Alışageldiğimiz eylemlere benzemiyor.
Protesto edilen finans sistemi kadar küresel bir tepki…
Ve o sistemin krizi kadar hızla yayılıyor.
Güngör Uras “Eylem tepkisel, ortak bir hedefi yok” diye yazdı.
Zuccotti Parkı’ndaki eyleme oğlu ve “Oğlum seninle gurur duyuyorum” pankartıyla katılan sevgili arkadaşım Kumru Toktamış ise, pazar günkü Star’da eylemin hedefindeki bu muğlaklığın, işgalcilerin en büyük avantajı olabileceğini yazıyor:
“Yarattıkları tartışma ortamı sayesinde yeni politikaların üretilmesine aracı olabilirler” diyor.
Global protestonun nereye evrilebileceğini tahmin için nereden başladığını görebilmek lazım.
Bunun için derli toplu bir kılavuz önereceğim.
ABD’nin 1929 krizinden sonra, mali denetim sayesinde yaşayageldiği 40 yıllık istikrarın, 1980’lerde Başkan Reagan’ın başlattığı “finansal denetimsizlik”le nasıl çöktüğünü anlatıyor.
Kredi şirketleri üzerindeki mali denetimin kaldırılmasıyla, tasarruf sahiplerinin paralarının nasıl riskli yatırımlara yönlendirildiği, bu sayede Wall Street’in nasıl büyüyüp tekelleştiği, ölçüsüz zenginleştiği belgeleniyor.
Aldıkları riskler karşılığı ödüllendirilen finans sektörü, azgın iştahı sayesinde denetimsiz büyürken, siyasal sistemi de satın alarak, denetim getiren her türden düzenlemeyi engelliyor.
30 milyon kişi işini kaybetti.
50 milyon insan yoksulluk sınırının altına düştü. Milyonlarcası evlerini, tasarruflarını yitirdi.
Ya bu krizi yaratan finansçılar?
Belgeselin yönetmeni Charles Ferguson’un Oscar töreninde ödülünü alırken söylediği gibi, “Krizi yaratanlardan bir tanesi bile hapse girmedi.”
Batan devler, kamuya devredildi.
Belgeselde Amerikan Merkez Bankası Başkanı’nı krizden sadece birkaç ay önce “Büyüyorsanız durgunluk olmaz. Büyümeye devam edeceğiz” dediğini izliyoruz.
Bir de global derecelendirme şirketlerinin, batışın eşiğine gelmiş şirketlere “Çok iyi durumdasınız” diyerek (A) verdiğini…
Krizin önemli sonuçlarından biri de bu:
Artık bizi, küresel sahtekârlarca tescillenmiş büyüme masallarına inandırmak çok zor olacak.