Deniz Feneri yolsuzluğunun Türkiye uzantılarını soruşturan savcıların görevden alınmasıyla gündeme gelen “köstebek” iddiası CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Somali dönüşü yaptığı açıklamalar çerçevesinde 1 Ekim’de Meclis açıldıktan sonra iktidarın başını hayli ağrıtacağa benziyor. Milliyet’te Can Dündar yazdı; Kemal Bey “Eğer köstebek bir bakansa, bu Yüce Divanlık bir suçtur” diye konuşmuş. Dünkü Taraf’ta mahkemenin 14 Ekim 2009’da zanlıların […]
Deniz Feneri yolsuzluğunun Türkiye uzantılarını soruşturan savcıların görevden alınmasıyla gündeme gelen “köstebek” iddiası CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Somali dönüşü yaptığı açıklamalar çerçevesinde 1 Ekim’de Meclis açıldıktan sonra iktidarın başını hayli ağrıtacağa benziyor.
Milliyet’te Can Dündar yazdı; Kemal Bey “Eğer köstebek bir bakansa, bu Yüce Divanlık bir suçtur” diye konuşmuş.
Dünkü Taraf’ta mahkemenin 14 Ekim 2009’da zanlıların ev ve işyerlerinde arama yapılması yönünde aldığı kararın Kanal 7’ye sızdırılmasında Kırıkkale merkezli bir iletişim kurulduğu öne sürülüyordu.
İçişleri Bakanlığı eski özel kalem müdürü ve Kırıkkale Belediye Başkanı’nın adları üzerinde odaklaşan iddialar CHP tarafından somutlaştırılabilirse “köstebek” meselesi bir Meclis soruşturmasına dönüştürülebilir.
CHP lideri Kılıçdaroğlu elindeki bilgilere karşın temkinli konuşmuş:
“Köstebeği bulmak Adalet Bakanı’nın işi” diyor.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in de bayramda görevden alınan Deniz Feneri savcılarıyla ilgili açıklamaları oldu.
Sanık avukatlarının “evrakta tahrifat” iddialarının soruşturma izninde ve HSYK kararında etkili olduğu anlaşılıyor. Ancak görevden alınan savcılar, “gereksiz bilgilerin kapatılması”na yönelik uygulamaya Ergenekon ve Balyoz davalarında da başvurulduğunu belirterek bu suçlamayı haksız buluyorlar.
Gerekçenin siyasi olduğu açık.
Nitekim savcılar haklarındaki şikâyet dilekçelerini “adli yargılamayı etkileme teşebbüsü” olarak nitelendirmişlerdi. Savcı Mehmet Tamöz, HSYK müfettişlerine verdiği ifadede, “Savcılar cesur olmalı.
Bürokraside yaranma duygusu ne kadar vahim ise yargıda yaranma duygusu ile görev yapılmasını adaletin bittiği yer olarak görürüm. Cesaretim kırılırsa bu meslekte kalmayacağım da bir gerçek. Gider limon satarım” demişti.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Somali dönüşü görevden alınan savcıları konuşmaya çağırıyor:
“Deniz Feneri’nde 100 milyon doların üzerinde bir yolsuzluk var. Bağış yolsuzluğundan öte, naylon şirketler, faturalar var. Savcılar büyük ihtimalle bunlara ulaştı. Bu işe karışanların mal varlıklarını ortaya çıkardılar. Asıl faillerin AKP ile iç içe olduğunu herkes biliyor. Biz davanın her aşamasını, her duruşmasını izleyeceğiz.”
3 yıldır görev yapan savcıların iddianamenin yazımı aşamasında devreden çıkarılmaları, Deniz Feneri’yle ilgili kamuoyunda oluşan “örtbas” algısını pekiştiriyor. Buna “köstebek” üzerinden zanlılara aramalar konusunda bilgi sızdırılması ve “delillerin karartılması” iddiaları da eklendiğinde skandal giderek büyüyor.
Deniz feneri malum, yol gösterici, aydınlatıcıdır.
Almanya’da sönen fener, Türkiye’de de tersine işlev görecek gibi.
Davayı kapatmaya çalışanlar kayalara bindirebilir.
Savcıların görevden alınması gözü kara gidişe işaret!