Ah piyasam benim! Bunu hak edecek ne yaptık? Tarihte hiçbir zaman böyle bir tanrı olmadı, yani anti-insani, dışlayıcı, suçlayıcı, otoriter, seçici, değerler karşıtı, şimdiki modern dünya gibi sapkınlık içinde Eski imparatorluklar tanrıların öfkesini yatıştırmak için kurbanlar sunarlardı. Afetlerin, hastalıkların ve kuraklığın neden olduğu krizlere girmeyi önlemek için onları memnun ederlerdi. Bugünlerde Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, […]
Ah piyasam benim! Bunu hak edecek ne yaptık? Tarihte hiçbir zaman böyle bir tanrı olmadı, yani anti-insani, dışlayıcı, suçlayıcı, otoriter, seçici, değerler karşıtı, şimdiki modern dünya gibi sapkınlık içinde
Eski imparatorluklar tanrıların öfkesini yatıştırmak için kurbanlar sunarlardı. Afetlerin, hastalıkların ve kuraklığın neden olduğu krizlere girmeyi önlemek için onları memnun ederlerdi. Bugünlerde Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, hazır Kongre her düzeyde büyük fedakârlıklar yapmaya kararlı iken, piyasaları sakinleştirmek için tüm dünya medyasında yankı bulan önceden hazırlanmış konuşmasını yaptı.
Kurbanlar ise yavaş yavaş kendi hazin kaderlerine götürüldüler. Bu büyük tanrıya, haraç ödemek amacıyla, ilahi bir kurtuluş vaadi ve nihai bir amaç gibi “kalkınma” mevzuatına sadık, onun emirlerine biat etmeye istekli olanların bulunduğu ülkelerinde bir araya getirildiler.
Suçu kanıtlanmış milyonlarca insan: kaliteli bir eğitime erişemeyecek, onurlu bir emeklilik elde edemeyecek, bir iş sahibi olamayacak ve hatta bunların birçoğu gerekli temel gıda maddelerine ulaşamayacak.
Aman, panik yapmamalıyız. Çünkü piyasa sadece verimsiz ve yetersiz olanları cezalandırır. Üstelik bütün bunlar Gayri Safi Yurtiçi Hâsılada artış elde etmek için gerekli. Hem büyük bilgelere göre bu ekonomiye çok iyi gelir. Yani mutluluğa ulaşmamız için doğru yolda olunması gerektiğini düşünüyorlar. Sadece gözlerimizi kapatmamız ve güçlü olmaya devam etmemiz gerek. Bak neredeyse vardık. Fakat öyle görünüyor ki, bu vergiler de yeterli olmayacak.
Her şeye gücü yeten yüce, vücudumuzun bize bir yük olduğuna karar vererek yeryüzünde hüküm sürmesi için çirkinliği gönderdi, sadece şanslı ya da güzel, herkes, bu ilk günahtan arınmaya dikkat etmeli.
Artık, kadınlar ve erkekler eşit bir şekilde kendimizi çirkin hissedebiliriz. Hatta biz kendimiz için bile bir utanç kaynağıyız, bu nedenle bizimle ilişki kurmak biraz zorlaştı ve biz birbirimize layık değiliz. Taşıdığımız bu korkunç haç, tüketim yoluyla kısmen itfa edilebilir, tüm musibetlere çare bulunur.
Gerçekten zekice! Organlar kolayca değiştirilebilir. Kötülükler ise yalnızca çok başarılı olanların erişebildiği ve bizi O’nun emrine veren her şeye gücü yeten yücenin sonsuz yelpazesi ile pek çok üründe gizlenebilir. Hem büyük başarılı şahsiyetler, bizi başarıya götürecek en iyi yoları açtılar, düşünmemize bile gerek yok, böylece yapmaya kendimizi daha kolay adaya biliriz. Rol modeller çok açık ve çok tanınan kişiler, yeni nesiller televizyonda, müzikte ve her yerde (!) onların bilgeliğinden ve cazibesinden beslenebilirler.
Dahası, doğru yolu gösteren yüce tanrı, doğal kaynakları, nüfusun geri kalanına veya en azından onları ödeyebileceklere satmaları için en başarılı özel kişilere koşulsuz teslim edilmesi gerektiğini emretti. Aydın kişiler ise kalkınmamıza yol açacak olan özelleştirme yolunu bize öğretmekteler.
Tüm çabalarımıza karşın belli ki işler daha da kötü gidiyor. Ama en kötü anda bile umudu yitirmiyorum. Güven ve ümit ile çok yakında onu iyileştireceğiz. Ancak yine de soramadan edemiyorum, daha ne kadar fedakârlık yapmak zorunda kalacağız…
Ah piyasam benim! Bunu hak edecek ne yaptık?
Tarihte hiçbir zaman böyle bir tanrı olmadı, yani anti-insani, dışlayıcı, suçlayıcı, otoriter, seçici, değerler karşıtı, şimdiki modern dünya gibi sapkınlık içinde.
Sana kimin sahip olup olmayacağına, kimin mutlu olacağına, kimin eğitimli olacağına, kimin dışlanacağına, kimin açlıktan ve susuzluktan öleceğine, kimin seyahat edeceğine, kimin köle olmak zorunda kalacağına, kimin egemen olacağına, kimin çalışacağına, kimin çocuklarına ekmek götüreceğine, kimin çabalarından dolayı ödüllendirileceğine, kimin nelerin keyfini çıkaracağına… O büyük tiran karar veriyor.
[Rebelion’daki İspanyolcasından Atiye Parılyıldız tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]