Gözaltılar sonrası savcılığa çıkarılanlar arasından beş kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında iki Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi var. SBF Dekanlığı’nın ve Mülkiyeliler Birliği’nin, SBF topluluğu adına tutuklanan öğrencilerimize destek vermesi gerekmektedir Başbakanın kendisine muhalefet eden herkesi terörist ilan etmesi, Hopa’da asılan muhalif pankartlara tahammülsüzlüğü Metin Öğretmenin canına mal oldu. Metin Lokumcu devlet dersinde öldürülen* öğrencilerin yanına gömüldü. […]
Gözaltılar sonrası savcılığa çıkarılanlar arasından beş kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında iki Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi var. SBF Dekanlığı’nın ve Mülkiyeliler Birliği’nin, SBF topluluğu adına tutuklanan öğrencilerimize destek vermesi gerekmektedir
Başbakanın kendisine muhalefet eden herkesi terörist ilan etmesi, Hopa’da asılan muhalif pankartlara tahammülsüzlüğü Metin Öğretmenin canına mal oldu. Metin Lokumcu devlet dersinde öldürülen* öğrencilerin yanına gömüldü.
Doğanın talan edilmemesi için HES’lere karşı başkaldırıyordu Metin Lokumcu Hopa’da öldürüldüğünde. “Alın götürün beni, kurtarın devleti!”olmuştu son sözleri.
Zenginlerin, muktedirlerin ölüsünü yumaya teşne başbakan, Metin öğretmenin ölümünden bahsederken adını anmaya bile gerek duymadığını ilan etti. Yetinmedi, Metin öğretmenin ailesine başsağlığı dileyenleri kınadı. O da yetmedi, “eşkıya şehre inmiş”, dedi muhalefet hakkını kullananlar için.
Her yer Hopa, her yer direniş oldu sonra… Hepimiz Metin Lokumcu olduk…
Metin öğretmenin katline tepkiler büyüdükçe başbakanın ve polisin hıncı, kini arttı tepki duyanlara.
Ankara’da 31 Mayıs’ta düzenlenen eylemde Hopa olaylarını protesto eden Dilşat Aktaş’ı polis linç edercesine dövdü. Kalça kemiği kırılan, ağır şekilde yaralanan Aktaş’ı sokakta yarı baygın bıraktı onu döven polisler. Aktaş’a uygulanan polis şiddetini başbakan her zamanki erkek egemen, faşizan üslubuyla destekledi.
Gözaltına alınan 54 kişi üç saat boyunca polisin sözlü, psikolojik ve fiziksel işkencesine maruz kaldı. Sekiz kişi hastaneye kaldırıldı. Gözaltına alınanlardan Barış Önal ile Barış Çelik’in darp sonucu kulak zarları yırtıldı.
Gözaltılar sonrası savcılığa çıkarılanlar arasından beş kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında iki Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi var.
SBF Dekanlığı’nın ve Mülkiyeliler Birliği’nin, SBF topluluğu adına tutuklanan öğrencilerimize destek vermesi gerekmektedir. SBF geleneği, devlet dersinde öldürülenleri, kelimelerin altında kanayanı görmeyi gerektirir. Tutuklanan öğrencilerimizin yaptığı, bu geleneğe sahip çıkmaktır. Mülkiye’nin mülksüz şairleri Ece Ayhan’ın ve Cemal Süreya’nın kelimelerince kıymetlidir bizim için tutuklu öğrencilerimiz.
6 ve 7 Haziran’da Cebeci Kampüsü’nde Hopa protestolarında uygulanan şiddet, kadın düşmanlığı, halk düşmanlığı, işçi düşmanlığı, öğrenci düşmanlığı kınandı. SBF öğrencilerinin ve Eğitim-Sen’in yaptığı basın açıklamalarında hazır bulunanlardan daha fazla sayıda polis vardı Cebeci’de iki gün boyunca. Çevik Kuvvet Cebeci’yi abluka altına almıştı yıldırma amacıyla. Oysa SBF öğrencilerinin eylemlerinde dedikleri gibi, “uslanmaya” niyeti yok kimsenin. Öfkemiz baki… Ne çığırından çıkmış polisin ne de başbakanın tehditleri yetmeyecek bu öfkeyi dindirmeye.
Taşıran damla oldu çünkü Metin Lokumcu’nun katli, cinayeti protesto eylemlerindeki polis şiddeti ve başbakanın sürece ilişkin nefret söylemi. Cemal Süreya’nın Taşıran Damla şiirinde dediği gibi:
Gün gelir bir sürü şey
Zoruna gitmeye başlar gerçeğin
Yenilgiler de birikir ilenç de
Kentlerin sarı gözeneklerinde
Zoruna gitmeye başlar gerçeğin
Gerçeğin zoruna gitmeye başlayan bir sürü şey adına, biriken ilenç adına, Metin Lokumcu’yu alıp götürmekle devleti kurtaracağını sananlara isyanla, yenilgileri yengiye dönüştüreceğine inançla “Seviyorum seni taşıran damla”…
(*) Siyasallı şair Ece Ayhan’ın Meçhul Öğrenci Anıtı şiirine atıfla… “Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında/Bir teneffüs daha yaşasaydı,/Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür/Devlet dersinde öldürülmüştür.”
* Füsun Çiçekoğlu
2002-2004 dönemi Mülkiyeliler Birliği Başkanı