Yandaki fotoğrafa iyi bakın: Polisin yere yatırıp, üstüne bastığı bu çocuk bir seri katil değil… Cani değil, tecavüzcü değil, gaspçı hiç değil… Üzerinde ne tabanca var ne de bıçak! O çocuk bir üniversiteli… Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde okuyor… Yani akıllı, eğitimli, bilinçli bir delikanlı! Tek suçu üniversite harçlarına ve Karadeniz’deki hidroelektrik santrallerine karşı çıkmak! Bu yüzden; […]
Yandaki fotoğrafa iyi bakın:
Polisin yere yatırıp, üstüne bastığı bu çocuk bir seri katil değil…
Cani değil, tecavüzcü değil, gaspçı hiç değil…
Üzerinde ne tabanca var ne de bıçak!
O çocuk bir üniversiteli… Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde okuyor… Yani akıllı, eğitimli, bilinçli bir delikanlı!
Tek suçu üniversite harçlarına ve Karadeniz’deki hidroelektrik santrallerine karşı çıkmak!
Bu yüzden; üniversiteye gelen Çevre Bakanı’nı protesto etmek!
Vay; sen misin Bakan Bey’i üniversitede istemeyen!
Polis anında durumdan vazife çıkarıyor; bölgenin ve Bakan’ın güvenliğini sağlamakla yetineceğine, şiddet kullanmayan gençlere şiddetle müdahale ediyor!
Tekmeler, coplar havada uçuşuyor… Gencecik bedenler yerlerde sürükleniyor…
12 Mart ve 12 Eylül döneminde binlerce genç emniyette ve cezaevlerinde işkence gördü. Bırakın 12 Eylül’ü; daha birkaç yıl önce bildiri dağıttığı için gözaltına alınan Engin Çeber, işkenceyle öldürüldü…
Ama bugün durum çok daha vahim!
Çünkü yakın geçmişe kadar emniyette ve cezaevinde gizli kapaklı yapılan işkence, bugün açık açık sokaklarda, meydanda yapılır oldu!
İşin ilginci İçişleri Bakanlığı, polisin bu inanılmaz tavrını küçük uyarılarla geçiştiriyor, şiddet uygulayan polisler hakkında soruşturma bile açtırmıyor!
Lafı uzatmayacağım:
Bunun bir adım ötesi faşizmdir!
Faşizme seyirci kalan herkes de… En az faşistler kadar suçludur!
GÜNÜN SORUSU
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, Kenan Evren’in avukatlığını yaptığı ortaya çıktı…
Sorum milletvekillerine:
Bırakın avukatlığı… Aranızda 12 Eylül döneminde işkence yapıp da bugün darbe karşıtlığına soyunanlar yok mu?
Bu ülkede kimse yasaları okumuyor mu?
Bu ülkede eskiden herkes futbol konuşurdu, hakemliğe soyunurdu; ama kimse futbol kurallarını okumazdı…
Şimdi herkes hukuk konuşuyor ve hâkimliğe soyunuyor ama kimsenin yasalardan, yasa maddelerinden haberi yok!
Zonguldak Başsavcılığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni “kâğıttan kaplan”a benzeten CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’un hakkında soruşturma açmak için Adalet Bakanı’ndan izin istedi.
Gerekçe olarak da Türk Ceza Kanunu’nun “Türklüğü, cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama”yı düzenleyen 301’inci maddesini gösterdi…
Yandaş medya da bu olayın üstüne atladı!
İyi de… Acaba 301’inci madde tam ne olarak ne diyor?
MADDE 301
(1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’ni, devletin yargı organlarını, asker veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
Soruşturma izni isteyen savcılar dahil olmak üzere, Batum’un yargılanması gerektiğini savunan herkes, maddenin ikinci fıkrasından yola çıkıyor…
Ama ne hikmetse, “Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” diyen dördüncü fıkrayı kimse görmüyor, görenler de sözünü etmiyor!